Son günlerde vaka sayılarında ciddi bir artış var.

Bu bize, geçen yaz ‘yeni normale’ geçtiğimiz günlerdeki tabloyu hatırlattı.

Ancak o günlerde tek çare tedbirlere uymaktı.

Bu yıl virüsle mücadelede elimizde çok güçlü bir silahımız var:

Aşı.

 

***

 

Ne yazık ki, elimizdeki o güçlü silahı yeterince kullanmıyoruz.

Yani, ortada tüm dünyayı kasıp kavuran bir salgın var ve bilim insanları çok kısa sürede salgının önüne geçebilecek aşıyı bulmasına rağmen, bizler bu imkandan yeterince faydalanmıyoruz.

 

***

 

Dün İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz ile konuştum.

Yavuzyılmaz, Bursa’daki vaka sayısı, aşılama oranı ve sağlık merkezlerinin durumuyla ile ilgili tüm detayları paylaştı.

Önce vaka sayılarından başlayalım.

 

***

 

Bursa’daki vaka sayıları, son bir haftada neredeyse 1 kat artmış.

Yani geçen hafta 5 binlerde olan vaka sayısının   9 binlere çıktığı Türkiye genelindeki gibi, Bursa’daki vaka sayılarında da yaklaşık 1 kat artış var.

Bir başka ifadeyle Bursa, Türkiye genelinde artan vaka sayılarının ortalamasını gösteriyor.

 

***

 

Aşıya gelince.

Bursa’da bir doz aşı olanların oranı yüzde 64.

İki doz aşı olanların oranıysa yüzde 35.

Yavuzyılmaz’ın en çok tepki gösterdiği durum ise 18 ile 24 yaş arasındaki grubun aşılama oranı.

Nitekim bu gruptakilerin sadece yüzde 35’i aşılanmış.

70 ile 74 yaş arasındaki Bursalı yurttaşların aşılama oranı ise yüzde 92 civarında.

Yavuzyılmaz, 18 ile 24 yaş grubu arasındaki gençlerden aşı olmayanlara şu sözlerle tepki gösterdi:

“18-24 yaş, en hareketli grup. Yüzde 35 aşılama oranı çok üzücü bir durum. Bana bir şey olmaz demek doğru değil. Size bir şey olmasa da aileleriniz var, dolaştığınız yerler var. Size bir şey olmazsa bile virüsü bulaştırdığınız insanların vebali üzerinizde olur.”

 

***

 

Yavuzyılmaz, hedeflerinin Bursa’da tek doz aşı olanların oranının en az yüzde 80 olduğunu da söyledi.

 

***

 

Peki, neden aşılama hızı düştü?

Söz yine Yavuzyılmaz’da:

“Eskiden aşı temini, aşı tercihi ve aşı sırası gibi sorunlarla uğraşıyorduk. Ancak bugün yeteri kadar aşı olmasına rağmen, aşı olmak istemeyenlerle uğraşıyoruz. Aşı olmayanlar, bu iş ne de olsa bitti diyor. Oysa bu çok tehlikeli bir algı. Salgın bitmedi ve artan vaka sayılarında görüldüğü gibi sürüyor. Bir de aşının kısırlığa yol açabileceği gibi spekülasyonlar yapılıyor. Geçmişte Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde böyle bir algı yaratılmıştı. Ancak Türkiye’nin üreme oranları en yüksek iki bölgesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dur. Demek ki aşı kısırlığa yol açmıyormuş.”

 

***

 

Yavuzyılmaz,  İsrail’den örnek verdi:

“İsrail, vatandaşlarını en çok koruduğu söylenen ülkelerin başında geliyor. Onlar, vatandaşlarına her yerde aşı yaptılar. Trafikte, bile aşı olanlar vardı. Almanya, ABD, İsrail gibi gelişmiş ülkeler vatandaşına aşı yapıyorsa, kimsenin tereddütü olmasın.”

 

***

 

Yavuzyılmaz, son olarak hem uyarı yaptı, hem de çağrıda bulundu:

“İnsanlar, salgın bitti gibi davranıp, aşı olmuyor,  maske, mesafe ve hijyen kurallarına  dikkat etmiyor. Aşılamada istediğimiz durumda değiliz. Toplumun en az yüzde 80’inin bağışıklık kazanması lazım. Böyle giderse, kötü günler kapıda. Geçen yaz dönemini hatırlayın. Bugünkü vaka sayıları,  insanların açık hava ortamında daha çok bulundukları bir dönemde bu kadar yüksekken, sonbahar mevsiminde sayının daha da artması kaçınılmaz olacaktır. Biz  yeniden bir kapanmaya gitmek istemiyoruz. Bunun için, herkesi aşı olmaya davet ediyorum. Elimizde yeterince aşı var, hiç kimse aşısını ihmal etmesin. ”

———————–

“Yoğun bakım yatağı aradığımız günleri unuttuk”

İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz ile artan vaka sayıları nedeniyle, Bursa’daki sağlık merkezlerinin yeterliliğini de konuşuyoruz.

Yavuzyılmaz, bir hatırlatma yapıyor:

“Birkaç ay öncesine kadar insanlar,  yoğun bakım yatağı bulmak için olağanüstü çaba gösteriyordu. Ne yazık ki o günleri çabuk unuttuk. Çünkü insanlarımızın önceliği aşı olmak ve tedbirlere uymak değil, tatil yapmak oldu.”

Ancak Yavuzyılmaz, artan vaka sayılarına rağmen Bursa’nın sağlık merkezlerinde bir yoğunluk olmadığı bilgisini paylaştı.

Sözlerinde yine sitem vardı:

“Öncelikle sağlık çalışanı arkadaşlarıma teşekkür ederim. Sağlık alt yapımız güçlü olduğu için bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ama insanların dikkatsizliği nedeniyle neden benim sağlık çalışanlarım zor günler geçirsin? Birilerinin vurdumduymazlığının cezasını benim sağlık çalışanım çekiyor. Arabanın kaza yapması farklı bir şeydir, bile bile duvara toslaması farklı bir şeydir. Şu an bazı insanlar, aşı olmayıp, maske, mesefa ve hijyen kurallarına uymayarak, arabayı duvara tosluyorlar. Aşımızı olalım ve tedbirlere  uyalım. ”

———————–

Aşı zorunluluğu

Sağlık Bakanlığı bugüne kadar, aşılamada ikna yöntemini tercih etti.

Ancak aşılama oranları ve artan vaka sayıları, ikna yönteminin işe yaramadığını gösteriyor.

Zorunlu aşı uygulaması, insan hakları ihlali tartışmalarını da beraberinde getiriyor.

Ayrıca uygulamanın hukukiliği de bir başka tartışma konusu.

Ancak, aşı olmayanların, konser, tiyatro gibi etkinliklere ve AVM’ler, pazar yerleri, hatta marketler gibi kalabalık mekanlara alınmaması şeklindeki tedbirler gündeme gelmeli.

Nitekim salgın bir halk sağlığı sorunuysa, halkın sağlığını tehlikeye atanlar neden  ellerini kollarını sallaya, sallaya dolaşabilsinler?