Vali İzzettin Küçük, Bursa’da 137 bin Suriyeli göçmenin yaşadığını, yüzde 75’inin çalıştığını ve suça karışan Suriyelilerin oranının binde 2 olduğunu belirterek: “Açık söyleyeyim, gürültü ve yemek kokuları nedeniyle Suriyelilerle ilgili şikâyetler alıyoruz. Suça karışanlara Emniyet hemen müdahale ediyor. Ancak abartılacak bir durum yok. Suriye karşıtlığı abartıldığında Suriyeli kadın ve çocuklara çok vahşice davranabiliyorlar. Asıl sorun uyumdur” diye konuşuyor.
Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali ise, ilçelerinde yaşayan 75 bin Suriyeliye, kucaklarını ve gönüllerini açtıklarını belirtiyor. 40 kişinin çalıştığı bir tekstil atölyesi işleten Suriyeli Bekri Makanski ise, “Türkiye hükümetine ve Türk halkına çok teşekkür ederiz. Burada çok rahatız, dönmeyi düşünmüyoruz” diyor.
Suriyeliler yazı dizimizin son günündeyiz.
2 gün Osmangazi’deki izlenimlerimizi paylaştık, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a, muhtarlara, Çarşamba sakinlerine, pazarcı esnafına ve Suriyelilere mikrofon uzattık.
Bugün Yıldırım’da bir Suriyelinin işlettiği atölyedeki söyleşimizi paylaşacak, Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali ve Vali İzzettin Küçük’ün açıklamalarını aktaracağız.
40 İŞÇİNİN ÇALIŞTIĞI SURİYELİ TEKSTİL ATÖLYESİ
Yazı dizimizin son gününde Erikli’deyiz.
Dün Suriyelilerin ticari faaliyetlerini yazmış, özellikle Vişne Caddesi’nde bebe giyim üretimi yaptıklarını belirtmiştim.
Ancak Suriyeli tekstilciler sadece Vişne Caddesi’nde değil, Bursa’nın çeşitli bölgelerinde ticari faaliyetlerini sürdürüyorlar.
O semtlerden biri de Erikli.
Erikli’de Bekri Makanski’nin konfeksiyon atölyesindeyiz.
Bekri Makanski, 5 yıl önce Bursa’ya yerleşmiş bir Suriyeli göçmen.
Halep’te de tekstil işiyle uğraşan Makanski, Suriye’de elde ettiği pazar sayesinde üretim yapmaya devam ediyor.
Birçok ülkeye ihracat yapan Makanski’nin atölyesinde çoğu Suriyeli 40 kişi çalışıyor.
Türkiye hükümetine ve Türklere minnettar olduğunu söyleyen Makanski, “Orada malvarlığımızı kaybettik ama burada bize yeni bir kapı açıldı. Türkiye’de ekonomi çok canlı, sanayi ve ticaret gelişmiş” diyor.
Makanski, Suriye’den getirdiği sermayeyle iş kurmuş.
Halep’te fabrikalarını kaybetmiş, sadece evini kurtarabilmiş.
Erikli’de kurduğu tekstil atölyesiyle kendi vatandaşlarına iş olanağı da sağlamış.
“Suriyeliler dilenci değil. İş buldukları zaman çalışmaya hazırlar” diyen Makanski, atölyesinde çalıştırdığı bir kadının 5 çocuğuna baktığını anlatıyor.
“Bir gün savaş biterse ülkenize döner misiniz” soruma Makanski, temkinli yaklaşıyor.
Türkiye’de çok rahat olduklarını, komşularıyla iyi ilişkiler kurduklarını, çocuklarının okula gittiğini söyleyen Makanski, “Devlet bizden memnun, insanlar bizi istemezlerse döneriz. Ama buradaki yaşantımızdan memnunuz. Burada Allah’a şükür her şey var. Geri döneceğimizi sanmıyorum” diye konuşuyor.
Tekstil atölyesinde işçilere de mikrofon uzatıyoruz.
İbrahim, 3 yıldır yaşadığı Türkiye’de çok mutlu olduğunu söylüyor.
