Ekmeği hesaplı fiyata sattığı için Mustafakemalpaşa Ekmek Üreticileri Derneği’nin ihtarnamesiyle karşı karşıya kalan fırıncı Kazım Balaban, geri adım atmayacağını ve ekmeği uygun fiyata satacağını belirterek, “Vatandaşa hizmete devam. Onlar bizi destekledikleri sürece, ayakta kalmaya devam edeceğiz ve hizmet yapmayı sürdüreceğiz” diyor.

20 yıl önce, bir bakkaldan alacağını aylar sonra tahsil ettikten sonra,  bir daha bayilere satış yapmayan Balaban Fırın’ın sahibi Kazım Balaban, bayi karı ve girdi maliyetlerindeki düşüşü ekmeğe yansıtmış. Ekmeği yarı fiyatına satmasına rağmen, para kazandığını söyleyen Balaban, “ 3-5 kuruş kar elde ediyoruz ama  vatandaştan dua alıyoruz, önemli olan da bu. Bizim için paranın, pulun önemi yok” şeklinde konuşuyor.

 

500 gram ekmeği 1 liradan satan Mustafakemalpaşalı fırıncı Kazım Balaban, Türkiye’nin gündeminde.

Ekmeği uygun fiyata sattığı için Mustafakemalpaşa Ekmek Üreticileri Derneği’nin hışmına uğrayan Balaban’a, avukat aracılığıyla ihtarname çekildi.

“Ya fiyatını düşür ya da dava açarız” denilen ihtarnameyi işyerinin camına asan Balaban, neden uygun fiyata ekmek sattıklarını anlatan bir yazıyı da ihtarnamenin yanına astı.

Ancak müşteriler, Balaban’a sahip çıkmış.

Söyleşi için gittiğimiz fırında, çok sayıda müşteri dikkatimizi çekti.

Yani alan razı, satan razı…

Balaban’la ihtarnameyi ve ekmeği konuştuk.

 

“BAKKAL BORCUNU ÖDEMEYİNCE”

 

Kazım Balaban kimdir?

Kazım Balaban, 40 yıldır fırıncılık yapan Mustakemalpaşalı bir esnaftır. Babamla birlikte bu işe başladık. Bugün tek başımayım.

Ekmeği hesaplı fiyata satma fikri nasıl doğdu?

20 yıl önce ekmeği hesaplı satma kararı aldım. Ve bu kararımdan dönmedim. Kararım, bayilere ekmek vermeden, fırından direkt satış yapmaktı. Bayilerin alacağı kârı, müşterilerime yansıttım. Bayilere ekmek satmama kararımın da bir hikâyesi var. 20 yıl önce bir bakkalın bana, 53 çuval una tekabül eden ekmek borcu vardı. Bakkal borcunu sürekli erteliyordu. O yıllar enflasyonun çok yüksek olduğu yıllardı. Aylar geçtikten sonra ödedi ama çok zarar ettim. Bakkalın ödediği parayla, 15 çuval un alınabiliyordu. Yani 35 çuval un zarar etmiştim. İşte o gün, bir daha bakkallara ekmek satmamaya karar verdim. Böylece uygun fiyata ekmek satmaya başladım.

“DUA PARADAN DAHA ÖNEMLİ”

Peki para kazanabiliyor musunuz?

Bu şekilde bizi kurtarıyor. 3-5 kuruş kâr elde ediyoruz ama  vatandaştan dua alıyoruz, önemli olan da bu. Bizim için paranın, pulun önemi yok. Tüm girdileri ucuza mal ettiğimiz için, satış fiyatı da uygun oluyor.

Ekmeği tam olarak ne kadara satıyorsunuz?

500 gram ekmeği 1 liraya satıyoruz. Zaten bazı yerlerde de aynı fiyat. Hatta 75 kuruşa satanlar bile var. Yani sadece ekmeği ucuz satan biz değiliz.  Ama sadece bize haksız rekabet yapıyorsun diyorlar.

 

“YURTDIŞINDAN ve TÜRKİYE’NİN HER YERİNDEN MÜŞTERİ”

 

Ekmek fiyatlarınıza müşterilerin tepkisi nasıl?

