Hafta içi, çok önemli bir haber, yoğun siyasi gündem arasında ıskalandı.
Yargıtay, Ergenekon dosyası hakkında esastan bozma kararı istemişti.
Özel yetkili mahkemelerin, baktıkları dosyalarla birlikte tarih olmasıyla, dava çözülmüştü ama Yargıtay’ın talebi, davanın hukuken de çözüldüğünü gösteriyor.
Çok değil, 2 yıl önce, yağmur gibi gelmişti cezalar oysa.
Derken, fırtınalı bir geceden sonra, güneşli bir güne uyanmak gibi, siyasi iklim birden bire dönmüş ve tahliyeler başlamıştı.
Bugün, darbe yapmakla suçlananlar dışarıda.
Kimi, milletvekili, kimi parti başkanı, kimi köşe yazarı, emekli…
Hepsi işinde, gücündeler şimdi.
Onların darbe yaptığını idddia edenler, belki de tertibin içinde olanlar ise Silivri‘deler…
Ya Balyoz?
Balyoz sanıkları da özgürlüklerine kavuştu.
Balyoz’un iddianamesini oluşturan o meşhur bavulu taşıyan gazeteci Mehmet Baransu da Metris‘te.
Etme bulma dünyası dedikleri bu olsa gerek.
Nerden nereye…
***
Sıkışık Bursa trafiğine değindiğim yazının 2 yansıması oldu.
Birinci gruptakiler, ‘Hay ellerine sağlık” diyen, trafikten sıdkı sıyrılmış, çilekeş Bursalılardı.
Diğer gruptakilerse, trafik sıkışıklığının başat faktörü olarak gördüğüm, minibüscüler ve özel halk otobüsçüleriydi.
Onlar, ‘Ellerine sağlık‘ demediler, elbette.
Ancak, ‘O yazıyı yazan ellerin kırılsın’ kıvamında da değildi tepkileri.
Yani, tepkilerini ölçülü bir şekilde gösterdiler.
Bugünkü yazımda, onların sesine de yer vereceğim.
***
Önce Bursa Özel Halk Otobüsçüleri, ne demiş, söylediklerinin özetini paylaşayım:
“ Özel halk otobüsçü esnafı, bugün itibariyle işletmede, söylemde ve eylemde hukuk çizgisinde kalarak anayasal hakkını kullanmıştır. Yasalara ve yönetmeliklere bugüne kadar bağlı kalarak illegal bir söylem ve eylemde bulunmamıştır” diyerek, girazgah yapan Bursa Özel Halk Otobüsçüleri Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Eren, “Bursa trafiğinin bugünkü kaotik yapısının sorumlusu da bizler değiliz. Çözüm aslında basittir. Siyasidir. Bu konuda atılacak başlık da, kent mi otomobil mi, olmalıdır. Kentleri mi otomobillere uyarlayacağız, otomobilleri mi kentlere uyarlayacağız? Bütün sorun bu denklemi çözebilmekte. Siyasi iradenin insiyatifinde Mexico City’yi örnek almak yerine bu denklemi çözmüş metropolleri örnekleyerek Bursa’mızda kullanılabilir bir toplu taşımacılığı hep beraber yapmış oluruz.”
***
Bu da minibüsçü esnafının sesi:
“Yakıtı, yerel yönetimlere göre, daha pahalı almamıza rağmen, onlarla aynı fiyata yolcu taşıyarak, halka hizmet ediyoruz. Biz ulaşımda olmasak, rekabet olmaz, rekabet olmazsa, ulaşım fiyatları artar. Ana yollarda, bize ayrılmış duraklarda cep yok. Mecburen, yolu tıkıyoruz. Otobüs durakları gibi bizim duraklarımıza da cep yapılması lazım ama talebimiz karşılanmıyor. Araç takip sistemiyle, araçlarımız kontrol ediliyor. Ayrıca, araçlara kamera da taktırarak, kendimizi denetleyeceğiz. Elbette, bizim de hatalarımız vardır. Ancak, trafik sıkışıklığının sorumlusu biz değiliz.”
***
Yazarın yorumu:
Kenti idare eden, kentin, ulaşımından ve güvenliğinden sorumlu olan yetkililerin bir araya gelip, köklü çözümler üretmelerinin vaktidir.
Yani, Bursa Büyükşehir, Bursa Valiliği ve Bursa Emniyeti‘nin koordinasyonuyla, trafik sıkışıklığının önüne geçilmeli.
Hatta, can alıcı konularda, tarafları bir araya getirip tartıştıran Bursa Kent Konseyi Başkanı Semih Pala’ya da iş düşüyor.
Pala, Bursa trafiğinin masaya yatırılacağı bir toplantı düzenlerse, fevkalade faydalı olur.
***
Malum, perşembe gecesi İstanbul’a, son ayların en şiddetli yağışı düştü.
Öyle ki, perşembe gecesi, bazı uçaklar, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı‘na inemedi.
İnemeyince de, 5 uçak, Yenişehir Havaalanı‘na inmek zorunda kaldı.
Yenişehir’e zorunlu iniş yapan uçakların yolcularından biri de Levent Fidansoy’du.
Fidansoy, Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan’ın ve üst düzey bürokratların katıldığı bir toplantı için Antalya‘daymış.
Aslında Fidansoy, İstanbul’a değil, Bursa‘ya geliyormuş.
Hal böyle olunca da, uçağının Bursa’ya zorunlu iniş yapması, isabet olmuş onun için.
Çünkü, Antalya‘dan Bursa’ya direkt sefer yok.
Fidansoy, İstanbul aktarmalı olarak Bursa’ya gelecekti.
Ancak hava muhalefeti nedeniyle uçak Bursa’ya inince, Fidansoy da zahmetsizce Bursa‘ya dönmüş.
Böyle aksaklığa can kurban.