Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Pazar Çeşnisi

Eğer yakın akrabaları veya çok samimi dostları değilsek, mutluluktan uçacaklarmış hissini veren nikâh masasındaki halleri hafızalarımıza kazınır evlenen çiftlerin.

Oysa ne hikâyeleri vardır bazı çiftlerin, duyduğumuzda ağzımızın açık kalacağı…

Geçen haftalarda hasbelkader bir nikâh görevlisinden duydum, nikâh memuru o meşhur soruyu çiftlere soruyor.

Damat tereddütsüz ‘evet’ diyor.

Sıra geline gelince, önce birkaç saniyelik bir sessizlik, ardından ‘hayır’ yanıtı dökülüyor kadının ağzından.

Şok, şok, şok…

Kadın, ‘Durun yahu şaka yaptım’ diyerek durumu toparlamaya çalışıyor.

Bu durumda nikâh memuru, “Arkadaş burası stand-up gösterisi mi? Beyan esastır deyip” orada nikâhı kıymaması gerekir.

Ancak memur anlayışlı çıkıyor, yasayı çiğnemek pahasına kadının evet dediğini varsayıp, nikâhı kıyıyor.

Peki kadın, neden ‘tatsız bir şaka’ yapmıştır onlarca konuğun önünde?

Aslında şaka yaptığı filan yoktur.

Çift, nikâh masasına kavgalı oturmuştur, kadın gerçekten, ‘hayır’ demiş saniyeler sonra pişman olup, hayatının kararından dönmüştür.

Durumu toparlamak için de hadiseye şaka süsü vermiştir.

Hiçbir şey göründüğü gibi değil yani.

***

Ne dedik?

İki insanı dört duvar arasında bir ömür boyu yaşamaya zorlayan, Atatürk’ün bile, ‘orduları idare ettim bir kadını idare edemedim’ sözüyle sürdüremediği, adına evlilik dedikleri dünyanın en zor organizasyonuyla ilgili nice hikâyeler var.

Nikâh salonunu tutup, son gün vazgeçen çiftlerin sayısı sandığınızdan çok daha fazla.

Nikâhın gerçekleşememesinin en yaygın nedeni, hadisenin maddi boyutu.

Genellikle gelin adayının veya ailesinin bitmek, tükenmez talepleri damat adayının sıdkının sıyrılmasına yol açtığı için salon kaparosu yanan sayısız çift var.

Tabii tüm hikâyeler bu kadar negatif değil.

Nikâh tazeleyen çiftlerin sayısı da az değilmiş.

Boşanmış çiftler, bildiğiniz dört başı mamur nikâh merasimiyle evlilik tazeliyor.

Takı töreni bile yapılıyormuş, ikinci nikâhlarına…

***

34 DZ 5142…

Yazın bir kenara bu plakayı.

Ve gördüğünüz anda Polis’i arayın.

Çünkü bu plaka sahibi bir hayvana işkence yapmıştır.

Aracının arkasına zavallı bir köpeği bağlayıp kilometrelerce sürükleyebilecek kadar vicdansız ve gaddar biridir.

Cinsel istismar tasarıyla birlikte, hayvanları öldürenlere, işkence yapanlara, tecavüz edenlere verilecek cezayı da katbekat artıracak bir yasa çıkmalı.

***

1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanıyan ülkeler kervanına Hollanda da katıldı.

Bizimkiler yine sert tepki verdiler.

Soykırımın uluslararası bir yalan olduğunu yıllar önce ispatlayan Doğu Perinçek’in haklılığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde tescillenmişti 2015’te.

O halde bu tip durumlarda 2 yoldan biri izlenmeli.

Ya, bu kararı ciddiye almıyoruz deyip, gerçekten dikkate almamak.

Ya da, sözde soykırımı tanıyan Avrupa ülkelerinin geçmişte yaptığı kanlı katliamları Meclis’e taşıyıp, mütekabiliyet ilkesini hayata geçirmek.

***

Faruk Çelik, her ne kadar Şanlıurfa’yı ziyaret etse de, aklı da, gönlü de Bursa’da.

Zaten günlerinin birçoğunu Bursa’da geçiriyor.

Çelik, uzun zamandır sessizliğini koruyordu.

Geçen yazımda ‘atış serbest’ kıvamında toplantıların zamanı gelmedi mi diye sormuştum.

Gelmiş.

İl kongresinin geçmesini bekleyen Çelik, önümüzdeki hafta gazetecileri davet edip, ‘aklınıza ne geliyorsa, istediğinizi sorun’ diyecekmiş.

Çelik’in önemli açıklamalar yapacağı kesin.

Haydi hayırlısı.

***

Geçmişte her biri 100 kilonun üzerinde olan ve mide ameliyatı sonrası zayıflayan 60 kişi sosyal medya aracılığıyla buluşup, kutlama yapmışlar.

İçlerinden biri kiloluyken eşinden ayrılmış.

Zayıflayınca eşi barışmak istemiş ancak o istememiş.

Bu da yaygın basında “Kadının intikamı” şeklinde haber oldu.

Son aylarda bir mide ameliyatı furyası başladı.

Mide ameliyatıyla zayıflayan kişi ünlüyse, medyada haber oluyor.

Ancak bu haberler teşvik edici bir raddeye geldi.

Mide küçültme ameliyatı iyi bir şeymiş algısı yaratılıyor.

“Azmetti, ameliyat oldu ve 50 kilo verdi” gibi ifadeler kullanılıyor.

Ne yapmış da azmetmiş?

Spor mu yapmış, diyet mi uygulamış, doğal mı beslenmiş?

Hiçbirini yapmamış.

Bıçak altına yatıp, Tanrı’nın verdiği organın üçte ikisini aldırmış.

Oysa, çok önemli bir sağlık sorunun yoksa mide küçültme tavsiye edilmiyor.

Doğal yollardan kilo vermek varken, mideni küçültmenin matah bir şeymiş gibi sunulması olacak iş mi?

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X