Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Pazar çeşnisi

Köşe Yazısını Dinle

2 gün önce İstanbul Bahçeşehir’de 3 erkek, oturdukları sitenin bahçesinde içki içtiklerini bahane ederek 6 kadına saldırdı.

Önceki akşam Balat taraflarında Avrupa’yı andıran bir meydanın son derece nezih bir mekanında, bazı masalarda kadınların kadeh tokuşturduğu, bazı masalarda kadın ve erkeklerin gülüp, eğlendiği anlara tanık olduk.

İstanbul Bahçeşehir’deki  çağdışı saldırı da bu ülkede meydana geldi, Bursa Balat’taki manzara da bu ülkeye ait.

Derin çelişkiler içinde bir uçtan diğer uca savruluşların yaşandığı, ne Batı ne de Doğu toplumu diyebileceğimiz insanların yaşadığı bu ülkenin adı Türkiye’dir.

***

Geçen hafta Türk lirasının değerini koruma adına atılan adımları biliyorsunuz.

Kimi ekonomistler, bu hamleleri üstü örtülü faiz olarak değerlendirdi.

Geçen haftalarda da yazdım, yeri gelmişken bir kez daha hatırlatayım:

Çin, pandeminin ilk yılı olan 2020’de tam kapanma dönemindeydi. Çin pazarının kapanmasıyla Avrupa’daki siparişler, ağırlıklı olarak Doğu Avrupa ve Türkiye’ye kaydı.

Yani Türk sanayisi 2020’nin son çeyreğinde deyim yerindeyse coştu. Türkiye Prefabrik Birliği’nin rakamlarına göre 2020’nin son çeyreğinde 270 bin metrekare prefabrik fabrika inşa edildi Türkiye’de. Bu, 4 ayda 270 fabrika kurulduğu anlamına geliyor.

Olağanüstü bir üretim süreci yaşanıyor, fabrikalardaki vardiyalar siparişlere yetişemiyordu. Ancak 2021 yılında faiz politikası dövizi şahlandırdı ve sanayi hızını yavaşlatmak zorunda kaldı.

Yani, geçen yıl  Merkez Bankası faiz düşürülmeseydi, bugün bambaşka bir ekonomi gündemimiz olabilirdi.

***

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “Benim belediyecilik hikayem biraz uzun sürdü. 21 yıl. Daha sonra bakanlık görevi ve genel başkan yardımcılığı. Neredeyse 30 yılım şehir hizmetleriyle geçti. Artık siyasete ve bu tür işlere veda etme zamanı geldi” demiş.

Özhaseki’nin siyaseti bırakma zamanı gelmiş midir, bilemem.

Ancak koltuğa zamk gibi yapışan siyasetçilere örnek olduğuna şüphe yok!

***

Mustafa Bey merhaba. Önceki hafta, Bursa Erkek Lisesi Pilav Günü nedeniyle Bursa’daydım. Bursa’ya aylardır gitmemiştim. Kültürpark’taki yemek toplantısına gittim. Anılarımla dopdolu olan Kültürpark! Daha dış kapıdan girerken çok şaşırdım. Mahzunlaştım! İçeride, Ortadoğulu din kardeşlerim sarmıştı dört bir yanı! Hele ekte gönderdiğim fotoğrafta görülen sahne! Bebek arabası, yer yatağı rulo halinde ve ince yorganlar konulmuş. O güzel çimenlerden alan beğeniyorlardı!Ne diyeyim! Ne düşüneyim!Saygılarımla. Dr. Nazmi Kurtaş.

***

Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Serkan Durmuş olacak.

Durmuş ile gıda krizini konuştuk.

***

Adam koca bir danayı kurban kesti, büyük bir ateş yaktı ve kızına dedi ki, “Kızım, sevdiklerimizi ve komşularımızı çağır, gelip bizimle et yesinler.

Kızı bağırdı: Evimizde yangın çıktı, yetişin  ahali. Yangını söndürmemize yardım edin!

Birkaç dakika içinde bunu duyan bir grup insan yangını söndürmek için koşup evlerine geldiler. Diğer komşular, akrabalar bu feryadı duymamış gibi davrandılar, feryada kulak tıkadılar.

Yardıma gelen aileler ise kurban kesen ailenin kurban etinden, yiyip, içtiler, karınlarını doyurdular. Giderken de ellerine birer parça et verildi. Baba şaşkındı, kızına döndü ve dedi ki: “Kızım gelen insanları tanımam, daha önce hiç görmedim. Yangın var diyerek bağırdın. Peki sevdiklerimiz, dostlarımız ve meslektaşlarımız nerede?

Kızın gözleri doldu ve dedi ki: “Evimizdeki yangını söndürmeye, yangını söndürmeye gelmeyenler, bizi yangına terk ederler. Bizim dostumuz, arkadaşımız, akrabalarımız değillermiş demek ki. Komşu, dost, akraba olmayı, dostluk yapmayı, cömertliği ve misafirperverliği hak edenler bunlarmış demek ki baba.

İbretlik olan bu  hikaye ile yazımızı noktalayalım.

Efendim iyi pazarlar.

1 adet yorum var

Bir adet yorum var

  1. Mustafa bey ibretlik kıssadan hisse ile hayli duygulandım.Evet bizler komşu komşunun külüne muhtaçtr,diyerek büyütülen nesiliz.Mesela köydeki evimizde bir dut ağacımız vardı.Yaradanda o dutu öyle bir lezzetlibereketli kılmış ki hem arılar,kuşlar hemde bizler bol bol yerdik.Çarşaf tutarak silkeleyip çevremizdeki komşulara verir hata daha ileride olan eş-dosta dahi tepsi tepsi götürürdük.
    Yan komşusunda kimin oturduğundan habersiz bir toplum olduk.Komşun aç mı,hastamı,derdi nedir maalesef bu hallere düştük.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X