Miting, yürüyüş ve  eylemlerde güvenliği sen sağlar, her türlü tehlikeye karşı korkusuzca sen görev yaparsın, en küçük bir olumsuzlukta ilk tepkiyi  sen görürsün.

Katili, uğursuzu, ırz düşmanı ve tecavüzcüyü sen yakalarsın, olay anında onlara zarar vermeye gör, kötü adam sen olursun.

Evlerine hırsız girenler, çantalarını kaptıranlar, tenha bir köşede gaspa uğrayanlar, ailelerinden önce seni ararlar, canlarının acısı geçmeye görsün, ilk salladıkları kişi sen olursun.

Millet yediğini, içtiğini paylaşır, hamamda peştemaliyle poz verir,  aylarca peşinden koşup yakaladığın seri katilin fotosunu paylaştın diye önce linç edilen, ardından açığa alınan sen olursun.

Trafik kilitlenir, yollar tıkanır, yerel yönetimler gücünü siyasetten aldıkları için üstlerine toz kondurmazken, günah keçisi sen olursun.

Maçlarda döner bıçaklarının üzerine yürüdüğün için  stat çevresinde terör estirmekle, iki takım taraftarı birbirine girdiğinde, güvenlik açığıyla suçlanan da yine sensin.

Vatandaş evinde huzur içinde uyusun diye, teröristlerin kurşunlarına

gövdeni siper eden sensin, terörist yandaşları ve bölücü hamilerinin kara propagandalarına maruz kalan da yine sensin.

Bu ülkenin çocukları yetim kalmasın diye kendi çocuklarını yetim bırakırsın, bu ülkenin kadınları dul kalmasın diye şehit olursun, bu ülkenin anaları ağlamasın diye canlı bombaların üzerine sen atlarsın…

Yine de yaranamazsın!

—————-

 

Hayri Türkyılmaz’a yargı şoku

 

Mudanya Belediyesi‘nde sular durulmuyor…

Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, grup kararlarına uymadığı gerekçesiyle, 4 belediye meclis üyesinin istifa dilekçelerini yürürlüğe sokmuştu.

Böylelikle meclis üyelerinin üyeliği düşmüştü. 

Meclis üyeleriyse yargıya başvurmuştu.

Bursa 1. İdare Mahkemesi, istifa ettirilen meclis üyelerinden ikisi hakkında kararını verdi.

Nitekim mahkeme, Metin Bağcı ve Metin Uyanık hakkındaki işlemin yürütmesini durdurdu.

Kararın gerekçesi şu:

“…Dava  konusu  işlemin belediye meclis üyeliğinin sona ermesine ilişkin olması ve uygulanması halinde telafisi güç zarar doğurabilecek nitelikte olması…”

Bakalım Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, nasıl bir hamle yapacak?

——————

 

MHP’de başkanlığı savunanlar ve karşısında olanlar

 

MHP‘nin başkanlık sistemine ilişkin bakış açısını yorumladığım yazının ardından iki ileti aldım…

Biri Turan Toprak isimli eski bir MHP’liden…

Diğeri de geçen günlerde partisinden istifa eden eski MHP meclis üyesi Mehmet Hasanoğlu’ndan…

İki farklı görüşü de paylaşıp, yorumu sizlere bırakıyorum.

Önce Alpaslan Türkeş‘in de başkanlık sistemini savunduğunu öne süren Turan Toprak‘ın iletisi:

“Bütün hayatım ülkücü hareketin içinde geçti.  1991-1997 yıllarında Bursa Ülkü Ocakları başkanlığı yaptım, 4 yıl da Ankara‘da Ülkü Ocakları Genel Merkezi‘nde Marmara ve Ege bölge başkanlığı ve  Bursa‘da iki dönem il yönetim kurulu üyeliği yaptım. Bizzat rahmetli Başbuğu‘muzun özel eğitim seminer gurubunda yetiştim. Sayın Tevfik Topçu ağabeyim ve dostumun önceki dönem il yönetiminde bulundum. Bugün de uzaktan siyaseti takip eden bir iş adamıyım.

Rahmetli Başbuğ başkanlık sisteminin kurucu savunucularındandır ve bu konuda yazılmış eserleri mevcuttur. Bizler çocuk yasta bu kitapları okuyarak Türkiye’nin yeni bir düzene kavuşması için bu fikirlere inanmış ve mücadele etmiş insanlarız. Sayın Başkan Topçu da öyledir. 

Bu konuda bugün günlük siyasetin verkaçları içerisinde flu sözler söyleyebilir ama rahmetlinin yazılı eserleri ortadadır.”

Bu da Mehmet Hasanoğlu‘nun görüşleri:

“Sayın Özdal bugünkü köşe yazınızı okuduktan sonra size yazma gereği hissetmemin gerekçesi, benim daha taslak ortada yokken bile bunu hissederek partimden istifa etmemdir. Amacım sadece birilerinin dikkatini çekmek ve belki de bu çalışmalardan vazgeçirmekti. Bu uğurda, meclis üyeliğinden istifa ederek gösterdiğim tepkiden sonra, tek bir MHP’liden başkanlık sistemini destekleyici görüş almadım. Her arayan tebrik ederek benimle aynı görüşte olduğunu beyan ettiler ve somut olarak bu çalışmaların karşısında olduklarını söylediler. Yani bunu beyan etmeyenler koltuk sevdalılarıdır. Taban ise tam tersi net bir şekilde görüşünü beyan etmektedirler ve anayasa değişikliğine net bir şekilde karşı olduklarına da bizzat ben şahidim.”