Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Pazar çeşnisi

Ülkelerin, tarihlerinde övünecekleri destanlar vardır.

Anadolu coğrafyasındaysa, belki de dünyanın hiçbir milletine nasip olmayacak sayıda destanlar yaşanmış.

Bazı destanlar, kanla yoğrulmuş.

30 Ağustos da, Anadolu topraklarının kanla yoğrulmuş son destanı.

Tarih öyle bir tecelli etmiş ki, Osmanlı‘nın kurulduğu toprakların küllerinden, modern Türkiye Cumhuriyeti doğmuş.

Ölüm ve doğum nasıl hayatın gerçeğiyse, dünyaya hükmetmiş imparatorlukların da bir gün sonunun geleceği, o kadar hakikat.

30 Ağustos zaferiyle taçlanan Kurtuluş Savaşı mücadelesi de, sadece mazlum bir milletin uyanışı değil, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlatılan Anadolu ihtilalinin modern Cumhuriyet‘e uzanan destansı yürüyüşünün adıdır.

 

 

***

 

Tarihleri, sömürgecelik tarihi olan Avrupa ülkeleri, sadece Anadolu topraklarına göz dikmemiş.

O dönem, Afrika‘dan Ortadoğu’ya uzanan geniş bir coğrafyada, ulusal kurtuluş mücadeleleri veriliyor.

Ve Anadolu’daki Kurtuluş Savaşı zaferi, mazlum uluslara ilham oluyor.

Atatürk’ün, 30 Ağustos’tan yıllar sonraki şu sözleriyse, Doğu milletlerinin, sömürgeciliğe karşı mutlaka galip geleceğini müjdelemiş:

Bugün, güneşin ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu uluslarının da uyanışlarını öyle görüyorum. Bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşacak olan çok kardeş ulus vardır. Onların yeniden doğuşu, kuşkusuz ki, ilerlemeye ve refaha yönelik olarak görülecektir. Bu uluslar, bütün güçlüklere ve engellere rağmen, galip çıkacaklar ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm, yeryüzünden yok olacak ve yerine ulusların arasında hiçbir renk, din ve ırk ayırımı gözetmeyen, yeni bir uyum ve işbirliği egemen olacaktır.

 

***

 

CHP Gemlik İlçe Başkanlığı, örnek bir uygulamaya gidiyor.

1 Kasım seçimlerinde, müzikli propaganda yapmayacaklar.

CHP‘lilerin bu hassasiyeti, terör eylemlerinde şehit düşen asker ve polise olan saygıdan ileri geliyor.

Kanımca, bu uygulama örnek olmalı ve Bursa’nın, hatta Türkiye’nin genelinde uygulanmalı.

Bu dönem, özel bir dönem.

Yani, şehitlere olan saygıdan ötürü, müzikli propaganda yasaklanmalı.

Ancak, gürültü kirliliğinden başka hiçbir şey yaratmayan bu çağ dışı uygulamayı artık kökten sonlandırmak gerekmiyor mu?

 

***

 

Bilmem hatırlar mısınız, yaklaşık 7 ay önce, bu kentte at eti gündemi vardı.

Çaldığı atları kıtır kıtır kesip piyasaya süren bir adamı polis yakalıyor ve adalete teslim ediyor.

Adam, polisteki ifadesinde at etlerini piyasaya sürdüğünü itiraf ediyor.

Tarım İl Müdürlüğü, adamın ihbar ettiği lokantalardan birinden numune alıyor ve iş yerini internet sitesinde deşifre ediyor.

Aslında deşifre edilen iş yerinin zaten kapalı olduğu iddia ediliyor ya, neyse…

Sona ne oluyor?

Birkaç gün yatan at eti hırsızı, serbest kaldıktan sonra yine aynı işi yaparken, yani atları piyasaya sürmesine ramak varken yakalanıyor.

Polisler, yine suçluyu yargıya teslim ediyorlar.

Ve 7 ay yatan adam, bu kez 3 arkadaşıyla tam 143 kilo at etini, müşterisine götürürken, bir kez daha yakayı ele veriyor!

At eti satıcılarının polis tarafından bir kez daha yakalanışına mı sevinsek, bu adamların üçüncü kez ellerini kolarını sallaya sallaya, gözlerini kırpmadan aynı suça yeltenmesine mi şaşırsak, bilemedim.

Dünyanın hangi ülkesinde, insanlar bu kadar rahat suç işleyebilirler, vatandaşı zehirleyenler elini kolunu sallaya sallaya dolaşabilirler?

Ya, o etleri satın alan ve müşterilerine yediren adamlara ne yapılıyor, bilen var mı?

Polis olmasa, bu kentte at eti satıldığından haberimiz olmayacak.

Peki Tarım İl Müdürü, bu kentte ne iş yapıyor?

Kaç denetim yapmışlar bugüne kadar, bu denetimlerin sonucunda kaç iş yerini rapor etmişler, haberiniz var mı?

Belediye zabıtaları masum mu peki?

Siz hiç Bursa‘da bir iş yerinin hijyen kurallarına uymadıkları için, zabıtanın ceza kestiği haberlerine rastladınız mı?

Böyle idare, böyle belediyeler, böyle kanunlar olduğu sürece, at eti de eşek eti de yemeye devam ederiz…

 

***

 

Geçici hükümette sürpriz yok.

Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüzüğün el verdiği ölçülerde, partisini bugünlere taşıyan isimlere, yeni kabinede de yer vermiş.

Sağlık Bakanı Mehmet Meüezzinoğlu‘nun devam etmesi, 1 Kasım sonrası için de güçlü bir işaret.

Müezinoğlu, Bursa‘dan aday gösterilir mi bilmem ama gelecek dönemde Sağlık Bakanı olması ihtimali, kuvvetle muhtemel.

İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok’un İçişleri Bakanlığı’na atanmasıysa, paralel yapıyla mücadelenin kararlılıkla sürdüreleceğini gösteriyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X