Dünyada 30 milyon insan, ülkeleri dışında tedavi görüyor.
Bir başka ifadeyle sağlık turizminde 30 milyon insan trafiğinden söz ediliyor.
Sağlık turizmi harcamaları ise 500 milyar dolar!
Türkiye bu büyük pastadan ne kadar pay alıyor dersiniz?
2019’da Türkiye’nin sağlık turizminden elde ettiği gelir 1 milyar 65 milyon dolar civarında.
Yani koca pastanın küçük, küçücük bir diliminden pay alabiliyoruz.
Oysa bizim sağlık sistemimiz birçok Avrupa ülkesiyle kıyaslanmayacak kadar gelişmiş, sağlık merkezlerimiz çok sayıda ülke ile karşılaştırılmayacak kadar modern ve ucuz.
Ayrıca sahil, dağ, yayla, tarih ve inanç turizminin tümünü içinde barındıran, dört mevsimin yaşandığı az sayıdaki ülkeden biriyiz.
İngiltere’den, Fransa’dan dişlerini yaptırmak için gelen, gelmişken de tatilini yapan çok sayıda yabancının olduğunu biliyoruz.
Güney Afrikalı bir hastanın, Bursa’daki özel bir hastanede karaciğer naklini yaptığını biliyor muydunuz?
Tüm bunlara rağmen sağlık turizminde geldiğimiz nokta ortada.
Bursa’da da durum farklı değil.
İl Kültür Müdürü Dr. Kamil Özer ile görüşme notlarıma virgül koymuştum.
Bugün devam edeyim.
Özer, Bursa’daki sağlık turizmi potansiyelinin farkında.
Göreve gelir gelmez ilk yoğunlaştığı alanlardan biri sağlık turizmi olmuş ve sivil toplum örgütleri de dahil sektörün tüm paydaşlarıyla görüşmeler yapmış.
Ancak Bursa’daki tesislerin sağlık turizmine hitap edecek konseptte olması gerektiğini söylüyor Özer.
Yani yabancı turistlerin tesislerden tam pansiyon yararlanması gerektiğinin altını çiziyor.
Ne var ki, sağlık turizmi hedefinden ne kadar uzak olduğumuzu Bursa’daki konaklama süresi (1,92 gece) ortaya koyuyor.
Zaten Türkiye’de termal turizm deyince akla Afyon, Kütahya ve Yalova geliyor.
AK Parti Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Esgin’in kurucusu olduğu Bursa Sağlık Turizmi isimli bir dernek var.
Bir zamanlar hayli aktif olan dernekten uzun zamandır haber alamıyoruz.
Esgin vekil oldu diye dernek kendi kabuğuna mı çekildi yoksa?
Bursa’daki otellerin doluluk oranları
Dünkü yazımda Bursa’ya yılın ilk 6 ayında gelen turist sayısını, milliyetlerini, Uludağ’daki tabloyu ve turistlerin konaklama süresiyle ilgili güncel verileri yazmıştım.
Bugün otellerdeki doluluk oranlarını paylaşayım.
Yılın ilk yarısında Bursa’daki otellerin doluluk oranı yüzde 29,52 olarak kaydedilmiş.
Geçen yıl bu oran yüzde 30,23 idi.
Yani geçen yıla göre yüzde 2,34’lük bir kayıp söz konusu.
Uludağ’da ise daha olumlu bir tablo var.
Zirvedeki otellerin doluluk oranı kış sezonunda yüzde 39,03 olarak gerçekleşmiş.
Üstelik Uludağ’da bazı oteller kış sezonunda kapalı olduğu için doluluk oranını düşürdü.
Kapanan otelleri de hesaba katarsak Uludağ, pandemiye rağmen yerli turistler sayesinde iyi bir sezon geçirdi diyebiliriz.
Roma Tiyatrosu’na sponsor arayışı
İÇDAŞ demir-çelik sektöründe faaliyet gösteren büyük bir firma.
Öyle ki Türkiye’nin ikinci büyük çelik üreticisi konumundalar.
Ancak ben sosyal sorumluluk projelerine değineceğim.
Bu şirket; okullar, spor salonları yapıyor, yelken ve yüzme branşlarındaki sporculara destek oluyor, karşılıksız burslar verip, kütüphane ve laboratuvar kurarak çok sayıda sosyal sorumluluk projesine imza atıyor.
Diğer yandan Çanakkale’deki tüm arkeolojik kazıların da sponsoru olmuşlar.
İl Kültür Turizm Müdürü Kamil Özer de, Çanakkale’den esinlenerek Bursa’nın tarihi yapılarının gün yüzüne çıkması için yoğun bir sponsor firma arayışına girmiş.
Görüştüğü firmalardan biri de Limak Enerji.
Genel Müdür Erman Aytac ile görüşen Özer, İznik’teki Roma Tiyatrosu’nun kazı ve restorasyonu için destek istemiş.
Roma Tiyatrosu’nun kazı ve restorasyonu için gerekli kaynak yaklaşık 6 milyon lira.
Bir okuyucu mektubu
“Bursa; tarihi, coğrafi, gastronomi, inanç turizmi ile bugünkü sayının asgari 10 katı turisti çekebilir. Bunun için idareciler başta olmak üzere ticaret erbabı, taksici esnafı doğru adımlar atmalı ve davranışta bulunmalıdır. Bursa’daki trafik sıkıntısı yerli ve yabancı misafirlerimizin şikâyetinde ilk sırada yer almaktadır. Mahalli idarecilerimiz bu konuda otopark için ivedi karar alıp uygulamalılar. Sokakların, caddelerin otopark olarak kullanılması önlenmelidir. Misafir değer gördüğü yere gelir. Esnaf kardeşlerim turistleri yolunacak kaz olarak görmekten vazgeçmeliler. “
Hüseyin İlhan
Hekimler de aşı olmayı reddediyorsa…
Önceki gün 2 hekimin Covid-19’dan öldüğü haberini okuduk.
Bu son derece ilginç ve üzerinde durulması gereken bir olay.
Doktorların virüsten ölmesi sıra dışı bir olay değil elbette.
2 doktorun aşısız oldukları için ölmeleri önemli ancak kanımca çok daha önemli bir detay var.
Aşı olmayan 2 kişinin hekim olması!
Aşı farkındalığında en önde gelen meslek hekimlik olmasına rağmen bu mesleği yapan iki doktor, aşı olmayı reddetmiş.
Bugüne kadar eğitimli insanların da aşı karşıtı olduğunu görmüştük ama ilk kez 2 hekimin aşı karşıtı olduğunu öğrendik.
Öyleyse, aşı karşıtlığı sanılanın aksine çok daha büyük bir sorun olarak karşımızda duruyor.