Kültür ve Turizm Bakanlığı, şehir bazında sinema istatistiklerini yayınladı.
Buyrun rakamlara…
2018 yılında Ardahan ve Şırnak’ta hiçbir vatandaş sinemada film izlemedi.
2016’da beyazperdeyle buluşamayan Sinop, Bayburt, Gümüşhane, Hakkari, Tunceli ise 2018’de 2 bin ile 50 bin arasında değişen izleyici rakamlarına ulaştı.
Bayburt, Hakkari, Iğdır ve Tunceli’de 2018’de sinema seyirci sayısı 10 binin altında kaldı.
Tüm bu istatistikler bize şunu işaret ediyor:
Doğu sinemayla buluşamadı.
***
Sinemayla buluşamayan doğu kentlerinde terör var maalesef.
Doğu halkıyla terör örgütlerinin arasına mesafe koymanın yollarından biri ise, halkı kültür-sanat etkinliklerine dahil etmekten geçiyor.
Yani batı kentlerine 1 sinema salonu inşa ediyorsanız doğuya da 1 salon, batı illerinden birine 1 kültür-sanat merkezi yapıyorsanız doğuya da 1 kültür sanat merkezi yapmalısınız.
***
Aslında sadece doğu sinemadan mahrum kalmadı, 2018, Türkiye genelinde sinema sektörü açısından felaket bir yıl oldu.
Tüm istatistikler sinema izleyicisinde en az yüzde 30’luk bir düşüş olduğunu gösteriyor.
Dijital devrim, ‘mısırlı promosyon’, derken, salonlar sinek avlıyor.
***
Okulların açılmasına sayılı günler kaldı.
Ve yine gazete manşetleri, ‘bağış’ haberleriyle süslenmeye başlandı.
Yani kayıt parası adı altında toplanan bağış haberlerinden bu yıl da geçilmiyor.
Yetkililer ne diyor?
“Bağış yasal değil, kesinlikle vermeyin.”
Doğru bağış yasal değil ancak gayet iyi bilinir ki, yetkililerin kamuoyuna açıkladıkları bir resmi görüşleri, bir de okul müdürlerine ‘toplayabildiğiniz kadar bağış toplayın’ şeklinde gerçek görüşleri vardır.
Yıllardır bu böyledir.
O nedenle, ‘bağış yasal değildir‘ sözüne sadece tebessüm edin.
***
Bağış yasal değil deniliyor.
Oysa Milli Eğitim Bakanlığı ile hayırseverler arasındaki protokol gereği sadece bağış yapan öğrencilerin alındığı okullar var, biliyor muydunuz?
***
Sosyal bilgiler terimi olarak ‘genelleme’, ‘belirli bir küme ya da sınıfın sınırlı bir parçasından edinilen yaşantılara dayanarak, tümü üzerinde ileri sürülen yargı‘ şeklinde tanımlanır.
Olumsuz genellemeyi etnik bir köken veya coğrafi bir bölge üzerinden yapmak ise son derece tehlikeli, dahası tahrik edicidir.
Mesela, CHP’yi karıştıran belediye meclis üyesiyle ilgili genelleme yapıp doğduğu bölgeye vurgu yapmak, yeni bir provokasyona kapı aralamaktır.
***
Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü.
Faşist Hitler ordusunun 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgal ettiği, yani İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıç tarihi olduğu için Birleşmiş Milletler 1 Eylül’ü Dünya Barış Günü ilan ediyor.
60 milyon insan yaşamını yitirdi bu savaşta.
Kanlı savaş meydanlarından geriye ise milyonlarca sakat insan, yetim çocuk, dul kadın, gözü yaşlı anne ve baba kaldı.
Yani 1 Eylül’ün tarihi kanla yazılmış.
Barışın değerini bilelim.
Ancak önce kendimizle barışalım.
Efendim iyi pazarlar.