Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Pazar çeşnisi

Malum, bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü…

 

Bize bir harf öğretenlerin 40 yıl kölesi olabilecek bir inancın çocukları olarak eğitim emekçilerine minnet borçluyuz.
`Kadrolusu“, `atanamayanı`, `ücretlisi`, `sözleşmelisi` şeklinde kategorize edilen öğretmenler, bu yıl da buruk bir gün yaşıyorlar kuşkusuz.
Elden, temenni ve kutlama geliyor sadece.
Cefakeş eğitim ordusu, bu yıl da gününüz kutlu olsun.
***
İnsan her yaşta öğrenci…
Yeter ki öğrenme hevesi olsun, hep bir öğretmeni oluyor.
İlkokulda,  orta öğretimde, üniversitede veya iş hayatında…
Ancak ilkokul öğretmenleri hiç unutulmuyor sanki.
27 yıl önce Muradiye`nin o şirin okulunda, anne şefkatiyle bize 5 yıl emek veren Günel Seçkin öğretmeni de bizler hiç unutmadık.
Eğitim yaşamında 40 yılı deviren, yorulmadan, bıkmadan, durmaksızın öğreten Emine Örnek Koleji`nin değerli öğretmeni/öğretmenimiz Günel Seçkin`in de ellerinden öperiz.
***
Hafta içi gazetede misafirim olan Aydınlık Bursa Temsilcisi Sevim Erol ve TGB`li gençler armağan etti,Atatürk Dönemi Türk Sovyet İlişkileri isimli kitabı.
Kitabın yazarı, Türkiye`de görev yapmış Dimitir Vandov isimli bir Rus diplomat…
Kaynak Yayınları`ndan çıkan kitap, Atatürk döneminde Türkiye ile Sovyetler Birliği ilişkilerini, kapsamlı bir araştırmayla paylaşmış.
Vandov, Lenin ile Atatürk arasındaki derin dostlukla, Sovyet ve Türk halkı arasındaki kardeşliğe vurgu yapmış.
Gerek o dönemin Türk basınında gerekse de Sovyet basınında çıkan yüzlerce yazının yanı  sıra, Atatürk`ün ve Lenin`in açıklamaları, döneme ait belge ve bilgileri derlemiş.
Bolşevik Ekim Devrimi ile Kemalist Devrim`in, Batı emperyalizmine karşı işbirliğini ortaya koyan ve bir döneme ışık tutan bilgilendirici bir kitap…
Kurtuluş Savaşı`nda, Sovyetler`in altın ve silah yardımlarına da değinmiş Rus yazar.
Aslında  kitabı, genç Türkiye Cumhuriyeti`nin Atatürk`ün ölümüne kadar olan dış politikasının bir özeti olarak da tanımlayabiliriz.
Atatürk`ün bu politikasını, yüzünü Doğu milletlerine çevirmiş, şahsiyetli bir dış politika olarak tanımlamakta bilmem sakınca var mı?
Sonuç: Rusları öcü gibi gösteren resmi tarihe meydan okumuş Vandov…
***
Önce Çaykovski`nin Romeo Juliet Fantazi Uvertürü...
Sonra Betthoven`in Egmont Uvertürü…
Ve finalde, Cem Babacan`ın, Rus piyanist Sergey Rahmaninov`un unutulmaz eserlerinden derlediği muazzam bir piyano konçertosu…
Yine dört başı mamur bir senfoni gecesi yaşattı bizlere Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası…
Fazıl Say`ın `olağanüstü yorumcu ve virtüöz` olarak söz ettiği Cem Babacan, izleyicileri adeta büyüledi.
Öyle ki 2 kez bis yaptı Babacan.
Ve gecenin yıldızı oldu hiç kuşkusuz.
***
Tuncay Güney…
Uyduruk senaryolarının marifetiyle, onlarca kişi  gözaltına alındı, tutuklandı, yıllarca hapis yattı.
Önceki gün Güney hakkında yakalama kararı çıkarıldığını öğrendik.
Mehmet Baransu…
Balyoz`la ve bavulcu gazeteciliğiyle anılır.
Baransu, dün gözaltına alındı ancak serbest bırakıldı.
Kazdıkları kuyuya düşmek diye buna derler.
***
CHP`nin 6 Ok`undan birinin `Milliyetçilik` olduğunu bilmeyen yok.
Ulusalcılık ise sonradan türetilmiş, sanki milliyetçiliği kendine zül görenlerin, yakıştıramayanların imdadına yetişen bir kavram.
Hal böyleyken, hem CHP`li olup, hem milliyetçi, hadi en kötü ihtimalle ulusalcı olmamak diye bir durum söz konusu olabilir mi?
Üstelik isminin önünde CHP milletvekili sıfatı olanların, ulusalcı değilim deme şansı var mı?

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X