Çağdaş Eğitim Kooperatifi’nin okuttuğu 57 kız öğrenci, “Vasiyetimdir, imkanı olmayan Dağ köylerindeki kız çocuklarını okutun” diyen Mustafa Dörtçelik’ın bağışladığı kız öğrenci yurdunda barınıyordu. FETÖ’cü eski Vali Şahabettin Harput’un tahsis süresini bahane etmesiyle, yurt boşaltıldı ancak Kır Çiçekleri daha geniş bir yurtta barınmaya başladı. Bugün sayıları 270’yi bulan Kır Çiçeklerinin yüzde 86’sı üniversiteye girdi, yüzde 68’i iş buldu.
ÇEK Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, hayırsever iş insanı Dörtçelik’in vasiyetini hatırlatarak, “Dağ köylerinde yaşayan kızların okutulması Mustafa Dörtçelik’in bize vasiyetiydi” dedi. Küçükkayalar, yıllık cirolarının yüzde 38’ini burs ve desteklere harcadıklarını belirterek, geçen yıl maddi imkanı olmayan çocuklara 11 milyon liraık burs ve destek sağladıklarını hatırlattı. Küçükkayalar, ÇEK Üniversitesi kurmak için vakıf kurdukları bilgisini de paylaştı.
————–
Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Çağdaş Eğitim Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar.
“ÇEK, TÜRKİYE’DE BİR İLK”
Çağdaş Eğitim Kooperatifi’nin kuruluş öyküsünü ve temel felsefesini sorarak söyleşimize başlayalım.
Çağdaş Eğitim Kooperatifi 1995’te kuruldu. ÇEK’in ilk kıvılcımı Atatürk İlke ve Devrimleri ile laik Türkiye Cumhuriyeti’nin her gün biraz daha yıpratıldığı, anayasa, Milli Eğitim Temel Yasası ve Öğretim Birliği Yasası’nın göz ardı edildiği, çağdışı eğitim veren okul ve kursların çoğaldığı, yetersiz kaldığı, farklı kullanıldığı ve yanlış yönlendirildiği bir ortamda çakıldı.
ÇEK’in uyguladığı model için Türkiye’de ilk diyebilir miyiz?
ÇEK, Türkiye’de bir ilk. Bu yıl 26. yılımızı kutlayacağız. Bu seviyeye gelmiş tek eğitim kooperatifiyiz.
“İMECE İLE BUGÜNLERE GELDİK”
ÇEK, gönüllülük esasına göre kurulmuş bir eğitim kooperatifi. Yıllar içinde üyelerinizin bağışları sayesinde
çok sayıda okul ve yurt inşa ettiniz. Takdir edersiniz ki gönüllülük esasıyla faaliyet yürüten yapılarda, güven çok önemli. Üyelerinize ve kamuoyuna nasıl güven verdiniz?
ÇEK, kurulduğu günden bu yana şeffaf ve katılımcı olma prensibine göre hareket etmiştir. Bin 800 ortağı, bin 600’ü aşkın öğrencisi ve 241 çalışanıyla devasa bir sosyal sorumluluk projesidir aslında. Bu seviyeye gelmemizde, şeffaf, çok paydaşlı ve paydaşlarımızın hem siyasi hem de mesleksel yelpazesinin geniş olması gibi birçok etken var. Eğitim kooperatifi olduğumuz için sanılır ki tüm gönüllülerimiz eğitimci. Oysa bize, avukatlarımız, iş insanlarımız, mali müşavirlerimiz gibi farklı meslekten olan gönüllülerimiz de destek veriyor.
Yani sadece nakdi destek almıyorsunuz
Ortaklarımıza kar payı vermiyor ve aidat almıyoruz. Bu bizi diğer kooperatiflerden ayırıyor. Emeği olan emeğini, parası olan parasını, malı, mülkü olan malını mülkünü, zamanı olan zamanını veriyor.
“ÇALIŞANLARIMIZIN YÜZDE 70’İ KADINDIR”
Ortak sayısını arttırmak gibi bir hedefiniz var mı?
Evet var. Bin 800 olan ortak sayımızı 2 bine çıkarmak istiyoruz. Ayrıca, ortaklarımız ve yöneticilerimiz arasında daha fazla kadın olmasını istiyoruz. Zaten 241 çalışanımızın yüzde 70’i kadındır.
