CHP Tüzük Kurultayı’nda Kılıçdaroğlu,  parti içine dönük iktidar mücadelesi yapanlara sert mesajlar vermiş ve davaya ihanet etmekle suçlamıştı.

Tartışmalı Tüzük Kurultayı’nın ardından açıklama yapan CHP Sözcüsü Bülent Tezcan ise, “Örgüt içi tartışma defteri kapandı. Artık 2019 hedeflerine yöneleceğiz” dedi.

Peki CHP’de kavga yok mu?

Buyrun 2 hadiseye…

 

***

 

CHP Bursa’da parti içi tartışmanın su yüzüne çıktığı ilk yer Mudanya.

İl kongresi öncesi Mudanya’da delegelerle görüşmek isteyen Hüseyin Akkuş, Mudanya İlçe Başkanlığı’nda dakikalarca bekler/bekletilir.

Yaklaşık 1 saat sonra İlçe Başkanlığı’na girebilen Akkuş, delegelerle buluşur o gün ancak ilerleyen günlerde bu olayı unutmadığını çevresiyle paylaşır.

Ayrıca Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz kongrede de İsmet Karaca’yı  desteklemiştir.

Tüm bunlar Akkuş ile Türkyılmaz’ın arasında soğuk rüzgarların esmesine neden olur.

İkili arasındaki gerilim, CHP Büyükşehir Grup Toplantısı’na da yansır.

Nitekim Türkyılmaz, Akkuş’un seçildiği günden bu yana (3 toplantı) partisinin Büyükşehir Grubu’na katılmış değil.

 

 

***

 

Benzer gerilim CHP’nin kalesi Nilüfer’de de yaşanıyor.

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, ilçe kongresinde Mehmet Turan Tansal’ı  desteklemesine rağmen, iki isim il kongresinde ayrıştılar.

Tansal, Karaca’yı desteklerken, Bozbey de Akkuş’u desteklemişti.

Bozbey ile Tansal arasındaki ayrışma gerginliğe dönüşmüştü.

Hatta kongre öncesi iki isim arasında çok sert diyalogun  yaşandığı bir telefon görüşmesi yapıldığı belirtiliyor.

Aradan günler geçmesine rağmen Bozbey ile Tansal’ın arası düzelmiş değil.

Tansal’ın, grup toplantılarına katılmaması da gerilimin üstüne tüy dikmiş.

Nitekim Tansal, il kongresinin ardından ikidir grup toplantısına katılmıyor, yardımcılarını gönderiyor.

Bozbey de, il kongresinden sonra Nilüfer İlçe Başkanlığı’nın hiçbir basın açıklamasına ve etkiliğine katılmadı.

 

***

Tansal’ın  ve Türkyılmaz’ın partilerinin grup toplantılarına katılmamaları siyasetin doğal mecrasında yorumlanabilecek hadiseler değil.

2 hadise de ciddi bir krizin olduğunu gösteriyor.

 

—————–

 

Gelecek İçin Biz ve Sarıbal

 

Selin Sayek Böke, İlhan Cihaner, Orhan Sarıbal, Nefi Kara ve Ali Şeker gibi milletvekillerinin oluşturduğu Gelecek İçin Biz isimli bir grup var CHP’de.

CHP Genel Merkezi’nin pasif bir muhalefet yürüttüğü savıyla ortaya çıkan grup, OHAL sona erene kadar Meclis’in boykot edilmesi, Meclis çalışmalarından çekilme gibi radikal seçeneklerin değerlendirilmesini istiyor.

“Partimiz siyasal İslam ve neoliberalizme cepheden karşı çıkmaktan çekinmemeli diyen” grup sözcüleri ‘Kürt sorunu’ olarak tanımladıkları sorunun çözümünde salt güvenlikçi politikaların terk edilmesini talep ediyor.

Tabanda ciddi bir destek bulamayan ve partide destekçi sayısı kısıtlı olan Gelecek İçin Biz Grubu, tüzük kurultayında da  muhalefet safında yerini aldı.

Parti Meclisi seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde yer alan Orhan Sarıbal’ın bu grupla temasını sürdürmesi kulislerde farklı iddialara yol açıyor.

Nitekim Sarıbal’ın MYK’ya girip, Tarımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’na atanması gibi bir beklentiden söz ediliyordu.

 

———————–

 

 

Popülizm

 

CHP Tüzük Kurultayı’nın en tartışmalı gündemi, önseçimle ilgili olan maddeydi.

Muhalefet, genel başkan kontenjanının yüzde 15’ten 5’e düşmesini isterken, Kılıçdaroğlu da buna karşı çıktı.

Kılıçdaroğlu’nun, “Ben milletvekillerini belirleme meraklısı değilim” demesi de bu madde üzerinden yapılan tartışmalara dairdi.

Kılıçdaroğlu, son seçimde de yüzde 15 kontenjan hakkı olmasına rağmen, sadece yüzde 5 dolayında adayı belirledi.

Ancak Kılıçdaroğlu, olağanüstü durumlarda  yetkisini kullanmak için bu maddenin değişmesini istemedi.

Durum böyleyken, bu madde üzerinden sanki önseçim kalkıyormuş gibi bir algı oluşturuldu.

Hatta bazı ‘uyanık’ vekiller, bu maddeye karşı oy vermesini fotoğraflayıp, “önseçimi destekliyoruz” mesajını vermeye çalıştı örgüte.

Oysa önseçimin kalkaması mevzubahis değildi.

Popülizm bu olsa gerek.