Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Şehir Hastanesi’nde tepki çeken uygulama

Şehir Hastanesi’nin konforuna diyecek bir şey yok.

Odalar pırıl pırıl, yerler tertemiz, bina yepyeni, modern ve ferah…

Ya peki hizmet?

Geçen haftaya kadar Şehir Hastanesi’nde yatan bir hasta ve yakınının başından geçenleri paylaşarak, yanıtı size bırakayım.

Hastamız solunum sıkıntısı çeken ve durumu kritik olan 82 yaşındaki bir teyze.

Hasta geçen haftalarda Şehir Hastanesi’ne yatırılıyor.

Ancak hasta ve yakını bu hastanede kötü bir sürprizle karşılaşıyorlar.

Oda penceresinin kulpu yoktur.

Yani pencere açılmıyor.

Görevlilere haber veriyorlar hemen.

Gelen yanıt:

Bu hastanede pencereyi açmak yasak. Pencerelerin kulpu özellikle söküldü.

Hasta ve yakını itiraz ediyor:

Nasıl olur, oda çok havasız. Hem temiz hava almamız lazım.

Görevlilerin yanıtı:

Pencere açık olsa hastalar intihar edebilir.

Hasta yakını, “Görmüyor musunuz annem yatalak hasta. Yerinden kalkamıyor, nasıl kalkıp intihar etsin?” dese de nafile.

Pencere katiyen açılmıyor.

Üstelik oda kapısının açılmasına da izin verilmiyor.

Bu da sağlık tedbiriymiş.

Çünkü içerideki havanın hastane koridorlarına yayılmaması gerekiyormuş.

Pencere kapalı, kapı kapalı.

Bu hasta ve refakatçisi nasıl nefes alacak?

Hastanenin merkezi havalandırma sistemi varmış.

Ancak bu sistem de sağlıksız çalışıyor.

Yani, derecesi otomatik olarak sabitlendiği söyleyen fanlardan gelen hava, bırakın odayı soğutmayı, çoğu zaman sıcak üflediği için, faydadan çok zararı oluyormuş.

Refakatçi 4 gün boyunca çalmadık kapı bırakmıyor.

Hasta hakları birimi, hemşireler, doktorlar…

Ancak hep aynı yanıt:

Kural böyle.

Refakatçi son çare, hastanede o gün en yetkili kimse onunla görüşmek istediğini söylüyor.

Ancak gelen yanıt, bardağı taşıran son damla oluyor:

Hastane yöneticimiz sizinle görüşmek istemiyor.

Bu yanıtın ardından, hasta yakını hayati tehlikesi olan annesini hastaneden çıkarıyor.

Hasta şimdi oda penceleri açılan, havalandırması sağlıklı çalışan ve güler yüzlü personelin hizmet verdiği Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde.

 

Turgay Erdem’in Bursaspor önerisi

Bursaspor’un durumu malum.

Süper Lig’e çıkamadığı gibi, 450 milyon civarı borcu var.

Transfer yapması için paraya ihtiyaç var ancak kaynak yok.

Yani bir şey yapılmazsa daha kötü günler bekliyor Bursaspor’u.

O halde radikal bir çözüm gerekmiyor mu?

Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ve dönemin İl Başkanı Hüseyin Akkuş’un önerilerini, 12 Temmuz 2019’da , yani yaklaşık 1 yıl önce bu köşede yazmıştım:

CHP’liler, Bursaspor’un 400 milyonu aşan borcunu tek kalemde silmek için Özlüce Tesisleri’ndeki 80 dönümlük arsanın satılıp, tüm borçların ödenmesi teklifini yapıyor.

Bunun için önce söz konusu arazi plan değişikliğiyle ticari alana dönüştürülecek ardından ihaleyle satılacak. Bursaspor da antremanını Vakıfköy Tesisleri’nde yapacak. CHP’lilerin hesabına göre, Hazine arazisinin değeri en az 400 milyon lira.”

Teklifin ardından bir yıl geçti.

Bursaspor’un paraya daha çok ihtiyacı var.

O halde bu teklifin  en azından tartışılmasının vakti gelmedi mi?

 

Yeni parti üzerine

Muharrem İnce’nin parti kuracağı konuşuluyor.

İnce, henüz iddiadan öteye geçmeyen haberi doğrulamadı.

Ancak yalanlamadı da…

Deneyimli siyasetçi kuşkusuz kamuoyunun nabzını ölçmek istiyor.

Ben İnce’nin parti kuracağını düşünenlerdenim.

Nitekim son kurultay da gösterdi ki Kılıçdaroğlu, kendi isteğiyle bırakmadığı sürece, uzun yıllar genel başkanlık  koltuğunda oturmaya devam edecek.

İnce’nin kuracağı partinin başarılı olup, olmayacağını söylemek için çok erken.

Ancak CHP’de kendini dışlanmış hissedenlerin adresinin yeni parti olacağı kesin.

Peki Bursa’da yeni partiye kimler katılır?

Çok sayıda isim yazılabilir.

Aklıma gelen ilk isim, İnce’nin genel başkan olması için imza toplayan Mehmet Turan Tansal…

 

Bireysel tedbirler

Bayram günlerinde, sosyal mesafeyi hiçe sayan manzara,  salgını yine gündemin baş köşesine oturttu.

Çevremizde olup bitenlere müdahale şansımız çok kısıtlı ancak bireysel olarak virüsle mücadelenin yolları var.

Hem de çok basit…

Bilim Kurulu Üyesi Dr. Mehmet Öz’ün 8 tavsiyesini bir kez daha hatırlayalım:

1- Kendinizi karantinaya alın. Virüsle en geç temas edenler en şanslıları olacak
2- Hijyen. Olabildiğince temizliğe dikkat edin.
3- Meyve sebze yiyin.
4- Bağışıklığa iyi gelen sarımsak, kefir, yoğurt gibi besinler tüketin.
5- Bağışıklığa çok iyi gelen besin takviyeleri ve vitaminler alın. Örnek: beta glukanlar, c vitamini, çinko, kara mürver ekstresi vb.
6- Hareket edin ve evinizde spor yapın.
7- Sigarayı bırakın.
8- Bol su için.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X