Tarih 13 Aralık 2012…
O günkü yazım, “Çocuklar bugün fişleniyor” başlığıyla çıktı.
Yazıda, Cemaat’in eğitim kurumu Orhangazi Üniversitesi’nin ortak sınav marifetiyle 100 binlerce öğrencinin iletişim bilgilerini ele geçirdiğini belirtmiş ve bunun fişleme olduğunu yazmıştım.
O yazıdan sonra Orhangazi Üniversitesi bana ve gazeteme tazminat davası açmıştı.
Ancak önce yerel mahkeme ardından Yargıtay, Cemaat üniversitesine tokat gibi bir yanıt vermiş ve davanın reddine karar vermişti.
Yazıyı kaleme aldığım tarih 2012…
Yani hükümet-Cemaat kavgası henüz filizlenmemiş ve 17 ve 25 Aralık patlak vermemişti.
***
“Cemaat üniversitesiyle evlere şenlik protokol yapılmış!” ifadesini taşıyan bir başka yazımda, Orhangazi Üniversitesi’yle dönemin Yıldırım Belediyesi arasında imzalanan kamuya aykırı protokole değinmiştim.
***
“Cemaat üniversitesine sigara parasına arsa tahsisi” başlıklı diğer bir yazıdaysa, Orhangazi Üniversitesi’nin Yıldırım Belediyesi’nin mülkiyetindeki Ankara Yolu’na cepheli 1 dönümlük araziyi sadece 100 lira gibi komik bir ücrete kiraladığını yazmıştım.
***
Orhangazi Üniversitesi bu yazılarımın ardından yine yargı yoluna başvurdu, Olay Gazetesi’ne ve bana bir dava daha açtı.
Bu dava sürüyor.
***
Bir başka yazımda, “Vali Harput, Cemaat üniversitesinin başına geçiyor” diye yazmıştım.
Nitekim Harput, Bursa Valisi olduğu dönemde, Orhangazi Üniversitesi’ne 80 dönümlük çok değerli bir araziyi tahsis ettirmiş ve ödülünü de bu üniversitenin mütevelli heyetinin başına geçmesiyle almıştı.
Bu yazımın üzerinden aylar geçtikten sonra Sabah gazetesi aynı gelişmeyi, “80 milyonluk paralel koltuk” başlığıyla manşetten okuyucusuna aktarmıştı.
***
OLAY’ın yasadışı yapılanmalara karşı tavrı belli ancak Bursa’nın orta yerine zehir santralı kurmak isteyenlerin kim olduklarını, gelin bir kez daha hatırlayalım.
DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman ve DOSAB Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Sarı…
Cemaatin Bursa’daki eğitim yuvası Orhangazi Üniversitesi’nin kurucu mütevelli heyeti üyeleri değiller miydi?
***
Dün bir gazete, termik santralın yürütmesini durduran Bursa 2’nci İdare Mahkemesi hâkimlerini zan altında bırakarak,”Paralel hâkimler santralı durdurdu” demiş.
Ardından termik santrala karşı dava açan isimlerden Av. Erdal Atabek’le ilgili paralelci imasında bulunmuşlar, santrala karşı olan çevrecileri ‘paralelcilikle’ yaftalamışlar.
Buram buram DOSAB’ın servisi kokan bu haberin 3 amacı var:
-Termik santralın yürütmesini durduran hâkimleri zan altında bırakıp, esas karar için yönlendirmeye çalışmak.
-Termik santral projesini savunan cepheyi paralelcilikle ilişkilendirmek
-Termik santral projesini iktidar partisi projesi olarak algılatmak
Bu 3 amaç, DOSAB yönetiminin işine gelir ki, ben de bu yüzden haberin servis edildiğini iddia ediyorum.
***
Şimdi gelelim bu 3 amacın doğru olup olmadığına…
Hâkimlerin hayat görüşlerinin ne olduğunu bilmiyorum, bu da zaten kimseyi ilgilendirmez.
Ancak Bursa’daki akademik odaların tamamının”termik santral çevreye zararlıdır” görüşünde birleştiği bir projenin yürütmesini durdurmak için paralelci olmaya gerek yok.
Ayrıca, bu hâkimleri paralelcilikle ilişkilendirmek, yürüyen bir davaya müdahale etmekle eşanlamlıdır.
DOSAB Başkanı bu haberi yaptırarak, sütre gerisinde hâkimleri zan altında bırakarak suç işliyor.
***
Haberde termik santral projesini savunanların paralelcilikle suçlanması ve Av. Erdal Atabek’e paralelci imasında bulunulması doğru değil.
Aralarında Doğader, yönetimlerinde sosyal demokratların olduğu akademik odalar, CHP’liler, MHP’liler, AK Parti’nin sendikası olarak bilinen ve paralel yapıya karşı en fazla sesi çıkan sendikalardan Memur-Sen’in İl Temsilcisi Numan Şeker de mi paralelci?
***
Ve 3’üncü amaç.
Yani projenin AK Parti projesi olduğu algısını yaratmaya çalışmak.
Termik santral, AK Parti projesiyse eğer AK Parti Bursa Milletvekili İsmail Aydın neden termik santrala karşı olduğunu ilan etti?
Yine geçmiş yazılarımdan örnek vereyim.
“AKP`li vekil Aydın: Demirtaş`ta termik santrala karşıyım!” başlıklı yazımda, AK Parti Bura Milletvekili İsmail Aydın’ın şu açıklamasına yer vermiştim:
”Bizim iktidar partisi olarak, Keles Kozağacı`ndaki düşüncemiz çok net. Orada termik santral kurulmasından yanayız. Çünkü, enerjide dışa bağımlıyız ve bu bağımlılığı azaltmak için kömürü kullanmamız gerekiyor. Bunun için de kömür yataklarına yakın Kozağacı bölgesinde termik santral kurulmasını destekliyoruz. Ancak, Demirtaş`ta, yani şehrin ortasında kurulacak bir santrala karşıyım. Bir kere bu santralı çalıştıracak kömür, dışarıdan gelecek. Ayrıca biz, yerleşim birimlerine uzak her yerde termik santral kurup, ucuz elektrik üretebiliriz. Bu açıdan Demirtaş`ta kurulmak istenen termik santralın ekonomimize hiçbir faydası yoktur. Çünkü, insanların yaşamadığı bölgelerde de rahatlıkla kömürü ekonomiye katabiliriz. Bir de termik santralların, kömür yataklarına yakın bir yerde kurulması gerekir.”
***
Bu arada haberin masa başında yapıldığı o kadar belli ki mesela şu paragrafa bakalım: “Bursa’nın Osmangazi ilçesinde bulunan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 1,5 yıldır devam eden termik santral inşaatı…”
Hangi inşaat?
Ne zaman başladı inşaat?
Oysa çivi bile çakılmadı söz konusu alana!
***
SONUÇ: Anlaşılıyor ki, mahkemenin iptal kararı vereceğini varsayan DOSAB Başkanı, algı operasyonlarıyla, işi çevirmeye çalışıyor.