Çok değil 10 yıl önce, Bursa‘daki özel okulların sayısı bir elin parmağını  geçmezken, bugün neredeyse her köşe başında bir özel eğitim kurumu yükselmiş durumda.

Bu tablonun oluşmasında, özel sektör rekabetinin payı yüksek hiç kuşkusuz.

Ancak, hükümetin teşvik politikası galiba temel etken.

Bugün bir ilkokul öğrencisi aylık yaklaşık bin lira ücret ödeyerek, yemeği ve ulaşımı da dahil özel okullarda okuyabiliyor.

Üstelik bu ücretin bir bölümü devlet tarafından karşılandığı için de, orta halli bir öğrenci velisi, hiç düşünmeden özel okulları tercih ediyor.

Bu da Bursa ve Türkiye genelinde özel eğitim oranını arttırdı.

Ancak sosyal devletin temel işlevlerinden biri, tüm yurttaşlara eşit, parasız ve nitelikli eğitim vermek olmalı.

Eğitimde özel sektör payının yükselmesi, yoksul ailelerin çocuklarıyla, varsıl ailelerin çocukları arasındaki adaletsizliği derinleştirebilir.

Ancak madem bu konuda bir talep oluştu, arzın da yaratılması kaçınılmaz.

İşte yıllar önce bu arzı yaratan özel eğtitim kurumlarından biri de Çakır.

Dün, Çakır Okulları‘nın davetiyle basın toplantısına katıldık.

Okula girerken, inşaat çalışması gözümüze çarptı.

Yıllardır ilkokul ve ortaokul seviyesinde eğitim veren Çakır Okulları, gelecek yıl lise bölümünü açıyor.

Peki neden liseye ihtiyaç duymuşlar?

Çakır Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Cem Çakır, ‘yabancı dil’, ‘zorlayıcı bir akademik program’, ve ‘sosyal, sorgulayan bireyler yetiştirmek’ şeklinde 3 ana hedef koyduklarını anlattı.

Ancak akademik düzeyde yabancı dil eğitimi…

Yani hedef, C1-C2 seviyesinde akademik bir İngilizce seviyesiyle mezun olmak ve yurt dışında doğrudan üniversite okuyabilecek düzeye ulaşmak.

Bir başka ifadeyle, mezun olduktan sonra  sadece konuşmayı  değil, akademik düzeyde yazabilmeyi de öğretmek.

Bunun için hazırlık sınıfından itibaren tüm derslerin yabancı dil okutulması planlanmış.

Çakır ayrıca, lise bölümüne çok sayıda burslu öğrenci alacaklarını da  söyledi.

 

———————-

 

Bursa’da neden vakıf üniversitesi yok?

 

Madem bugün eğitim konusuna değindik, o halde şunu sorgulayalım:

“Bursa’da neden bir vakıf üniversitesi yok?”

Çakır Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Cem Çakır, İzmir’de 20 vakıf üniversitesi olduğunu söyledi.

Adım başı vakıf üniversitesinin inşa edildiği İstanbul’u hatırlatmaya bilmem gerek var mı?

Bursa da Türkiye’nin dördüncü büyük kenti.

Sanayide İstanbul’dan sonra ikinci kent.

Nüfusu da onlarca ilden büyük.

Ancak tek bir vakıf üniversitesi yok.

Olmadığı için de, vakıf üniversitesine gitmek isteyen Bursalılar, şehir dışındaki üniversitelere gitmek zorunda kalıyor.

İş adamlarımız veya sermaye birikimi yüksek köklü eğitimciler neden bu işe girmeye cesaret edemiyor, doğrusu anlaşılması zor.

 

———————

 

Şahin içini döktü

 

Referandumdan sadece 2 gün önce evet diyeceğini ilan eden CHP Büyükşehir adayı Necati Şahin, dün basın toplantısıyla istifasını duyurdu.

Ailesiyle birlikte kameraların karşısına geçen Şahin, birçok şey söyledi.

Ancak söylediklerini tek cümleyle özetlemek gerekirse, Şahin‘in CHP’ye kırgın olduğunu söyleyebiliriz.

Sadece evet diyeceğini ilan ettikten sonra, linç kampanyasına maruz kaldığı için değil, Büyükşehir adaylığı ve önseçim sırasında yaşadıklarından dolayı.

Ancak Şahin, çok detay verip, kişileri hedef almadan, diplomatik bir dille kırgınlığını ifade etti.

“MHP’de hayır oyu vereceğini söyleyen milletvekilleri bile linç edilmezken, benim evet demem, fikir özgürlüğü çerçevesinde  karşılanmalıydı” diyen Şahin,  farkındalık yaratmak için oyunun rengini belli ettiğini söyledi.

Peki Şahin, AK Parti‘ye geçecek mi?

Şahin, “Hiçbir planlamam yok” dedi ancak, “Mevlam neylerse güzel eyler” diyerek, siyasete veda etmeyeceği izlenimi yarattı.