2015 yılında Paris’te iklim konferansı toplandı.
Paris’te üzerinde uzlaşılan metne, 1 yıl sonra New York’ta toplanan zirvede 175 ülke imza attı.
2020’den itibaren geçerli olan ve bugüne kadar 197 ülkenin altına imza koyduğu metin, dünya tarihinin en kapsamlı çevre anlaşmalarından biri.
Hedef, küresel sıcaklık artışını, sanayi öncesi dönemdekine kıyasla 2 derecenin altında tutmak.
***
Dünyada çevreyi en fazla kirleten, en fazla enerji tüketen ve en çok iklim değişikliğine yol açan iki ülke ABD ve Çin.
ABD, Trump döneminde anlaşmadan çekilse de Bıden ile geri dönme sürecini başlattı.
***
Paris İklim Anlaşması yürürlükte ama iklim değişikliği sürüyor, kuraklık almış başını gidiyor ve su kaynakları hızla tükeniyor.
Uzmanlar yakın gelecekte su savaşlarının başlayacağını ve gıda kıtlığının kapıda olduğunu söylüyorlar.
***
İklim değişikliğinin önüne geçmek elbette devletlerin işi ancak yerel yönetimlerin üzerine düşen görevler de var.
Yani kaynakların kıt, ihtiyaçların sınırsız olduğu bir dünya düzeninde, kentlerin yönetimini elinde tutan belediye başkanlarının yapması gerekenler de var.
***
Bursa’da belediye ve meslek odası işbirliğiyle iklim değişikliklerinin önüne geçilmesi için bir çalışma yürütülüyor.
İklim adaptasyonu…
***
Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Başkanı Necla Özkaplan Yörüklü, su kaynaklarını verimli kullanmak, yağmur sularının boşa gitmesini önlemek ve toprakla buluşmasını sağlamak, yenilenebilir enerji kaynaklarını yaygınlaştırmak, çevreyi korumak ve çöpleri ayrıştırmak şeklinde özetleyebileceğimiz çalışmayı, kapı kapı dolaştığı belediye başkanlarına anlatıyor.
Bursa’da, Büyükşehir Belediyesi ve Nilüfer Belediyesi ile işbirliği yapan Özkaplan, Eskişehir’de Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile görüştü.
***
Peki iklim adaptasyonunda yapılması gerekenler neler?
5 maddeyle özetleyelim.
–İklim pozitif tasarımı. (Bölgelerin bitkileri ve ağaçları kullanılacak, doğal yapı malzemeleri tercih edilecek. Beton blok su geçirmez malzemelerden kaçınılacak, geçirgen maddeler tercih edilecek ve çalışmalar dönüşebilir kaynaklar dikkate alınarak yürütülecek.
2- Yağmur suyu yönetimi. ( Şehirleri sünger gibi düşünmek. Yağmur suyunu toprağa çekecek tasarımlar yapmak ve bunu da yasa ve yönetmeliklerle sağlamak)
3-Çöpleri ayrıştırmak.
4-Alanı temizlemek.
5-Yenilebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek.
***
Ne dedik?
İklim değişikliğinin önüne geçmek sadece devletlerin sorumluluğu olmamalı.
Herkes kendi evinin önünü temizleyecekse, yerel yönetimlerin bu hayati konuda hayati sorumlukları var.
“Parti kapatmaya karşıyız”
Önceki günlerde Saadet Partisi’nin basın toplantısına yer vermiştim.
Toplantıda parti kapatmalar da gündeme geldi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan, ama’sız, fakat’sız parti kapatmalara karşı olduklarını söyledi.
Bu durumda HDP’nin de kapatılmasından yana olmadıkları sonucu çıkıyor.
Arıkan, bu tavrını açıklarken, yanında oturan İl Başkanı Mehmet Atmaca, diyalog geliştirmek için Bursa’da tüm siyasi partilerin il başkanlarıyla görüşme talep ettiklerini söyleyecekti az sonra.
Ancak Atmaca HDP yetkililerinden randevu talep etmemiş.
Atmaca, bunun nedenini HDP’nin kapatma sürecinde olmasıyla açıkladı ama bana kaçamak yanıt gibi geldi.
Adalet
Vaka sayıları gerekçe gösterilerek yeniden yasaklar geldi ya…
Olan yine lokantacıya, kafeciye, kahveciye, yani esnafa oldu.
Kısıtlama mağduru esnaf, şöyle bir kıyaslama yapıyor:
Lebalep kongrelerde binlerce insanın kapalı alanda toplanmasına izin var ama bizim 100 metrekarelik dükkanımızda hizmet vermemiz kısıtlanıyor. Üstelik yasaklar kongreler bittikten sonra başladı. Olacak iş mi?
Adalet kavramını sorgulatan bu can alıcı soruya, tatmin edici bir cevap aranıyor.
Araç alım satımına vergi planlaması
Vatandaş, araç satın alırken silindir hacmine göre yüzde 45 ile yüzde 130 arasında ÖTV ödüyor, bu bir.
Vatandaş aracı kullanırken motorlu taşıtlar vergisi ödüyor, bu iki.
Vatandaş aracını satarken noterde para ödüyor, bu üç.
Vatandaş aracını satarken bir de araç alım, satım vergisi ödeyecekmiş, bu da 4.
Yani dolaylı vergi cenneti olan ülkemizde nur topu gibi bir dolaylı vergi daha geliyor.
Yeri gelmişken şu bilgiyi de paylaşayım:
Ülkemizde dolaylı vergilerin oranı yüzde 73.
Ekonomisi gelişmiş ülkelerde tam tersi bir tablo var.
Dolaylı vergilerin oranı, dolaysız vergilerden çok daha düşük.