4 Mart 2014 tarihli Resmi Gazete’de çıkan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın “Ücretsiz veya İndirimli Seyahat Kartları Yönetmeliği” çok açık.
Yönetmelik, 65 yaş üstündeki yurttaşlara şehir içi ulaşım araçlarında bedava, şehirler arasında demiryolları ve denizyollarında yüzde 50 indirimli seyahat imkanı sağlıyor.
Son yılların devrim niteliğindeki kararından biri olan bu yönetmeliği, çok önemli bir sosyal devlet uygulaması olarak görüyorum.
Aynı zamanda devlet, yıllarca çalışıp, didinip emekli olan yaşlılarına bir jest yapıyor ücretsiz seyahat kartlarıyla.
Peki sahadaki durum yönetmelikte yazdığı gibi mi?
Maalesef hayır…
Çünkü, diğer illeri bilmem ama Bursa’daki özel halk otobüs şoförlerinin bazıları devletin çıkardığı yönetmeliği tanımıyor, 65 yaş üstü yurttaşları yollarda perişan ediyor.
Mesela, yaşlılar durakta tek başınaysa özel halk otobüsü şoförü o durakta durmuyor.
Veya durakta başka yolcular varsa zorunlu olarak yaşlıları almak zorunda kalıyor ancak onları rencide edici sözler sarf ediyor bazı şoförler.
Kışın dondurucu soğuğunda, yazın kavurucu sıcağında duraklarda yaşlılar mağdur oluyor.
Bu yazıya özel halk otobüsçüleri itiraz edip, yazdıklarımı yalanlamaya kalkmasın çünkü durakta perişan olan çok sayıda yaşlının anlattıklarını paylaşıyorum.
Tümü için bir genelleme yapamam ancak bazı özel halk otobüsü şoförlerinin bu yasa tanımaz tavrı, yönetmelikleri takmayan tutumları yaşlıları canından bezdirmiş durumda.
Eminim ki Bursa Özel Halk Otobüsçüleri Odası Başkanı Sadi Eren de bu durumdan memnun değildir.
O halde bir an önce konuya el atmalı.
—————-
Tonlarca yiyecek nasıl çöpe gidiyor?
Geçen pazar arkadaşımla serpme kahvaltı hizmeti veren tanınmış bir mekanda kahvaltıdayız.
Masa birkaç dakika içinde donatıldı.
Abartmıyorum en az 15 çeşidin bulunduğu kahvaltı masasında bir kuş sütü eksikti.
İki değil 12 kişinin doyabileceği kadar yiyecek vardı masada, o derece.
Hiç çatal vurmadan masadaki tabakların çoğunu, israf olmasın diye kaldırttım.
Garsona da çöpe giden kahvaltılıkları sordum:
“Abi sorma, çöpe attıklarımızla günde en az 400 kişi doyar” dedi.
Mekan sahibini tanıdığım için israfa neden göz yumduklarını sordum ve serpme kahvaltı sistemini bırakmaları gerektiğini dostça önerdim ilk karşılaşmamızda:
“Bu konuda çok dertliyiz. İsrafın önüne geçmek için çeşidi ve porsiyonları küçülttük. Ancak bu kez de müşteriler tepki gösterdiler. Biz de eski sisteme geri dönmek zorunda kaldık” dedi.
Peki ne kadar yiyecek çöpe gidiyor bu mekanda?
100 kilo yiyeceğin en az 30’u çöpe gidiyormuş.
Yani günde 1 ton yiyeceğin servis edildiği mekanda 300 kilo yiyecek israf oluyormuş!
Ayda 9 ton, yılda da yaklaşık 110 ton yiyecek sadece sözünü ettiğim mekanda çöpe atılıyor.
Mekan sahibi, israfın daha büyüğünün iftar sofralarında yaşandığını da söyledi.
Bütün gün boş kalan midenin alabileceği yiyecek sınırlı olmasına rağmen, iftar masaları tıpkı kahvaltı sofraları gibi donatılıyor.
Sonuç, yine çok büyük israf.
Çünkü midemiz değil gözümüz aç.
Kaynakların sınırlı, ihtiyaçların sınırsız olduğu memlekette, israf deyip geçmeyin.
İsrafın önüne geçmekle 10 binlerce insanın gıda ihtiyacı giderilebilir.
Sadece biraz duyarlılık.
————————–
Sarsıcı araştırma
Ajans Press, Türkiye’nin günlük alışkanlıklarına yönelik bir araştırma yapmış.
Araştırmaya göre, Türkiye’de bulunan 71 milyon mobil kullanıcının %75’i akıllı telefon kullanıyor.
Daha çarpıcı olan ise cep telefonu başında geçirdiğimiz sürenin son bir yılda yüzde 15.4 artarak günde 2 saat 59 dakika olması.
Yani günün 3 saatinde cep telefonumuzla meşgul oluyoruz.
Peki günde kaç saat kitap okuyoruz?
Saat bile değil.
Türkiye İstatistik Kurumu’ndan elde edilen bilgilere göre Türkiye’de bireyler kitap okumak içinde günde sadece bir dakika vakit ayırıyorlar.
Bu 2 istatistik neden gelişmiş ülkeler arasında yerimizi alamadığımızı göstermiyor mu?