Karlı bir pazar sabahı katledildiğinde, dünya görüşümün şekillenmediği 13 yaşındaydım henüz ancak büyük bir öfke duymuştum cinayete.
Daha çocuk sayılabilecek yaşta olsam da, katliamın arkasında İran’ın olduğuna dair o günkü yaygın görüşe hep kuşkuyla bakmıştım.
Daha sonra Uğur Mumcu’nun tamamlamasına ömrünün yetmediği ‘Kürt Dosyası’ isimli kitapta, PKK’yı rahatsız edecek bilgilerin olduğunu öğrendiğimde, kuşkularımın haksız olmadığını anladım.
Peki, Mumcu’nun cenaze töreninde İran karşıtı sloganlar atarak cinayetin sorumluluğunu bu ülkeye yükleyenlerin de fikri değişmiş midir?
Kim bilir…
***
Uğur Mumcu yarım kalan kitabında, Öcalan’ın 1972’de gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra serbest bırakılıp, soruşturma dışında bırakılmasını sorguluyordu.
Öcalan’ın 1978’de Kevser ile evlenmesi de Mumcu’nun kitabında dikkat çeken ayrıntılardan biri.
Ayrıca Mumcu, Kürt sorununun bir feodalizm sorunundan kaynaklandığını, Öcalan’ın emperyalistlerin piyonu olduğunu, Kürdistan projesinin arkasında ABD ve İsrail’in durduğunu hem son kitabında hem de yazılarında sıkça dile getiren bir aydındı.
***
Bugün Kürtlerin savunuculuğunu yaptığını iddia eden terör örgütü, sırtını emperyalist ABD’ye ve bölgedeki partneri İsrail’e dayamış durumda.
Göbekten bağlandıkları efendilerinin boyunduruklarından artık isteseler de sıyrılamazlar.
Sahiplerinden 4 bin TIR silah alıp Türkiye ve Suriye’ye karşı savaşan PKK/PYD’nin içinde bulunduğu durumu 25 yıl önce Uğur Mumcu yazmıştı.
O halde sizce Uğur Mumcu’yu kim öldürdü?
***
Uğur Mumcu ölümünden günler önce kaleme aldığı bir makalesinde, “Kürtler, sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa, ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında?” diye soruyordu köşesinde.
Savaşa hayır yaygarasını koparan PKK kuyrukçusu solculara da gelsin bu soru.
***
Sadece gerçeğin peşindeydi, gerçekleri haykırmaktan hiçbir zaman geri durmadı.
Namuslu ve dürüst bir kalemdi.
Sadece solcuların değil İslamcıların, ülkücülerin, liberallerin de saygı duyduğu bir gazeteciydi.
Katledilmesi vicdanları sızlattı.
Uğur Mumcu 24 Ocak’ta öldürüldü.
Mumcu’yu terör örgütü öldürmüştü.
Hrant Dink ise 19 Ocak’ta katledildi.
O da yürekli bir gazeteciydi.
Doğru bildiklerini savunmaktan sakınmıyordu.
Yıllar sonra Dink cinayetinde FETÖ parmağı olduğu anlaşıldı.
Mumcu’yu da Dink’i de öldürenler, bu ülkeyi bölmeyi, bu ülkeyi kaosa sürüklemeyi hedefleyen karanlık ellerdi.
Gazeteci örgütleri Uğur Mumcu için yürürken, iki satır da olsa Hrant Dink’i neden anmazlar anlayabilmiş değilim.
***
24 Ocak aynı zamanda Ali Gaffar Okkan’dır.
Halkçı polis, yiğit insan, yürekli adam Ali Gaffar Okkan…
Başını okşayıp şefkat gösterdiği mendil satan Diyarbakırlı çocuklar bugün genç delikanlı oldular ve manevi babalarının mezarına çiçek bırakıyorlar.
Allah gani gani rahmet eylesin.
***
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu’nun gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı’na destek verirseniz, korkmayın AK Partili olmuyorsunuz.
Şöyle düşünün:
Yaşadığınız bir apartmana dışarıdan bir saldırı gerçekleşiyor.
Saldırı başarılı olursa, evinizden olacaksınız.
Sırf apartman yönetimini sevmiyorsunuz diye size saldıranlara karşı koymaz mısınız?
İnsanın oturacak evi olmazsa, kavga edecek kimsesi bile olmaz.
***
Bir de meseleye şurdan bakalım.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda iktidarda hangi partiler vardı?
Ecevit liderliğinde CHP ve Erbakan liderliğindeki Milli Selamat Partisi.
Allah acil şifa versin o hükümetin Maliye Bakanı da Deniz Baykal’dı.
Sosyal demokrat CHP ile İslamcı Milli Selamet Partisi, milli çıkarlar gereği Kıbrıs’a harekat düzenlemekte tereddüt etmediler.
Ve o gün Türk milleti bu harekatın arkasındaydı.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın arkasında olan millet ne CHP’li ne de MSP’li oldu.
Sadece vatanseverler oldular.