Gerze, Sinop‘un küçük ve şirin bir sahil ilçesi…
Büyük bir sermaye grubu, bu şirin kasabaya, yaklaşık 5 yıl önce halka zehir solutacak kömürlü termik santral kurmak istedi.
Gerzelilerin ölüm fermanı anlamına gelen santral, ormanlık alan üzerine kurulacaktı.
İlçe halkı, o gün bugündür, destansı bir şekilde, termik santrala karşı direniş başlatmışlardı.
Direniş sayesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı projeyi 2 kez iade etmişti.
Ancak, santralı kurmak isteyenler yine de vazgeçmemişlerdi.
Ve hafta başında, çok önemli bir gelişme yaşandı Gerze‘de.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gerze Termik Santral projesininin ÇED sürecini sonlandırdı.
Bu son noktaydı.
Gerze’deki gelişme, Bursa’da şehrin göbeğine kurulmak istenen DOSAB Termik Santralı için de, emsal niteliği taşıyor.
Ve buradan iki sonuç çıkıyor:
-Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yerleşim birimlerine yakın yerlerde, tarım alanları üzerinde ve ormanlık alanlarda kurulması planlanan termik santrallara olumsuz bakıyor.
-Halka rağmen, hiçbir termik santral projesi hayata geçirilemez.
***
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Gerze‘deki termik santral projesini sonlandırmasından sonra, Bursa‘da da DOSAB Termik Santralına Hayır Platformu, dün basın açıklaması yaptı, DOSAB Bölge Müdürlüğü‘ne yürüdü.
Bölge halkının da içinde olduğu platformun, DOSAB yönetimine mesajı çok net:
Projeden vazgeçin.
***
8 Mart’a, kadın cinayetlerinin, kadına şiddetin gölgesinde giriliyor.
Kadın katliamlarının ve şiddetin ne zaman biteceğine dair bir kestirimde bulunmak güç.
Ayrıca, kadının iktisadi hayatta yaşadığı sorunlar, sokakta uğradığı taciz, cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmaları, kadınların, sadece kadın olmalarından ileri gelen diğer sorunlarından.
Mersin‘de katledilen Özgecan’ın tabutunu sırtlayan kadınlar, kadın dayanışmasının sembolü olabilir.
Kadınların kaderi, yine kadınların dayanışmasından geçiyor.
***
Senfoni, geçen hafta muazzam bir tango gösterisine sahne oldu…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Özel programında, Arjantinli ‘Colar Tango‘ isimli grup ve Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası işbirliğiyle, gerçekleştirildi konser.
Bursalı sanatseverler, özel konserleri kaçırmıyor.
Küçük salon tıka basa dolmuştu.
Çok sayıda izleyici de bilet bulamamıştı.
Böyle olacağı belliyken, neden konser büyük salonda gerçekleşmedi, anlaşılması zor.
Konserle ilgili ufak bir eleştiri:
Küçük bir dans gösterisi, böylesine mükemmel bir konseri taçlandırabilirdi.
Bursa gibi, yetenekli dans gruplarının bulunduğu bir kentte, bu önemli detay neden atlandı?
Son olarak, konsere sponsor olan Emek Yağ, sanata destek verdiği için alkışı hak etti…
***
Son zamanlarda, yakın siyasi tarihi kurgulayan romanlar revaçta.
Ece Temelkuran‘ın ‘Devir’ isimli kitabı da bunlardan biri…
Kitap, 2 çocuğun gözünden, 1980 öncesinin siyasi olaylarını anlatıyor.
Kitabı okurken, Aydınlık yazarı Sabahattin Önkibar‘ın makalesindeki bir iddia dikkatimi çekti.
Bülent Ecevit Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Hurma, Ece Temelkuran‘ın, kitabının 2 sayfasında, intihal yaptığını iddia etmiş.
Önkibar da bu iddiaya köşesinde yer vermiş.
İddia doğru mu, değil mi, bilmem.
Ancak Ece Temelkuran, bu vahim iddiaya açıklık getirmeli.
***
CHP‘de kadın ve gençlerin önüne Siyasi Partiler Yasası engeli…
Nasıl mı?
Tüzük gereği CHP’de yüzde 33 cinsiyet kotası, yüzde 10 gençlik kotası uygulanır.
Yani, yönetim kurullarının ve aday listelerinin yüzde 10’u gençlerden oluşmak zorunda.
Listelerin yüzde 67’sinden fazlasında da, kadın veya erkek olamaz.
Siyasette erkek enflasyonu yaşandığı için, kota genellikle kadınları korumak için kullanılır.
Mehmet Bekaroğlu’nu Parti Meclisi‘ne sokmak için cinsiyet kotasının uygulanmasıysa hem istisna hem de bu yazının konusu değil.
Şu durumda, milletvekili listelerinin yüzde 30’unda kadınlar, yüzde 10’unda da gençlerin olması gerek.
Ancak Parti Meclisi, aralarında Bursa’nın da olduğu çok sayıda kentte hakim nezaretinde önseçim kararı aldı.
Bu şu demek:
Sandıklardan çıkacak sonuçlar bire bir uygulanacak.
Yani, kota yerleyeksan.