Mecit ise, “2 yıldan bu yana Türkiye’deyim. Hayatımdan çok memnunum. 2 çocuğum var ve okuyorlar. Suriye’ye dönmeyi düşünmüyorum” derken, ailesiyle birlikte atölyede çalışan Abdülhadi İbrahim de Türkiye’de yaşamaktan memnun olduğunu belirtiyor.
EDEBALİ: YILDIRIMLILAR SURİYELİLERE YÜREĞİNİ AÇTI
Yaklaşık 75 bin Suriyeli yaşıyor Yıldırım’da.
Ağırlıklı olarak Ankara Yolu altında yaşayan Suriyeliler, Yıldırım’da emek yoğun işkollarında çalışarak yaşama tutunuyorlar.
Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, Suriyeli göçmenlerle ilgili şunları söylüyor:
“Yaşadığımız coğrafyada, 100 yıllar boyunca bedel ödedik. Yakın coğrafyamızda Irak’ın işgali, Libya’nın parçalanması, Mısır’daki darbe girişimi, Suriye’nin paramparça olması…Fotoğrafın tamamına baktığımızda dünyadaki egemen güçlerin BOP adı altında coğrafyamızdaki yeraltı kaynaklarını elde etmek için mezhepsel ve etnik farklıklılıkları kaşıyarak, bölge halklarına bir dram yaşattığını görürüz. Aynı dramın yaşandığı Suriye’de 3 milyon göçmen kardeşimiz Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı. Dünyanın en zengin ülkeleri bile birkaç mülteciyi almaktan korkarken, biz onlara kucağımızı da, gönlümüzü de açtık. Bursa’da da 150 bine yakın Suriyeli var ve bunların 75 bini Yıldırım’da yaşıyor. Bizim onlara bakış açımız ‘Ensar’ düşüncesinden geliyor. Yıldırımlıların bakış açısı da bu şekilde. Yıldırım bir dayanışma ilçesidir ve fakire, düşküne bakmayı kendine görev addeden insanlar yaşar bu ilçede. 75 bin insanın yerlerinden yurtlarından ayrılması çok zor bir durum. Yıldırım’daki Suriyeliler, Duaçınarı’nda, Vişne Caddesi’nde, Otosansit’te birçok sektörde iş buldular. Biz de hem Göç İdaresi’yle hem de hayırsever derneklerle işbirliği yapıyoruz. Zaten sağlık alanında devletimiz her türlü imkânı sunuyor. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’ne başvuran dar gelirli Suriyeli göçmenlerle belediyemiz dayanışma içindedir.”
“TABELA KONUSUNDA UYARDIK”
Edebali, Suriyelilerin Yıldırım’da ticari hayatın da içinde olduğunu hatırlatıyor.
Tıpkı Osmangazi’de olduğu gibi Yıldırım’da da Türkçe tabela konusunda hassas olduklarını belirten Edebali, şöyle devam ediyor:
“Yıldırım’da işyeri açan Suriyeli kardeşlerimiz de oluyor. Oturma izni alanlar, işletme ruhsatı alıp işyeri açıyorlar. Özellikle işyerlerini açarken Türkçe tabela kullanmalarını istedik onlardan. Birkaç yerde Arapça tabela vardı uyardık kendilerini. Suriyelilerin yaşadıkları mahallelerde asayiş sorunu yok. Bu kadar çok sayıda Suriyelinin Yıldırım’da yaşamasının arka planında Yıldırımlıların misafirperverliği var. Bir yerde yaşamak sadece maddi imkânlarla ölçülmez. Eğer Suriyeliler, insanlarımızın gözünde onları istemediklerini görselerdi burada yaşamakta zorlanırlardı. İnşallah kısa zamanda Suriye’de huzur olur da ülkelerine dönebilirler.”
VALİ KÜÇÜK: 137 BİN SURİYELİ YAŞIYOR TÜMÜ KAYITLI
Suriyeliler dosyamızı Vali İzzettin Küçük ile yaptığımız söyleşiyle noktalıyoruz.
Vali Küçük’e, Bursa’da kaç Suriyeli yaşadığını sorarak başlıyoruz söyleşimize.
