2 yıldır Çoban Ateşi Hareketi adı altında örgütlenen ve eski Bakan Rifat Serdaroğlu liderliğindeki Doğru Parti’nin Bursa kurucuları, ilk kez gazetecilerin karşısına geçti.
İlk izlenimlerim:
Deneyimli siyasetçilerle, politikayla yeni tanışan gençler harmanlanmış.
Atatürkçülük temel felsefeleri, dahası kırmızı çizgileri.
Nalına da mıhına da vurur gibi iktidara da tepki gösteriyorlar, muhalefeti de suçluyorlar.
Toplumdaki karşılıkları henüz bilinmiyor ama tüm yeni partiler gibi onlar da kendilerini alternatif görüyorlar.
Kurucular arasında her ne kadar farklı meslek gruplarından insanlar olsa da, emekli askerlerin varlığı alenen göze çarpıyor.
Ve son derece heyecanlı, son derece umutlu, son derece azimliler.
***
Doğru Parti çok iddialı bir parti ismi.
İsmiyle müsamma olmaları gerekir.
Tıpkı AK Parti’nin, memlekete adalet tesis etmesi, CHP’nin, halkçı bir siyaset izlemesi, İYİ Parti’nin halka iyi gelecek politikalar yürütmesi, HDP’nin de demokrasiyi içselleştirmesi gerektiği gibi.
Yani partinize isim koymak kolay ama gereğini yapmak zor bir iştir.
***
Doğru Parti’nin ideolojisiyle ilgili farklı yorumlar yapılacaktır kuşkusuz.
Nitekim Atatürkçülük ve laiklik gibi neredeyse tüm siyasi partilerin reddetmediği ve savunduğu temel değerleri öne çıkaran bir kimlikteler.
Ancak ben, bu partiyi merkez sağın seküler kanadıyla özdeş gördüm.
İzmir için CHP’nin kalesi denir ama bu durumun konjonktürel olduğunu düşünüyorum.
Hatırlayın 1980’den sonra İzmir’i iki dönem, ANAP’lı ve daha sonra DYP’li olan Burhan Özfatura yönetmişti.
İzmir, Fethi Okyar’ın Serbest Cumhuriyet Fırkası ile Adnan Menderes’in Demokrat Parti’sinin de en güçlü kalelerinden biriydi.
Yani İzmir’de güçlü bir merkez sağ damar var.
Parti kurucuları, Çoban Hareketi’nin ve Doğru Parti’nin en güçlü olduğu kentin Bursa olduğunu söylediler.
Ancak Doğru Parti buram buram merkez sağ ve buram buram buram İzmir kokuyor.
***
Doğru Parti Bursa kurucularını da yeri gelmişken yazalım:
Tolga Kornoşor, Seza Kornoşor, İlhan Çelenk, Ahmet Celal Gül, Neşe Cihan, Sedat Şenermen, Ali Kaya Turhan, Sönmez Azak, Emirhan Bala, Mustafa Dönmez, Koray Sır, Murat Yüce, Sertaç Cihan.
***
Pandemi nedeniyle düğün salonlarına kısıtlama getirildi ve okullarda uzaktan eğitim yapıldığı için, şu soruyla sıkça muhatap oluyoruz:
Düğün için yatırdığım kaporamı alamıyorum, ne yapmalıyım?
Çocuğum son aylarda okula gitmediği halde okul yönetimi para istiyor, ne yapmalıyım?
Çocuğum pandemi sürecinde uzaktan eğitim aldığı için ödediğim parayı geri istiyorum ancak yönetim iade etmiyor, ne yapmalıyım?
Her iki taraf için de, zor, çok zor bir durum.
Nitekim, şu pandemi sürecinde mağdur olmayan yok!
***
Geçen pazarki yazımda, temassız kredi kartlarının ne kadar riskli olduğuna değinmiştim.
Nitekim, çarşıda, pazarda, toplu taşıma araçlarında fink atan dolandırıcılar ellerindeki post cihazlarıyla, çantanızdaki kredi kartlarınızdan çekim yapmak için pusuda bekliyor adeta.
Hürriyet gazetesinden Adil Demirçubuk da aynı konuya değinmiş.
Yazısından bir bölüm:
Geçen çarşamba günü Tekirdağ’da yazlık sitemizin kafeteryasında bir şeyler yedik-içtik. Hesabı ödemek için kasaya gittim. Cüzdanımı açtım, koronavirüs pandemisi nedeniyle daha çok kullanmaya başladığım ‘temassız’ özellikli kredi kartımı kafeteryanın sahibi olan arkadaşıma uzattım. Kartı eline aldı, “Temassız mı bu?” diye sordu. Ben de, “Evet” dedim. Kartı pos makinesine gösterdi, hesabı kesti ve ardından beni çok şaşırtan şu sözleri söyledi: – “Bir daha kullanma kardeşim bu kartı?” – “Neden?” – “Güvensiz de ondan. Bak seninle bir deneme yapalım. Sen kartını cüzdanına yerleştir, pantolonunun arka cebine koy. Ondan sonra seninle karşılıklı yürüyelim, gör bakalım neler oluyor!” “Tamam” dedim, kredi kartını istediği gibi cebime koydum ve karşılıklı yürümeye başladık. Kendisi de bu arada post makinesini eline aldı. Yanımdan geçtikten sonra pos makinesini bana gösterdi, “Bak, ne yazıyor burada?” dedi. Gerçekten de inanılır gibi değildi, pos makinesine yazılan rakam anında kredi kartımdan çekilmişti bile. Evet, bu kadar kolaymış! Pos makinenizin, ‘temassız’ özellikli kredi kartınızı kısa bir süre görmesi yeterli. Bu noktada benim aklıma ister istemez şu soru takılıyor: Bankalar temassız özellikli kartları neden müşterilerine verir? Bu yaşadıklarımdan hareketle; eğer kredi kartınız ‘temassız’ özellikli ise size şunu söylüyorum: “Dikkatli olun”
***
Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Limak Enerji Uludağ Elektrik Genel Müdürü Erman Aytac.
Enerji konulu söyleşi yarın gazetenizde.
Efendim iyi pazarlar.