Perşembenin gelişi çarşambadan belli olurmuş…

Dağlıca katliamının ardından dalga dalga yayılan terörü lanet yürüyüşlerinde HDP binalarına yönelik saldırı ve Kürt kökenli yurttaşların iş yerlerini yakmak gibi, kamu düzenini bozucu eylemler de önceki gece Yenişehir’de yaşananların bir habercisi gibiydi.

Dün sabah gazetede karşılaştığım BUMİAD yönetiminden Yenişehirli bir iş adamının anlattıkları beni dehşete düşürdü:

“Akşam saatlerinde İnegöl istikametinden Yenişehir’e girişte aracımla seyrederken, yüzü tülbentli adamların ve kadınların ellerinde sopayla, yol kesip, kimlik kontrolü yaptıklarını gördüm. Onları fark edince, aracımı çevirip ters istikamete doğru yol aldım. Ben uzaklaştığım için zarar görmedim ama benden sonraki otomobillerin camlarını kırmışlar. Yol kesenlerin elinde sopa gördüm ama elinde silah olan kişilerin kimlik kontrolü yaptıklarını da söylediler. Eli sopalı ve silahlı kişilerin birkaç kilometre ötesindeyse polis yolları tutmuştu.”

Tüm bu olanlar, ne Doğu‘daki bir karayolunda ne de bir Güneydoğu kentinin kırsalında oluyor.

Bursa’nın bir ilçesinin merkezinde yaşananları anlatmıştı konuğum.

Akşam saatlerinde patlayan, gece sabaha karşı süren olaylardaysa 8 kişi yaralandı.

Tablo bu…

Şimdi herkesin, şapkasını önüne koyup düşünme vaktidir.

Nereye gidiyoruz?

Dilimizin varmadığı, kalemimizin yazamadığı şeylerdir, bizi bekleyen yakın tehlike.

Hiç kimse, şehit analarından, şehit yakınlarından daha acılı, daha öfkeli ve daha tepkili olamaz.

Onlar bile vakur duruşunu sürdürürken, sokağı yangın yerine çevirmek, kendini güvenlik güçlerinin yerine koymak ve kamu otoritesini sarsan protestolar yapmak, terörü engellemez, şehit yakınların yarasına merhem olmaz, terör örgütü militanlarını sindirmez.

Yarın çok geç olmadan, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, kanaat önderleri, SİAD’lar bir araya gelip, sokağın tansiyonun düşürecek, Türk-Kürt kardeşliğine vurgu yapacak ortak bir açıklama yapmalı, sorumluluk üstlenmeli.

 

Vali Karaloğlu: Çocuklarınızı sokaktan çekin, devlete güvenin

 

Yenişehir olaylarından sonra Bursa Valisi Münir Karaloğlu, yerinde bir açıklama yapmış.

Daha doğrusu bir çağrı yapmış.

İşte Vali‘nin o çağrısı:

“Terör örgütü 30 senedir bu ülkede Türk-Kürt kavgası çıkartmak istedi. Ama başarılı olamadı. Bugün kendi komşumuzun iş yerine, evine, aracına zarar vererek, terör örgütünün amacına hiç kimse hizmet etmesin. Anne ve babalara çağrı yapıyorum. Çocuklarına ve gençlerine sahip çıksın. Artık gençlerimizi sokaktan çekelim. Herkes devletine güvensin.”

 

Panoramik Müze’nin temeli atılıyor

 

Türkiye‘nin en büyük tam panorama özellikli yatırımı Bursa‘da yükseliyor.

Osmangazi Belediyesi‘nin 2013’te çalışmalarına başladığı ve ‘Beylikten Cihan Devleti’ne ismini verdiği Panoramik Müze’nin temeli gelecek salı atılıyor.

35 milyon liraya mal olacak müzenin yapım çalışması, tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık‘ın danışmanlığıyla yürüyor.

Bursa‘nın varoluş değerlerinin sergileneceği müzede Bursa’nın fethi resmedilecek.

Amaç, Bursa’nın köklü tarihinin hafızalarda kalıcı olarak yer edinmesini sağlamak…

Tabii, Panoramik Müze‘nin turizme de katkısı olacak.

Bursa’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin, tarih soluyacakları, dört başı mamur kültür yatırımının 2 yılda bitirilmesi planlanıyor.