Suudi Arabistan’la aramızın son yıllarda iyi olduğu söylenemezdi.

Ancak bir düşmanlık da yoktu.

Taa ki Kaşıkçı cinayeti olana kadar.

Adamlar, başka bir ülkede devlet eliyle, hunharca ve organize bir şekilde cinayet işlediler,  tepki gösterince düşman ilan ettiler Türkiye’yi.

Nitekim Kaşıkcı cinayetinden sonra Suudi Arabistan Krallığı, Türkiye ile ilgili bir dizi kararı ve uygulamayı hayata geçirdi.

Mesela, Türkiye’ye giden Suudlar, 10 bin dolardan fazla parayla çıkış yapamıyorlar havalimanlarından.

Krallık, sosyal medyadan Türkiye karşıtı propaganda videoları yayınlatıp, vatandaşlarına bu ülkeye gitmemelerini öneriyor.

Ayrıca Türkiye’den hiçbir şey satın alınmaması isteniyor ve konut alacaklar için Mısır işaret ediliyor.

Peki Suudi Krallığı’nın bu tutumu Bursa’ya nasıl yansıyor?

Normal şartlarda bu durum en fazla inşaat sektörünü vurması gerekir.

Nitekim Suudi Arabistanlılar yüzlerce mülk ediniyordu Bursa’dan. 

Dün Körfez ülkelerine konut satan bazı inşaat firmalarıyla görüştüm.

Yabancılara konut satışının bir hayli düştüğünü söylediler.

TÜİK verilerine göreyse Suudi Arabistan vatandaşları 2019’un ilk 5 ayında Bursa’dan 992 konut satın almışlar.

2018’in ilk 5 ayında ise 977 konut satın almış Suud vatandaşları.

Yani TÜİK’in verilerine göre, Suudi Arabistan Krallığı’nın tüm karşıt propagandası ve telkinlerine rağmen, Suudi Arabistan vatandaşları Bursa’dan konut satın almaya devam etmiş.

Ancak gerçek öyle değil.

Nitekim 2019’da Suudi Arabistan vatandaşları, 2018’de satın aldıkları mülklerin büyük kısmının tapusunu aldılar.

Çünkü yasa değişikliğiyle yabancılara konut satışı süre olarak kolaylaştırıldı.

Yani geçmişte 45 günde alınan tapular, aşağı yukarı bir haftada alınabiliyor artık.

Peki 2019’un ilk 5 ayındaki gerçek satış kaç?

Sadece 200 konut.

Yani yaklaşık yüzde 80 dolayında bir gerileme söz konusu.

 

Yabancılara konut satışında son durum

 

İlk yazıda, Suudi Arabistanlıların Bursa’dan aldıkları gerçek konut sayısını paylaştım.

Peki Bursa’da 2019’un ilk 5 ayında yabancılara konut satışı ne düzeyde?

Yine TÜİK’in verilerine göre yabancılar, 2018’in ilk 5 ayında 9 bin 850 konut satın almışlar Bursa’dan.

2019’un ilk 5 ayında ise 17 bin 452 konut alınmış yabancılar tarafından.

Neredeyse yüzde yüzlük bir artış söz konusu.

Ancak bu istatistik de gerçeği yansıtmıyor.

Çünkü yine yabancıların büyük kısmı geçen yıl konut satın alıp  bu yıl tapuya çevirdiler.

Gerçek rakam, 4 bin 500 civarı.

Yani yüzde 50 civarı bir daralma söz konusu.  

Öte yandan Bursa’da en fazla konut alanlar Irak vatandaşları.

Iraklıları sırasıyla İran ve Rusya Federasyonu izliyor.

İlginçtir Afganlar 4. sırada.

İlk 5 ayda 870 konut almış Afganlar.

Kuveyt, Ürdün, Yemen ve Almanya geliyor daha sonra.

Bu verilen bir diğer çarpıcı sonucu da Bursa’dan en fazla konutu Körfez ülkelerinin vatandaşları satın alıyor.

Avrupa ise, listenin küçük bir bölümünü oluşturuyor.

 

İmamoğlu devir teslimine canlı yayın

 

Malum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı‘nda önceki gün devir-teslim heyecanı vardı.

Ekrem İmamoğlu, devir-teslimin ardından koltuğuna oturdu.

O anları sosyal medya hesabından canlı olarak yayınlayan isim CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık oldu.

Karabıyık’ın dışında MYK üyeleri de İmamoğlu’nu yalnız bırakmamıştı.

Sonuç: Ekem İmamoğlu’nun popüleritesi her geçen gün artıyor.

 

Hayvanların doğal yaşam alanlarını biz gasp ettik

 

Bizim medyanın makyörü Güray ‘ın dünyalar tatlısı bir köpeği var.

Tüm hayvanseverler gibi Güray’ın da köpeği artık ailesinin bir üyesi gibi. Ancak Güray’ın başında bir dert var bugünlerde.

Komşuları imza toplayıp, köpeğini kapı dışarı etmek istiyorlarmış, eften püften sebeplerle.

Neymiş, köpek yüzünden asansöre binemiyorlarmış.

Oysa Güraylar birinci katta oturdukları için asansör kullanmıyorlar bile.

Köpek havlasa, gürültüden rahatsız olacaklarını söyleyecekler ama asansör bahanesini ortaya atmak zorunda kalmışlar.

Dert rahatsızlık değil aslında.

En iyimser ifadeyle hayvan sevmemezlik veya hayvan düşmanlığı…

Sorun sadece Güray’ın apartmanında değil.

Birçok apartmanda hayvan düşmanları imza toplayıp, can dostları sokağa atmak için çaba sarf ediyor.

Bugüne kadar hiçbir insanın hayvandan zarar gördüğünü, hayvandan hastalık kaptığını duydunuz mu?

Ancak hayvan görmekten rahatsız olanlar, hiç kimseye zararı olmayan can dostların yaşam alanlarını gasp etmek istiyor.

Da unuttukları bir şey var…

Hayvanların doğal yaşam alanları üzerine beton binalar diken insanlar,  hayvanların yaşam hakkını gasp ediyor.

Bir de 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda tüm hayvanların korunma ve barınma hakkı olduğu yazılıyor.

Yani evde hayvan beslemek kanunla güvence altına alınmış.

Hayvan düşmanlarının bilgisine.