Vali Karaloğlu neden 8 ay evrak bekledi?

Geçen hafta, Bursa 4’üncü Sulh Ceza Hakimliği, FETÖ/PDY‘ye para sağladıkları ve yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla, İzgün Yemek Sanayi ve Hüdavendigar isimli 2 şirkete kayyum atamıştı.

Soruşturma, Nisan 2015‘e dayanıyor.

Yani neredeyse 1 yıl önce yapılan araştırma geçen hafta tamamlandı ve söz konusu karar hayata geçti.

Oysa, kayyum ataması yapılan 2 şirketin Cemaat ile ilişkisinin uzun yıllara dayandığı biliniyor.

Bu 2 şirketin, Kurban Bayramlarında deri topladıklarını, yoksullara dağıtma adına et ve para bağışı topladıklarına dönük iddiaları yıllardır duyardık.

Geçen hafta televizyon programıma konuk olan Bursa Valisi Münir Karaloğlu ile paralel yapı mücadelesini konuştuk.

Vali Karaloğlu, paralel yapıyla mücadelede çok ilginç şeyler anlattı:

“Paralel yapıyla mücadele devam ediyor ve bu tehdit bitinceye kadar devam edecek. Operasyonların bir kısmı dava, bir kısmı soruşturma aşamasında. Bundan sonra da savcılık ve mahkeme aşamasına gelecek dosyalar var. Bir de idari kolda devam eden, kamu personeline yönelik çalışma sürüyor. Başbakanlık, terör örgütlerine yardım edenler ve devlet kaynaklarını terör örgütüne kullanan kamu çalışanları için bir genelge yayınladı. Biz de tespit ettiğimiz kişilerin memurluktan çıkarılması için ilgili bakanlıklara başvurduk. İster paralel, ister bölücü olsun, devlet içindeki hiçbir yapılanmaya izin vermeyeceğiz.”

Vali Karaloğlu’na başka şirketlere de kayyum atanıp, atanmayacağını sordum.

Yargıyı işaret etti…

Yani, paralel yapıyla mücadelenin hazırlık kısmında olduklarını hatırlattı.

Ancak, delil toplama noktasında çok titiz bir çalışma yürütüldüğünün altını çizdi.

Şu hatırlatması da bir hayli çarpıcıydı:

“İzgün Yemek Sanayi hakkında bir kamu kurumundan evrak istedik. Tam 8 ay sonra geldi. Kasıt yoktu, ancak sonuçta bu bir mali inceleme. Ve bu süreçler çok hızlı ilerlemiyor.“

Vali Karaloğlu‘nun “kamu kurumundan 8 ayda evrak geldi” cümlesi kayda değer.

Bu durum, paralel yapıyla mücadelenin hukuki bir çerçevede yürütülmek istendiğini gösteriyor ki bu son derece doğru bir yöntem…

İkincisi de, bazı kesimlerin iddia ettiği gibi, paralel yapıyla mücadele bir cadı avına dönüşmemiş.

Bu da kimsenin eleştireceği bir durum değil hiç kuşkusuz.

“Beni seviyorsanız ismimi kullanmayın”

Vali Münir Karaloğlu‘nun uzun zamandır Bursa‘dan kaydırılıp, Ankara‘da daha üst düzey bir mevkiye getirileceği iddia ediliyor.

Bu iddiayı, mütemadiyen yaygın basında okuyoruz.

Ancak Karaloğlu hem bu iddiayı spekülasyon olarak yorumluyor hem de tepkiyle karşılıyor:

“Biz kamu görevlisiyiz. Bugüne kadar bana ifade edilmiş, bana söylenmiş herhangi bir şey yok. Artık İçişleri Bakanı da Bursa’nın milletvekili. Sayın Bakan, geçen hafta Bursa‘daydı. Öyle bir şey olsa, bakışından bile anlarsınız. Bizimle paylaşılmış bir şey yok. Bu iddialar, şu an için spekülasyondan ibaret. Resmi Gazete‘de ismimizi görene kadar çalışmaya devam edeceğiz. Ben söylentilerle ilgilenmiyor ve işime bakıyorum. Ayrıca benim için yeni değil bu söylentiler. Van’da görev yaparken de, her boşalan mevki için ismimi geçirirlerdi. Bazen sizi yıpratmak istediklerinde ve bir yerlere gelmenizi istemediklerinde isminizi atabilirler ortaya. Ben bu söylentilerden çok hoşlanmıyorum. İsmimin sürekli olarak birileri tarafından kullanılması, yazılıp, çizilmesi, beni mutlu etmiyor. Beni seviyorlarsa, sağda, solda ismimi kullanmazlarsa memnun olurum. Bursa Valisi olmaktan çok mutluyum. Bu şehri seviyorum, bu şehrin insanlarına hizmet etmekten şeref duyuyorum. Tercih benim elimde olsa uzun yıllar Bursa’ya hizmet etmeye devam ederim.”