“KARMA EĞİTİM İLE ÖRNEK OLMAK İSTİYORUZ”
Az sonra daha detaylı değineceğiz Kır Çiçekleri projenize ama önce şunu sormak isterim. Bir yanda maddi imkanı olmayan öğrencileri okutuyorsunuz diğer yanda özel okul işletiyorsunuz. Parasız eğitimi savunan Veli-Der isimli oluşumun bileşenlerinden birisiniz aynı zamanda. ÇEK’in özel eğitim ve öğretime bakış açısı nedir tam olarak?
Bu sorunuzu ÇEK’in özgörevini okuyarak yanıtlamak istiyorum. Geleceğin aydınlık Türkiyesi’nin çağdaş, laik, demokrat, Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı, aydın insanlar, özgür düşünen bireyler yetiştirerek katkıda bulunmak. Sosyal ve kültürel etkinlikler düzenleyerek toplumun eğitim konusunda bilinçlenmesini ve duyarlı duruma gelmesini sağlamak. Biz buna uzgörev de diyoruz. İlk cümle, eğitim kurumlarımız, yurtlarımız ve öğrencilerimizle ilgili. İkinci cümle de sosyal sorumluluk projelerimizle ilgili. Türkiye’de kamusal ve özel olmak üzere iki tür eğitim programı var. Biz özel eğitim kurumları statüsünde faaliyet gösteriyoruz ama karma eğitim modelini oluşturabiliriz. Nedir karma eğitim modeli? Özel eğitim kurumu olanaklarına sahip olup ücretsiz eğitim yapan kurum demektir. ÇEK’in şu anda yıllık cirosunun yüzde 38’lik, yani 11 milyonluk kısmı destek ve burslara ayrıldı. Eğitim, sportif ve kültür-sanat olarak ihtiyaç sahibi bin 600 öğrenciye burs ve destek veriyoruz. Her yıl da bu sayıyı arttırmak için çalışıyoruz.
“ORTAK PAYDAMIZDA BULUŞTUĞUMUZ HERKESE KAPIMIZ AÇIK”
Evet ÇEK, bir eğitim kooperatifi ama laik ve bilimsel eğitimi savunuyor, seküler yaşamı benimsemiş bireyler yetiştirmeyi amaçlıyor. ÇEK, siyasal yelpazenin hangi kanadında, yönetici, bağışçı ve destekçilerinin dünya görüşü nedir?
Kır Çiçekleri kitabının ilk sayfasında şu söyleniyor:
ÇEK, hiç kimsenin eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağını, eğitimin Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda çağdaş bilim esaslarına göre devletin gözetim ve denetimi altında yapılacağını ve bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerlerinin açılamayacağını
söyleyen anayasamıza ve Milli Eğitim Yasası’na birebir bağlı olan bir kurumdur. Özgörevimizle ne kadar da örtüşüyor. Dolayısıyla ÇEK, felsefesini ve vizyonunu anayasamızdan ve Milli Eğitim Yasası’ndan alır. ÇEK, farklı dünya görüşleri ve farklı çözüm önerileri olsa da, laik demokrat ve çağdaş bir Türkiye paydasında buluşabilen herkesi bünyesine katabilir.
“DÖRTÇELİK’İN VASİYETİNİ YERİNE GETİRDİK”
Projelerinizde hangi yerel yönetimlerle işbirliği yapıyorsunuz?
ÇEK’in eğitim kurumlarından söz etmiştik. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lisemiz var. Vakıf kurmak için başvurumuzu yaptık. İkinci adımda nasıl bir üniversite kuracağımıza karar vereceğiz. Şekillendirme aşamasındayız. Geleceğin üniversitesi nasıl olacak, bunun çalışmalarını yapıyor, eğitim ve bilim kurulumuz.
Engellemelerle karşılaşıyor musunuz?
Destek de oluyor engelleme de. Topyekün bir engellemeden söz etmek doğru değil. Hayırsever Mustafa Dörtçelik, Çekirge’de bir oteli bize tahsis etmişti. Yurda dönüştürdüğümüz mekanda, 10 yıl tahsis süresi bittikten sonra eski Vali Şahabettin Harput, süreyi uzatmadı ve buradan çıkmak zorunda kaldık. Daha sonra ismini söylemekten gurur duyduğum Mustafa Bozbey, Nilüfer Belediye başkanlığı döneminde Özlüce’de bir arsanın üst kullanım hakkını verdi. Bağışçımızın yardımıyla da yurt yaparak 57 olan öğrenci sayımızı 80’e çıkardık.