Çok olumlu. Zaten onlardan bereket buluyoruz. İşlerim çok şükür, çok iyi. İnsanlar şehir dışından gelip, ekmek alıyorlar burada. Türkiye’nin birçok yerinden geliyorlar. Almanya’dan gelen müşterilerimiz bile var. Hatta sipariş veriyorlar başkalarına, ‘Mustafakemalpaşa ekmeği al’ diye. Hem hesaplı, hem de doğal ekmek satıyoruz. Bizim ekmeklerde pek katkı maddesi yoktur. Devletin uygun gördüğü standartlarda satıyoruz ve ekmeğimiz bayatlamıyor.

 

“EKMEK ÜRETİCİLERİ DERNEĞİ’NİN İHTARNAMESİ”

 

Gelelim ihtarnameye. Mustafakemalpaşa Ekmek Üreticileri Derneği avukatları aracılığıyla size ihtarname yolladı. Hangi gerekçeyle?

Ekmeği bu fiyatla satmam halinde, dava açacaklarını söylüyorlar. İhtarnamenin gerekçesinde, sadece haksız rekabetten söz ediyorlar. Zaten biz de Rekabet Kanunu’na aykırı bir iş yapmıyoruz. Onlar kendi bakış açılarına göre haksız rekabet diyorlar. Ama bizim amacımız, haksız rekabet değil, vatandaşa hizmet etmektir.

 

“VATANDAŞ BİZE SAHİP ÇIKTI”

Daha sonra Mustafakemalpaşa Ekmek Üreticileri Derneği’nin ihtarnamesini, fırınınızın camına astınız…

Vatandaşa duyurmak için yaptık bunu. Vatandaşımız, bize yapılan yanlışı bilsin istedik. Biz haksız rekabet yapmıyoruz.  Zaten ekmeğimizi sabah 07.30’da satışa çıkarıyor, öğleden sonra saat 15.30, 16.00 civarlarında ekmek bittikten sonra kapatıyoruz. Kimseyle derdimiz yok. Demek ki 3-5 kuruş kazanıyoruz ki aldığımız paradan bereket buluyoruz.

İhtarnameyi camınıza astıktan sonra vatandaşın tepkisi nasıldı?

Halkımız çok destek verdi bize. Hatta, mahkeme olursa, bizi şahit yaz diyen çok sayıda müşterimiz çıktı.

Peki dernek temsilcileriyle temasınız oldu mu hiç?

Hayır, onlar sadece ihtarname çektiler. Zaten bir yetkisi var mı bu derneğin, bilmiyorum. Acaba Kanarya Sevenler Derneği gibi bir dernek mi bunlar?

“GERİ ADIM ATMAM”

BESOB yöneticileriyle görüştünüz mü?

Hayır bağlı bulunduğum odanın yetkilileriyle de görüşmedim. Zaten ekmeğin tavan fiyatını onlar belirliyor. Üst bir fiyat belirleyip, bu fiyatın üstüne çıkamazsın diyorlar. Ancak, ekmeği en az şu fiyata satabilirsin demiyorlar. Bu nedenle, yasadışı bir iş yapmıyoruz biz.

Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Geri adım atmayı düşünmüyorum. 20 yıldır bu şekilde ekmek satmışım, bugünden sonra da yolumdan dönmem. Amacım kimseyle kavga etmek değil, tekrar ediyorum vatandaşa hizmet etmektir.

Biraz da ekmekten konuşalım. Bazı beslenme uzmanları, ekmeğin insan sağlığına zararlı olduğunu söylüyorlar.

Ekmeğin içine katkı maddeleri koyarsanız elbette zararlı olur. Biz ekmeği katkılı yapmıyoruz. Ayrıca çok ekmek de tüketmemek gerekir. Her şeyi çok yerseniz zararlı olur. Çok fazla ot yemek bile insanı şişmanlatır. Ölçüyü kaçırmamak gerekir.

 

“VATANDAŞ DESTEK VERDİĞİ SÜRECE HİZMETE DEVAM”

Son mesajınızı alarak, söyleşiyi bitirelim.

Vatandaşa hizmete devam. Onlar bizi destedikleri sürece, ayakta kalmaya devam edeceğiz ve hizmet yapmayı sürdüreceğiz. Ayrıca şeriatın kestiği parmak da acımaz, ne olacaksa o olacak. Benim hiç kimseyle hiçbir sorunum yok. Diğer fırıncı arkadaşlarla da ilişkilerimiz gayet iyi. Ben sadece işimi yapıyorum. Bu dünya gelip, geçici. Hepimiz geldik ve gideceğiz bir gün.

FOTOĞRAFLAR: AYKUT GÜNGÖR