CHP kulislerinde Kılıçdaroğlu’nun, “Ya bana katılın ya da yolumdan çekilin” sözleri tartışılıyor.
Dün parti kulislerini yoklayarak, Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin ne anlama geldiğini öğrenmeye çalıştım.
Öncelikle Kılıçdaroğlu’nun dışarıya değil parti içine mesaj verdiğini belirtebilirim.
Mesajın 2 adresi olduğu söyleniyor.
İlki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na.
Biliyorsunuz İmamoğlu, potansiyel cumhurbaşkanı adayı.
İmamoğlu’nun bayramdan sonra yurt gezilerine çıkacağı ve adaylık için nabız yoklayacağı söyleniyor.
Bu da, İmamoğlu’nun adaylığına karşı olan Kılıçdaroğlu’nun onaylayacağı bir durum değil.
Mesajın diğer adresinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olduğu söyleniyor.
Yavaş, her ne kadar cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda edilgen bir tutum sergiliyor olsa da, medya ve bazı çevreler tarafından parlatılması, onu da potansiyel aday konumuna düşürüyor.
Kılıçdaroğlu bir cümleyle 2 isme mesaj veriyor gibi görünse de, aslında sözlerinin muhatabı kafasında adaylık düşüncesi olan tüm CHP’lilerdir.
Nitekim uzun zamandan bu yana adaylık niyetini belli etmekten geri durmuyor Kılıçdaroğlu.
Erken seçim başta olmak üzere hiçbir gerekçe olmamasına rağmen, kongre ve kurultay yapmamasının altında da adaylık niyeti yatıyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığına giden yolu, kendisine koşulsuz bağlı olan örgütlerle yürümek istiyor.
Bugünkü örgüt yapısı da tam da bu tabloyu tarif ediyor.
Hak, hukuk ekmek ve su gibi ihtiyaç
Kavala kararı, iktidar çevrelerinde bile rahatsızlık yarattı.
Bülent Arınç, imalı bir sosyal medya paylaşımı yaparken, AK Parti eski milletvekili Hüseyin Kocabıyık mahkeme kararını eleştirmekten geri durmadı.
CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın ile konuştuk bu güncel konuyu.
Farklı bir değerlendirme yaptı Aydın:
“Vatandaş 2 yıldır pandemi nedeniyle ekonomik olarak zor durumda kaldı. Ardından anlamsız faiz indirme kararıyla daha da zor günler geçirdi. Ancak tüm bunlar yaşanırken sokağa çıkmayıp, tepkilerini göstermediler. Kavala kararında ise çok yoğun tepki verdiler. Demek ki hak, hukuk, adalet gibi kavramlar, ekmek kadar, su kadar önemli bir ihtiyaç.”
O uçuşlar felakete davetiye çıkarıyor
Yunuseli’ndeki uçak kazası görüntülerini bilmem izlediniz mi?
Kazada 2 kişi yaşamını yitirdi ancak daha büyük facianın olmaması, büyük şans.
Bu hadise bir kez daha gösterdi ki, o bölgede eğitim uçuşlarının yapılması son derece riskli.
Hem pistin yerleşim birimlerine yakın olmasından hem de uçuş eğitimi veren firmalarla ilgili iddialardan dolayı.
Bakın kazada yaşamını yitiren Furkan Otkam’ın annesi Sevgi Otkam neler söylemiş:
“Bir insan 15 saat çalışamaz. Yavrumun ayaklarının altı nasır olmuştu. Sabah 05,00’de başlayıp akşam 22,00’de iş bırakılır mı? Sigortasını bile yapmamışlar. Allah’ım uçağın arızası çok fazlaydı. ‘Anne bir yerde motoru durdu, uçağı indirdim’ dedi. Bu sefer beceremedi yavrum. Uçak, durmadan arıza yapıyordu.”
Kuşkusuz bu sözler, yüreği yanan bir annenin ağzından döküldü.
Ancak, çok ciddi iddialar ortaya atmış acılı anne.
Kazayla ilgili soruşturma açıldı.
Soruşturma titizlikle takip edilmeli.
Ayrıca eğitim amaçlı uçuşlar sıkı bir şekilde denetlenmeli, gerekirse uçuşlar yasaklanmalı.
Yine mi zam?
Cumartesi akşamından geçerli olmak üzere benzinin litre fiyatına 85 kuruş zam geleceği haberleri vardı dün.
Petrolün varil fiyatı düşüyor, pompaya yansımıyordu.
Hadi buna alıştık ve itirazımız olmuyordu diyelim.
Ancak fiyatı düşen bir ürüne zam yapmak da neyin nesi?