Vali Küçük, şu bilgileri veriyor:
“137 bin Suriyeli yaşıyor Bursa’da. 30 bin okul çağında olan Suriyelinin 16 bini eğitim görüyor. Birleşmiş Milletler Bursa’da, 6 okul planlıyor Suriyelilerin eğitim görmesi için. Hedefimiz eğitim görmeyen diğer 14 bin çocuğun da okumasını sağlamak. Suriyelilerin önemli bir bölümü Yıldırım ve Osmangazi’de yaşıyor. Yıldırım’da Arabayatağı’nda, Yavuzselim’de, Osmangazi’de Çarşamba’da, Nilüfer’de ağırlıklı olarak Görükle’de yaşıyorlar.”
Vali Küçük, kayıt altında olmayan Suriyeli yaşamadığını, çünkü Suriyelilerin kayıt altında olmadıklarında sağlık, seyahat ve eğitim hizmetlerinden yararlanamadıklarını belirtiyor.
“SURİYELİLERİN YÜZDE 75’İ ÇALIŞIYOR”
Peki Suriyeliler yaşamlarını nasıl idame ettiriyorlar?
Vali Küçük, şunları söylüyor:
“Meslek sahibi olanlar iş bulmakta sıkıntı yaşamıyorlar. Suriyelilerin yüzde 75’i çalışıyor. Özellikle vasıfsız eleman arayan işletmelerin açığını kapattılar. Çalışamayacak durumda olanlara da dernekler ve vakıflar yardım ediyor. Biz ise Türkçe kursları veriyoruz. Bu konuya çok önem veriyoruz. Çünkü birçok konu orada düğümleniyor. Başka bir ülkeden geldiler, farklı âdetleri ve kültürleri var. Ama Bursa onlara alicenaplık gösterdi, bağrına bastı. Bir kısmı uyum konusunda sıkıntı çekiyor. Yaşam şekilleri bizden farklı. Mesela geç yatıyorlar. Bununla ilgili çalışma yapıyoruz ama kural tanımayanların ve suça karışanların adli ve idari işlemlerini yapıp gönderiyoruz.”
“SURİYELİLERİN BİNDE 2’Sİ SUÇ İŞLİYOR”
Peki Bursa’da suça karışan Suriyelilerin oranı nedir?
Vali Küçük, “Binde 2 civarı” diyor ancak şunu ekliyor:
“Suça pek karışmıyorlar. Ama daha çok âdet ve gelenek konusunda uyumsuzlukları var. Burada asıl konu topluma adapte olmaları. Onların, başka bir ülkeye geldiklerini, o ülkenin yaşam şeklinin ve kurallarının olduğunu bilmeleri gerekir. Bunu hep birlikte başaracağız.”
Uyum konusunda attıkları somut adımlardan Vali Küçük şöyle söz ediyor:
“Özellikle gece geç saatlerde gürültü yapmamaları için uyarıyoruz. Eğer bir mahallede gerginlik çıkarıyorlarsa, başka mahalleye gitmelerini sağlıyoruz. Ama toplumu rahatsız eden, insanları taciz eden bir durum varsa hemen Emniyet müdahale ediyor.”
Son olarak “137 bin Suriyelinin yaşadığı Bursa, bu durumdan nasıl etkilendi” sorumuza Vali Küçük şu yanıtı veriyor:
Açık söyleyeyim, şikâyetler oluyor. Milyonlarca insan göç etmiş ve ben hiçbir sorun yok diyemem. Ama onlar can havliyle göç ettiler. Evlerini yurtlarını terk ettiler, bu çok zor bir şey. Olaya buradan da bakmamız lazım. Bazı şeyler, bizim müdahalemizle yoluna girecektir. Ama toplumsal olarak ve terör olarak abartıldığı gibi bir durum yok. Hatta bu konuyu çok abartırsak Suriyeli kadınlara ve çocuklara çok vahşice davranabiliyorlar. Orada çok dikkatli, ölçüyü iyi tutturmamız lazım. Ama bunu bir yerde devlet, bir yerde toplum yapacak. Etrafımızda bir yangın çıkmış ve biz hiçbir şey yapamayız diyemeyiz. ”
FOTOĞRAFLAR: FERİT TELSEREN