Milli Nizam Partisi…

Milli Selamet Partisi…

Refah Partisi…

Fazilet Partisi…

Ve son tahlilde Saadet Partisi ile Yeniden Refah Partisi…

1969’dan bu güne yarım asırdır siyasal İslamcı gelenek 6 parti kurdu.

Dördü kapandı, 2’si halen faaliyetlerini sürdürüyor.

Necmettin Erbakan’ın ölümünün ardından bölünen Milli Görüşçülerin bir kısmı, Fatih Erbakan liderliğinde Yeniden Refah Partisi’ni kurdular.

Bugün 2 siyasi parti de Milli Görüş’ün temsilcisi olduğunu söylüyor.

Yeniden Refah Partisi ise bugün 1. Olağan Büyük Kongresi’ni yapacak.

 

***

Milli Görüş’ün temsilcisi hangi parti, bu yazının konusu değil.

Ancak hafta içi medyada konuğum olan Yeniden Refah Partisi’nin yöneticileriyle yaptığım kısa söyleşiyle takdiri siz değerli okuyucularıma bırakmak istiyorum.

Konuklarım Yeniden Refah Partisi İl Başkanı ve MKYK Üyesi Naim Öztürk, İl Başkan Vekili  Hasan Karabulut, İl Başkan Yardımcısı Erol Taşçı ve Gençlik Kolları Başkanı Fatih Şahinler’di.

 

***

Yeniden Refah Partisi, Bursa’da 8 bin 918 üyeye ulaşmış.

Naim Öztürk, küsuratını söyleyecek kadar üye sayılarını ezbere biliyordu.

Nitekim gün, gün takip ediyormuş üye kayıtlarını.

Doğrusu yeni kurulan bir siyasi parti için küçümsenecek bir sayı değil.

Öztürk, bugünkü büyük kongreye de 3 bin 600 kişi gideceklerini söyleyerek, Bursa teşkilatının güçlü olduğunu vurguluyordu.

Peki, Yeniden Refah Partisi’ne diğer partilerden üye kayışları mı olmuştu?

Naim Öztürk’e göre her partiden üye kaydetmişler ama en çok AK Parti’den gelenler olmuş.

 

***

Yeniden Refah Partisi’nin söylemlerini sordum Öztürk’e.

Mevcut iktidarın sorunları çözemediğini savundu, ekonomide büyük bir kriz olduğunu öne sürdü, ahlaki erozyondan söz etti.

Ve tüm bu sorunların ‘adil düzenle‘ çözülebileceğini savundu.

Yani Öztürk, Necmettin Erbakan’tan miras kalan modeli hayata geçireceklerini söylüyordu.

 

***

Öztürk’e Yeniden Refah Partisi’nin hangi ittifaka yakın olduğunu da sordum.

Net bir yanıt vermedi.

Yani ne Cumhur İttifakı’na ne de Millet İttifakı’na yakın olduklarını belirtti.

Ancak şu cümlesi önemliydi:

AK Parti’nin alternatifi biziz.

Bu şu anlama da geliyor:

Muhafazakar seçmen bir gün AK Parti’den umudunu kestiğinde gidecekleri adres Yeniden Refah Partisi olacak.

Bunu dillendirmeseler de Saadet Partililer de aynı iddia peşindeler.

Yani seçmenin çoğunluğunu oluşturan muhafazakarların oylarına sahip olmak.

Yeniden Refah Partisi’nin bu hedefe ulaşıp, ulaşamayacağını söylemek için henüz erken.

Ancak muhafazakar seçmenin yöneleceği çok fazla parti yok.

 

Doğan Ersöz Ödülleri ve yeni virajda iş dünyası

 

BUSİAD Doğan Ersöz Ödülleri önceki gece sahiplerine verildi.

Ödül alanları gazetenin haber sayfalarında okudunuz.

Doğan Ersöz Ödülü Karsan’a, BUSİAD Kültür ve Sanata Katkı Ödülü Panorama 1326 Fetih Müzesi’ni yapan Osmangazi Belediyesi‘ne, BUSİAD Meslek Ödülü de Prof. Dr. Ali Ceylan‘a verildi.

Ödül süreci ince elenip sık dokunarak tamamlanıyor.

Bin 200 çalışanı, yüzde yüz yerli sermayesi ve elektrikli araç üretecek kadar kendisini geliştiren teknolojik alt yapısıyla Karsan’ın, 1 yılda 630 bin ziyaretçi sayısına ulaşan bir müze yapan Osmangazi Belediyesi’nin ve yüzlerce öğrenci yetiştirerek akademik camianın örnek isimlerden biri olan Ali Ceylan’ın ödüllere layık görülmesi kuşkusuz tesadüf değil.

BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Hadi Türkay da, dönemin koşullarına uygun bir konuşma yaptı.

Yani gelir dağılımındaki adaletsizliğe vurgu yaptı, teknolojik değişime ayak uydurmak gerektiğini söyledi ve çevreci bir üretim hedefini ortaya koydu.

Türkay’ın şu sözlerine kim itiraz edebilir:

“Dünya ekonomik, sosyolojik ve teknolojik olarak bir dönemecin içinde.

Az gelirlilerle yüksek gelirliler arasındaki fark daha belirgin hale geldi. İklim değişikliği de en çok geliri az olanları etkiliyor.  100 yıl içinde deniz suyunun 60-80 metre yükseleceği öngörülüyor. Bundan sonra alacağımız tüm kararlarda, yeni iklim koşullarını göz önünde bulundurmalıyız. Teknolojik gelişmeler de kısa sürede hayatı derinden etkileyecek. Bunların sonucu insansız üretim, gelişmiş robot teknolojileri de hayatımızda olacak. Gelişmekte olan ülkelerin bazıları, bu konularda geri kalacaklar. Böylece ülkeler arası ekonomik fark daha da belirgin hale gelecek. Yeni bir dönemecin içindeyiz. Direksiyonu doğru yönde sıkı tutabilirsek, hız kurallarına dikkat edersek, savrulmadan bu dönemeçten çıkabiliriz. Yaşayıp beraber göreceğiz. En büyük artımız, dönemeci önceden görebilmemiz. Artık hızımızı ayarlayıp direksiyonu çevirmekte iş. Umarım başarılı olup yeni çağın önemli aktörleri arasında yerimizi alabiliriz. İşte BUSİAD olarak görevimiz virajın eğimini, hangi hızla girilirse savrulma yaşanmayacağını tecrübelerimize dayanarak muhataplarımıza aktarmak. Ve bugün de bu görevi yapıyoruz.”