Kurtarma paketiyle birlikte, Yunanistan‘da kemer sıkma politikası başlamış, vergiler yükselmiş, bazı kalemlerde vergi muafiyeti kaldırılmış ve kamu harcamaları kısılarak, halk yoksullaşmıştı.
2010′den bu yana uygulanan kemer sıkma politikalarıyla maaşları düşürülen Yunan halkı, son kurtarma pakediyle biraz daha yoksullaştırılmıştı.
Düşünsenize, bir sabah kalkıyorsunuz ve maaşınızın hatırı sayılır bir kısmının buharlaştığını duyuyorsunuz.
Derken Çipras isimli solcu bir lider, bırakın kemer sıkma politikalarını, bedava elektrikten, ücretsiz sağlık hizmetlerine varıncaya kadar, halka pempe vaatler sundu.
Ve seçimden de birinci parti çıkıp, iktidarın büyük ortağı olarak, iş başına geldi.
Ancak hiçbir vaadini yerine getiremediği gibi, halkı daha da yoksullaştıracak olan AB’nin dayattığı ‘reform pakedine imza attı.
En sert tepki partisinden geldi.
Bir grup milletvekili istifayı basarak, gerçek bir sol parti kurma iddiasıyla Syriza‘dan ayrıldı.
Önceki gün Yunanistan’daki erken seçim sonuçları duymuşsunuzdur.
Pempe vaatlerinin hiçbirini tutamayan Çipras, açık ara seçimin galiba oldu.
Ve yine koalisyonla ülkeyi yönetmeye devam edecek Çipras liderliğindeki Syriza…
Peki, bu nasıl oldu?
Yani, birkaç ay önce halkı zenginleştireceğini söyleyen bir parti, tam tersini yapmasına rağmen, neden oyları sildi, süpürdü ve adeta sandıktan tulum çıkardı?
Geçen aylarda, Yunanistan‘daydık ve Yunanistanlılara Çipras’ı sorduk.
Hiçbiri, AB dayatmalarına boyun eğip reform pakedini imzalayan Çipras‘a öfkeli değildi.
Aksine eski siyasetçilere tepki duyuyorlardı.
Yani PASOK‘a ve Yeni Demokrasi Hareketi’ne…
Yoksulluk batağında debelenen, borç sarmalı içine çekilen perişan Yunanistan‘ın durumundan, PASOK ve Yeni Demokrasi Hareketi gibi partileri sorumlu tutuyorlardı.
Çünkü yıllardır, bu 2 parti Yunanistan‘ı yönetmişti.
Yunanistan’daki bu tablo, Türkiye‘deki siyasal duruma ne de çok benziyor…
2002’de, ekonomik krizler ve yolsuzluk iddiaları nedeniyle tasfiye edilen partiler, bir daha ayağa kalkamadılar.
Kimi, tarih oldu kapandı, kiminin tabelası duruyor, kimi de yüzde 1’i aşmış değil sayısını bile hatırlamadığımız tüm seçimlerde.
2002 seçimi, köklü partilerin yok olmasına yol açarken, 13 yıllık AK Parti iktidarının da miladı olmuştu.
Bakalım, 1 Kasım 2015 değişime gebe olacak mı?
Syriza’da 4 Türk milletvekili
Yunanistan seçimleri, Batı Trakya Türkleri için de önemliydi.
Önemliydi, çünkü Syriza‘dan 4 Türk milletvekili seçildi.
Aslında, Yunanistan‘da Türkleri, Sadık Ahmet‘in kurucusu olduğu Dostluk Barış Eşitlik Partisi temsil ediyor.
Ancak adaletsiz seçim barajları nedeniyle, Türklerin yaşadığı bölgeden oyların neredeyse tamamını alan Dostluk Barış Eşitlik Partisi’nin başarısı, temsile yansımıyor.
Ne var ki Syriza‘daki Türk milletvekillerinin artması, Batı Trakya mücadelesi adına çok değerli.
CHP, dağdan neden oy alamıyor?
Seçim yaklaşıyor.
Siyasi partiler de seçim bildirgelerini revize edecek.
Hiç kuşkusuz, seçim bildirgelerine hayati dokunuşlar olması lazım ki, toplumda karşılık bulsun, sandığa yansıyın.
Dün CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, konuğumuz oldu.
Özellikle Aydın‘dan dağ bölgesindeki CHP‘nin oylarını arttırması bekleniyordu.
Ancak, dağda AK Parti yine açık ara seçimin galibiydi.
Aydın‘a bunun nedenini sordum.
3 nedenden söz etti:
-Bölge halkı üzerindeki din etkisi.
-İş baskısı
-Erzak ve yardımlar
Ancak Aydın, özellikle Demir Yolu Altı‘ndaki mahallelerde yaşayan dağlıların, CHP‘ye oy verdiğini öne sürdü.