Dün güne Osmangazi Belediyesi’nin düzenlediği ‘Uluslararası Orhon Yazıtları ve Türk-Moğol İlişkileri’ başlıklı sempozyumla başladık.
Panorama 1326 Fetih Müzesi’nde yapılan sempozyumun açılışı ile ilk oturumunu takip ettim.
Meraklısına duyurulur, etkinlik 2 gün sürecek.
***
Sempozyuma Uludağ Üniversitesi’nden akademisyenler, Türk, Moğol ve Kırgız siyasetçiler ile belediye başkanları katılmıştı.
***
Açılış konuşmalarında ilginç bilgiler paylaşıldı.
Moğalistan’ın Arkhangai kentinden gelen Türk Dünyası Belediyeler Birliği Temsilcisi Ganyabar Harnuud, 90 bin kişinin yaşadığı 55 bin kilometrekarelik Arkhangi’nin, verimli topraklara sahip olmasına rağmen hiçbir madencilik faaliyetine izin verilmediğini söyledi.
Nedeni de şu:
Türkler ve Moğalistanlılar için tarihi anlamı olan topraklar, sadece arkeolojik kazılar için kullanılıyormuş.
Yani Moğollar, zengin tarihlerini, maddi zenginliklere değiştirmiyorlar.
Kuşkusuz han, hamam onarmak, cami restore etmek ve arkeolojik kazılarla geçmişi gün yüzüne çıkarmak da tarihe sahip çıkmak adına önemli işler ancak Moğolların tarih şuuru karşısında şapka çıkarılır.
***
Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar da, uluslararası sempozyumun zorluklarından söz etti.
Mesela Bulgaristan Başmüftüsü’nün talebi üzerine Mecelle’nin yazarı, Türk devlet bilim adamı, tarihçi, hukukçu ve şair Bulgaristan Lofçalı Ahmet Cevdet Paşa anısına bir uluslararası sempozyum düzenlemek istiyor Osmangazi Belediyesi.
Bulgaristan makamlarına başvurup, sempozyum için izin istiyor.
Bulgarstan’dan gelen yanıt:
“Ahmet Cevdet Paşa’nın Bulgaristan’ın kültür mirasına bir katkısı yok ve protokolümüzde de yer almıyor.”
Yani Bulgarlar, hayır dedikleri için sempozyum yapılamıyor.
***
Türk-Moğol ilişkileri milattan önce 3. yüzyılda kurulan Büyük Hun İmparatorluğu’na kadar dayanıyor.
İki halk arasındaki binlerce yıllık ilişkiler, son dönemde kentler arasındaki işbirliği ve dayanışmayla farklı boyutlara taşındı.
Ayrıca 2011’de Moğalistan Ulusal Meclisi, Türkiye’yı üçüncü komşu olarak tanıdı.
2020 yılında ise Arghangay ile Osmangazi Belediyesi kardeş şehir oldu.
İki ülke arasındaki işbirliği bunlarla sınırlı kalmadı.
TİKA, Moğalistan’daki Göktürk dönemine ait anıtları restore etme ve koruma projesini hayata geçirdi.
Mesela Arhangay’ın Höşöö Tsaydam’daki Doğu Göktürk Devleti’nin Kağanı Bilge Han’ın anıt mezarı, arkeolojik kazılarla incelendi, 4 bin 800 civarında altın, gümüş, gibi değerli taş eserler keşfedildi ve bu eserler restore edilip sergilenerek kazı araştırmalarının raporu Moğolca, Türkçe ve İngilizce olmak üzere 4 cilt halinde basıldı.
Ve bu zengin eserler Höşöö Tsaydam kompeksi çerçevesinde Türkiye’nin yardımlarıyla Dünya Kültür Mirası müzesi Orhun Vadisi’nde inşa edildi.
***
Türkiye, son yıllarda Moğalistan’daki kültürel mirası gün yüzüne çıkaran daha birçok çalışmaya imza attı ama yer darlığından tümüne değinmem mümkün değil.
***
Osmangazi Belediyesi’nin iki kardeş halk arasındaki bağları perçinleyen kültürel etkinliklere imza atması kayda değer.
Sempozyum ile birlikte, Osmangazi ve Arhangay belediyelerinin imzasını taşıyan
İlhan Şahin, Enkhbat Avirmed ve Güljanat Kurmangaliyeva Ercilasın’un editörlüğünde yazılan ‘Orhon Yazıtları ve Türk-Moğol İlişkileri’ isimli kitap da hediye edildi.
Kitabı en kısa zamanda okuyup notlarımı paylaşacağım.
Kocayayla’daki çadırlar kullanıma hazır
Orhon Yazıtları ve Türk-Moğol İlişkleri sempozyumunu izlerken Keles Belediyesi’ni anımsadım.
Mehmet Teke döneminde Keles Belediyesi, 16 Türk devletini simgeleyen çadırları Kırgızistan’dan getirtmiş, Kocayayla’ya koymuştu.
Ayrıca tarihte bilinen ilk Türkçe metin olan Orhon Abideleri de aslına uygun olarak yapılmıştı aynı bölgeye.
Çadır ve abidelerin maliyetini de Büyükşehir Belediyesi karşılamıştı.
Yıllar önce Mehmet Teke ile birlikte gezmiştik Kocayayla’yı.
O zaman tesisin eksikleri vardı.
Geçen yıl Keles’e gittiğimde kullanılmayan çadırların çürümeye yüz tuttuğu söylenince üzülmüştüm doğrusu.
Dün Keles Belediye Meclis üyesi Ahmet Yaşar Akbey’i aradım, çadırların akıbetini öğrenmek için.
Kaplama yapılan çadırlar kurtarılmış.
Yani şu an kullanıma hazır.
İyi işletilebilirse, Kocayayla’ya ve elbette Keles’e değer katar.
127 ülkeden 1 milyon aşkın ziyaretçi
Panorama 1326 Fetih Müzesi, hiç kuşkusuz Bursa’nın son yıllardaki en büyük kültür yatırımı.
Dünkü sempozyumda Başkan Dündar, ziyaretçi sayısını da açıkladı.
Ziyaretçi sayısı, 127 farklı ülkeden 1 milyon 100 bini aşmış.
Aslında bu sayı çok daha fazla olabilirdi.
Ancak malum, pandemi koşulları müzeyi de vurmuş.
Aşı karşıtlarına yaptırım
Hükümetin gündeminde aşı olmayı reddedenler için yaptırımlar varmış.
Neler bekliyor aşı karşıtlarını?
Maç, sinema, tiyatro, konser gibi etkinliklere alınmamak.
Bence yeterli değil.
Sokağa çıkma yasağı gibi yaptırımlar da gündeme gelmeli.
Aşı zorunlu olamıyor, sert yaptırımlarla halkın sağlığını tehlikeye atanlar belki yaptırımlarla fikrini değiştirebilir.