Flipboard
Taslak halindeki yasanın ismi, Elektrik Piyasasında Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun.
Çok sayıda değişiklik öngören kanun taslağı hayli uzun olduğu için ben can alıcı bölümlerinden birinden, yani 5. maddeden söz edeyim:
“Bu yönetim kapsamında üretim tesisi kuracak gerçek veya tüzel kişilerin üretim tesisleri ile tüketim tesislerinin aynı dağıtım bölgesi içerisinde olması zorunludur. Ancak OSB dağıtım bölgesinde yer alan kişilerce, OSB içerisinde gerekli yer temininin sağlanmaması halinde, 5. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, aynı görevli tedarik şirketi bölgesi sınırları içerisinde olmak koşuluyla OSB dağıtım lisansı bölgesi dışında da üretim tesisi kurulabilir.”
Bu değişiklik şu anlama geliyor:
OSB içinde faaliyet gösteren sanayiciler, bugüne kadar fabrika çatılarına ve cephelerine güneş enerji panelleri kurabiliyorken, bu yasanın yürürlüğe girmesinden sonra, araziye de güneş enerji panelleri kurabilirler.
Yasanın bu şekliyle çıkmasında Enerji Bakanlığı ve EPDK yetkilileriyle görüşen BTSO Başkanı İbrahim Burkay ve Enerji Konseyi üyelerinin rolünün büyük olduğunu belirtelim.
Peki taslak ne zaman yasalaşacak?
Taslak metin, EPDK aracılığıyla ilgili kurumlara görüş bildirmeleri için gönderilmişti.
Kurumlar görüşlerini 15 Mayıs’a kadar bildirdiler.
Aldığım duyumlara göre yasa önümüzdeki günlerde Resmi Gazete’de yayımlanacak.
El sıkma mevzusu
İddia o ki Kılıçdaroğlu, Arınç’ın elini sıkmadı.
Gerçi görüntülerde Kılıçdaroğlu, Arınç’ın elini pekala sıkıyor ama vurgulamak istediğim başka bir şey.
El sıkmama olayını köpürtenler, o gün şu hadiseyi hiç görmediler:
Yer Ankara Ahmet Akseki Camisi avlusu, tarih 3 Mart 2020.
İdlib’de şehit olan Uzman Onbaşı Halil Çankaya’nın cenaze töreninde, MHP lideri Bahçeli, kendisine doğru yönelen Kılıçdaroğlu ile tokalaşmadı.
Sonuç: El sıkmamayı bir nezaketsizlik olarak görüyorsanız, nalını da mıhını da vurmalısınız.
DEVA Partisi istifalarla kaynamaya devam ediyor
DEVA Partisi Mudanya İlçe Başkanı Dilek Durak’ın istifasına değindiğim yazıda, Karacabey ve Kestel ilçe başkanlarının istifaların cebinde olduğunu yazmıştım.
Kestel’den beklenen haber geldi, Karacabey’in de eli kulağındadır.
DEVA Partisi’ndeki istifalar, bir siyasi parti için hiç de normal bir durum değil.
Üstelik ilçe başkanları ve yönetimleri sadece görevlerinden değil, partilerinden de istifa ediyorlar.
Yani tepkileri, hem il başkanı ve ekibine, hem de bu ekibin yaptıklarına göz yuman Ali Babacan’a.
Ayrıca istifa edenler sadece İl Başkanı Serkan Özgöz’e değil, Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın’a da hayli tepki gösteriyorlar.
İşin bir diğer ilginç yanı da ilçe başkanları gün aşırı istifa edip, teşkilatlar fokur fokur kaynıyorken, Teşkilatlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sedat Kızılıcıklı’nın hiç ortada olmaması.
Duyduğuma göre Kızılcıklı’ya, ‘Bursa teşkilatıyla ilgilenme, orası Burak Dalgın’ın kontrolünde’ anlamına gelecek şeyler söylenmiş.
Kızılcıklı da ‘hay, hay’ demiş.
Sonuç, ortada.
Toplu ulaşımda yolcu sayısı arttıysa, yollarda araç sayısı azaldıysa…
Pandeminin bitmesi ve akaryakıt zamları nedeniyle Bursaray, özel halk otobüsleri ve minibüslerin kalabalıklaştığı söyleniyor.
Ancak rakamlar, bu gözlemin yanıltıcı olduğunu gösteriyor.
Son toplu ulaşım rakamları şudur:
Hafta içi ortalaması 850 bin yolcu.
Pandemi öncesi bu rakam 870 bin yolcuydu.
Yani neredeyse pandemi öncesi rakamlar yakalanmış.
O halde toplu ulaşımı kullanan yolcuların sayısında bir artış yok.
Yollarda seyreden özel araç sayısı da azaldığına göre, bu tablonun tek bir izahı var.
Vatandaş, hayat pahalılığından dolayı sosyal yaşamdan uzaklaştı, mecbur kalmadığı sürece evden çıkmıyor.
