Özel halk otobüsü şoförlerinin, ücretsiz seyahat kart sahibi 65 yaş üzerindeki yaşlılarımıza zulmettiğine değindiğim “Yaşlılara reva mı?” başlıklı yazımın ardından, Bursa Özel Halk Otobüsçüleri Odası Başkanı
Sadi Eren ulaştı ve şu diyalog geçti aramızda:
-Sıkıntıyı güzel dile getirmişsiniz. Ben de bugüne kadar tüm yetkililere sorunu anlatmaya çalıştım. Sosyal devlet anlayışında yaşlılara değer vermek güzel bir davranış ama madalyonun öteki yüzü var. Bursa’da 4 milyon yolcu taşıyoruz ve bunun 500 bini ücretsiz seyahat ediyor. Bu nedenle geçimini bu işten sağlayan toplu taşıma esnafı bitmiş durumda. Bu da ister, istemez hizmet kalitemizi düşürüyor. Esnaf üzerine düşeni yapıp, engelli binişine uygun son derece konforlu ve maliyeti yüksek araçlardan satın aldı ama borcunu ödeyemiyor. Hizmet kalitesinin düşmemesi için acil bir çözüm bulunmalı. Esnafın dayanacak gücü kalmadı.
-Sizi anlıyorum. Ancak bu durum yaşlılara zulmetmenizi haklı çıkarmıyor. Uygulamadan rahatsızsanız, sorununuzu yetkililere anlatın.
-Kesinlikle haklısınız. Şoför esnafımıza defalarca anlatmaya çalıştım.
-Mesela sizin babanız duraklarda saatlerce bekletilse ne hissedersiniz?
-Ben zaten babama mümkün olduğunca bizim araçlara binmemesini öneriyorum.
-Yani sizin babanız da mağdur öyle mi?
-Evet, çünkü konu istenmeyen noktalara gitmek üzere. Esnafı zor durduruyorum. Belediyemiz, biniş başına destek verse sorun çözülecek. İşin içinden çıkamaz hale geldik. Şoförlerimizin belli periyotlarla eğitimden geçmesi gerekir.
Sözün bittiği nokta Bursa Özel Halk Otobüsleri Odası Başkanı Sadi Eren’in, başkanı olduğu meslek odasına üye kişiler tarafından babasının mağdur edildiğini itiraf etmesidir.
Daha sonra yeniden konuştuğum Eren, “Geçen gün yönetim kurulu üyemizin 80 yaşındaki babası tam 1 saat soğukta otobüs beklemiş. Oğlunu arayarak yardım istemiş. “Oğlum beni hiçbir otobüs almıyor. Ben ücretsiz kart da kullanmıyorum. Tam kart kullanacağım ama yaşlı olduğum için hiçbir otobüs almıyor beni. Soğukta donmak üzereyim” demiş. Yani biz de mağduruz Mustafa Bey. Ancak bir yandan da ücretsiz seyahat kartları nedeniyle para kazanamıyoruz. Bu iş çözülsün artık. Yaşlılarımıza saygısızlık yapılmasını kabul edemiyoruz. Onlar bizim atalarımız” dedi.
Sadi Eren’le olan konuşmamız bu şekildeydi.
Hadisenin 2 boyutu var.
Birincisi, yaşlıların mağdur olması, adeta zulüm görmesi.
Kimsenin inkar etmediği bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerekir.
Öyle ki siz bu satırları okurken duraklarda yaşlılar saatlerce bekletiliyor.
Hadisenin ikinci boyutu da Sadi Eren’in iddiası.
Yani, otobüs şoförü esnafının ücretsiz seyahat uygulaması nedeniyle zarar ettikleri iddiası.
Eren’in söyledikleri için ‘iddia’ diyorum çünkü özel halk otobüsçülerinin bilançosu bende yok.
Ancak Eren’in, “2014 yılında 4 milyon ücretli yolcu, 30 bin de ücretsiz yolcu taşırken, bugün 4 milyon yolcunun 500 bini ücretsiz yolculardan oluşuyor” sözlerini aktarabilirim.
Sonuç: Bursa’da yaşlıları canından bezdiren bu duruma yetkililer mutlaka ama mutlaka el atmalı.