“KIR ÇİÇEKLERİNİN YÜZDE 86’SI ÜNİVERSİTELİ”
Kırsalda imkanı olmayan kız çocuklarının eğitim ve öğretimini sağlamayı amaçlayan Kır Çiçekleri projenizden söz eder misiniz? Nasıl destekler veriyormusunuz, bugüne kadar kaç mezun verdiniz?
Kır Çiçekleri ilk sosyal sorumluluk projemizdir. 2004’te ilk mezunları verildi. Bugüne kadar 270 Kır Çiçeği’ni mezun ettik. Kır Çiçekleri’nin yüzde 86’sı üniversiteye girdi veya mezun oldu. Mezunların yüzde 68’i de iş hayatındadır. Kızlarımız kırsal alandan geldiği için önemsediğimiz bir projemiz. Dağ köylerinde yaşayan kızların okutulması Mustafa Dörtçelik’in vasiyetiydi bize. Çekirge’deki yurttan çıkınca daha geniş bir yurt inşa ettik. Çünkü bize başvuru yapanlar çoğaldı. Ne yapıyoruz bu projede? 4 yıl boyunca sinemaya, konserlere götürerek sosyal hayata hazırlıyoruz kızlarımızı. Gönüllü öğretmenler tarafından destek dersleri veriyoruz. Hayata atıldıklarında iş bulmaları için İngilizce’yi ve ofis programlarını öğretiyor, iletişim konusunda eğitiyoruz. 4 yıl boyunca bunları tam olarak yaparlarsa, rahatlıkla iş bulabilirler. Bunların dışında burs veriyor, mezun olduktan sonra iş bulmalarını sağlıyoruz. Çünkü ortaklarımız arasında iş insanları var. BUSİAD bünyesindeki Sevgi ve Eğitim Komitesi de yardımcı oluyor. Bir Kır Çiçeği’miz, evlenirken yurt müdürümüze gidip, “Ben burada düğünümü yapmak istiyorum” dedi. Bu bizi çok mutlu etti.
“SANCAR’IN MEKTUBU HEPİMİZE SORUMLULUK YÜKLÜYOR”
Nobel ödüllü dünyaca ünlü bilim insanımız Aziz Sancar, Kır Çiçeklerine mektup yolladı. Mektubun hikayesinden söz eder misiniz?
Islak imzalı mektup geldi, çerçeveletiyoruz. Bu arada 25 yıllık tarihimizi yaşatacağımız ÇEK Müzesi kuruyoruz, oraya asacağız mektubu. Müzemiz sanal ortamda da olacak. Mektubun fikir babası Mümin Ceyhan, Sayın Orhan Bursalı’dan Aziz Sancar ile iletişime geçmesini rica ettik. Sancar’ın özellikle Kır Çiçekleri ilgisini çekti. ÇEK’in özgörevi ve yaptıkları Sancar’ın mektup yollamasını sağladı.
Aziz Sancar, günde 12 saat çalıştığını ve kanser hastalarına çare bulmak için çabaladığını söylüyor. Bu mektup, çocuklar için değerli bir rehber değil mi?
Evet. Mektubun başında öğrencilere ve ÇEK kurucularına vurgu var. Başlık Türkiye’deki tüm gençlere. En son mesajı da öğrencilere, katkı koyan öğretmenlere ve velilere. Aziz Sancar’a Kır Çiçekleri’ni anlatan film ile teşekkür mektubu yolladık.
“HEDEFİMİZ KÜLTÜR-SANAT ALANINDA ÖNCÜ OLMAK”
Oyuncu Mert Fırat’ın işletmeciliğine verdikten sonra geri aldığınız ÇEKSANAT’ta son durum nedir?
Evet Mert Fırat tiyatro işletmeciliği yaptı. Biz dedik ki, kendisini sosyal sorumluluk projeleri yapmakla görevli kılan ÇEK, neden kültür ve sanat alanında öncülük yapmasın? Görükle Kültür Merkezi’nde 250 kişilik tiyatro salonumuz, 120 kişilik 2 adet sinema salonumuz var. Bunları işletme kararı aldık. Ama pandemi krizi gelince tam etkin şekilde çalıştırmadık. Gene de faaliyetlerimizi yürüttük. 6 genç tiyatrocuyu ÇEK bünyesine kattık. Don Quijote oyunu sahneye koyduk. Daha sonra yasaklamalar başladı. Başka oyunlar da gelecek. Dans gösterileri, kültür sanat söyleşileri olacak. ÇEKSANAT’da ÇEK TV kanalı var. Ayrıca ÇEKSANAT’ta görev alan ekip, kurumlarımızdaki öğrencilerimize drama, resim ve benzeri alanlarda destek versin istiyoruz. Bu da Türkiye’de ilk olacak.
