Son yıllarda yakın tarihi anlatan kitaplara yoğunlaştım.
1915 Ermeni tehciriyle ilgili farklı dünya görüşlerine sahip yazarların üzerinde birleştiği görüşleri harmanlayayım.
Bir kere Türklerin, 1915 olaylarıyla yüzleşmediği iddiası, koca bir yalan.
Özellikle İstanbul’un işgali ile başlayan dönemde, itilaf devletleri Osmanlı yönetimi üzerinde büyük bir baskı kuruyor.
İki ayrı dönemde kurulan Divanı Harp mahkemelerinde sözde Ermeni katliamlarından sorumlu tutulan yüzlerce kişi yargılanıyor.
Yargılama bizzat Osmanlı yönetiminin kurduğu özel mahkemeler tarafından gerçekleştiriliyor.
Aralarında Talat, Enver, Cemal Paşa ve Dr. Nazım (Fenerbahçe Spor Kulubü Başkanı) gibi İttihat ve Terakki liderlerinin de bulunduğu kişilerle ilgili gıyabi idam kararları çıkarken, Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kamil Bey idam ediliyor.
Ancak Mehmet Kamil Bey dışında bir başka şehidimiz daha var:
Diyarbakır Valisi Dr. Mehmet Reşit Bey.
Mahkemede Ermeni katliamı iddiaları sorulduğunda, devletin verdiği tehcir emrini yerine getirdiğini söyleyen Mehmet Reşit Bey, Bekirağa
Bölüğü’nde idama mahkum ediliyor.
Hapisten kaçan Mehmet Reşit Bey, polis tarafından yakalanmak üzereyken, cebinden çıkardığı tabancasıyla intihar ediyor.
Ayrıca süreç Malta sürgünlerini de beraberinde getiriyor ve dönemin asker, idareci ve aydınından oluşan 145 Türk, İngiliz sömürgesi Malta’ya sürülüyor.
Ancak itilaf devletlerin baskısıyla ve takibiyle, bir bölümü Malta’da devam eden yargılamalardan ‘Ermeni katliamına’ ilişkin deliller ortaya konamadığı gibi, ciddi sonuçlar da çıkmıyor.
Yıl 1919…
Anadolu’yu işgale soyunan, tarihi sömürgecilikten ibaret olan emperyalist Avrupa devletleri, ‘Ermeni katliamı’ iddiaları üzerinden Osmanlı’yı sıkıştırmaya çalışıyor.
Yıl 2021…
Tarihi katliamlarla dolu ABD, ‘Ermeni soykırımı’ yalanı üzerinden modern Türkiye Cumhuriyeti’ni sıkıştırmaya çalışıyor…
Yani aslında şaşırtıcı bir şey yok, tarih tekerrür ediyor sadece.
HDP’lilere 2 sorum var
HDP Merkez Yürütme Kurulu bir açıklama yaptı:
“Ermeni soykırımı bu topraklarda yaşandı ve adaleti bu topraklarda sağlanmalıdır.”
HDP, bir siyasi parti olmasına rağmen, kendisine tarihçi misyonu biçip, bazı Ermenilerin bile böylesine keskin görüş beyan etmediği konuda hüküm vermiş.
Açıklamaya imzasını koyan HDP’lilere iki sorum olacak.
-Abdülhamit’in Doğu Anadolu’da Ermeni devleti kurulmasını önlemek için oluşturduğu ve 1915 tehcirinde ön saflarda görev yapan Hamidiye Alayları kimlerden oluşuyordu?
-Doğu Anadolu’da devlet kurma emellerini saklamayan Ermeniler ile hem bölgede hem de özellikle İstanbul’da ekonomik anlamda rekabet içinde olan, onlardan hiç hoşlanmayan ve dahası çatışan etnik grup hangisiydi?
Ermeni katliamından kümese saklanarak kurtulan tanık
Turgut Bulut…
OLAY okuyucuları, bu ismi biliyor.
Bursa’nın en köklü hukukçularından, Avukat Turgut Bulut ile 2017’de söyleşiler yapmıştım.
Turgut Bulut’un babası Mehmet Bulut, Ermenilerin Van katliamının tanıklarındandı.
Bakın neler anlatmıştı Turgut Bulut:
“Babam ve ailesi Van’da Tayyare Meydanı olarak bilinen bölgede, Keşişoğlu Çiftliği’nde yaşarlarmış. Keşiş, Ermeni papazlarına verilen isimdir. Çiftlikte yaşayanların yarısı Ermeni, yarısı da Türk’müş. O güne kadar Van’da Ermeniler ile Türkler bir arada yaşarlarmış. Dedemler, Ermeni baskını olana dek, çiftlikte kahyalık yapmışlar. Maalesef, çiftlikte yaşayan Ermeniler ile Ermeni çeteler anlaşmışlar ve bir gün çiftlik Ermeniler tarafından basılmış. Ermeni çeteler, çiftlikte çok büyük bir katliam yapmışlar. Babamın babasını, annesini, amcasını kesmişler. Babam ise, çiftliğin kümesine saklanmış ve katliam sona erdikten sonra, saklandığı yerden çıkmış. Bu olay, yaşanırken babam 9 yaşındaymış.”
Dilde değil özde milliyetçilik yapalım
ABD’nin malum kararının ardından, tepkiler gırla gidiyor.
Siyasi partiler, SİAD’lar, iş dünyası, sivil toplum örgütleri açıklama üstüne açıklama yapıyorlar.
Vatandaş ise tepkisini daha çok sosyal medya üzerinden gösteriyor.
İtirazım yok.
Ancak saman alevini andıran tepkilerin ne işe yarayacağı konusunda derin şüphelerim var.
Oysa…
Vatandaş ABD dolarını Türk lirasına çevirse…
Gençler Burger Kıng, McDonalds’a adımını atmasa…
Zenginimiz ABD seyahatlerini askıya alsa…
İş insanları daha fazla yerli malı kullanıp, ABD kökenli ürünlere ambargo koysa…
İşte bunlara gerçek milliyetçilik derim.