“DESTEKÇİLERİMİZ SAYESİNDE PANDEMİDE AYAKTA KALDIK”
Pandemi tüm eğitim kurumlarını olumsuz etkilediği gibi ÇEK kurumlarını da etkilemiştir kuşkusuz. Pandemi sürecinden nasıl çıkıyorsunuz? Hedeflerinizde sapma söz konusu olacak mı?
2 başlıkta yanıt vereyim. Pandemi ülkemizde 11 Mart’ta başladı ve hemen sonra eğitim kurumlarımız kapandı. ÇEK, teknolojik yatırımları sayesinde kısa sürede uzaktan eğitime başladı. Velilerimizin geri dönüşümleriyle söylüyorum, bu alanda başarılı olduk. Pandemide küçülme olur ama biz aksine 4,5 milyon liralık yatırım yaptık. Çünkü dersliklerdeki 24 olan sınıf mevcudunu 20’ye indirdik. Yeni alanlar oluşturduk. Pandemide hiç öğrenci kaybetmedik. Yeni kayıtlarda da çok iyi durumdayız. Tüm velilere, paydaşlarımıza ve destekçilerimize teşekkür ederim.
“ADAY OLMAYACAĞIM”
Pandemi nedeniyle genel kurullar ertelendi. ÇEK’in genel kurul tarihi belli oldu mu?
Genl kurul tarihi alamadık. Cumhurbaşkanı’nın açıklamasında kooperatif ve derneklerde genel kurulların yapılacağı söyleniyor ama netlik yok. Üye sayısı 300’ün üzerinde olan dernek ve kooperatifler yapamaz mı, yoksa 300’den az katılım şartı mı var, bu belirsiz. İlgili bakanlığın Bursa’daki temsilcileri konunun netleşmesi için beklememizi söylediler. Genel kurulumuzu geçen yıl mayıs ayında yapmamız gerekirdi ancak bekliyoruz.
Aday olacak mısınız?
Olmayacağım. ÇEK, gönüllülük üzerine kurulmuş bir kooperatif. Herkesin sırası geldiğinde bayrağı devralması çok uzun sürmüyor bizde. Genelde 2 dönemden fazla görev yapmıyoruz. Ana sözleşmemizde böyle bir kural yok ama bu bir yazısız kural. Ben pandemiden dolayı 2,5 dönemdir başkanlık görevini yürütüyorum. Yönetimde yer alan bir arkadaşa devretmeyi planlıyoruz.
“EĞİTİM KURUMLARIMIZ AR-GE GİBİ”
ÇEK’in gelecek hedefleri ile söyleşimizi noktalayalım.
ÇEKİMECE ve Çekirgem isminde iki sosyal sorumluluk projemiz daha var. Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatı dışında ek ders ve çeşitli uygulalarımız oluyor. Bu çalışmalarımızı raporlayıp, Milli Eğitim Bakanlığı veya siyasi partilere sunuyoruz. Yani bizim kurumlarımız AR-GE gibi çalışıyor. Bunu yapan Türkiye’de, Türk Eğitim Derneği ve Eğitim Reformu Girişimi dışında sadece ÇEK var. Bu belki şimdilik ütopya ama ÇEK’te uygulanan karma eğitim modelinin tüm Türkiye’de uygulanmasını istiyoruz. Amacımız bu modeli ÇEK’in 81 ilinde de uygulamak. Bugün Çanakkale, Mersin ve İzmir’de de ÇEK’ler var. Hedefimiz en kısa sürede şube sayısını 7’ye çıkarıp kooperatif üst birliğini kurmak. ÇEK, bir olaydır. Bursa’nın neleri var diye sorulduğunda bence ÇEK’i de var denilebilir. ÇEK, Bursa, Türkiye ve Dünya için bir övünç kaynağıdır.
FOTOĞRAFLAR: BİRCAN ÖRSEL/ ÇEK arşivi