Gazeteciyi ‘düzgün otur’ diyerek azarlayan eski Konya Valisi Orhan Toprak…

Sosyal mesafeye uymadığı için vatandaşını fırçalayan Uşak Valisi Funda Kocabıyık…

Ve önceki gün eldiven takmadığı ve kendisini tanımadığı  için dönerciye ayar veren ardından ekmek teknesini kapattırma talimatı veren Denizli Valisi Fuat Atik…

3 ayrı fiil görünse de tümü halkına tepeden bakan ve buram buram kibir kokan hareketler…

Evet valiler, bir kentin en büyük mülki amirleridir.

Ancak valiler  vatandaşa hizmetle mükelleftirler, ayar vermek, azarlamak, fırçalamak, tepeden bakmak ve en nihayetinde onlara gözdağı vermek için değil.

Bu 3 valiyi görünce aklıma Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,  yıllar önce başbakanlık dönemindeki sözleri geldi:

“Tüm valilerimiz, tüm kaymakamlarımız şunu bilecek; Eğer evinde sobası yoksa sobasını da al. Benim fakirim onurludur, gururludur. Senin kapına gelmesini beklemeyeceksin. Ne yapacaksın, beklemeyeceksin. Gideceksin, arayacaksın, bulacaksın. Muhtarlarla irtibatı kuracaksın. Nerede fakir var, nerede garip var. İcabında sayın valim, sayın kaymakamım atlayacaksın kamyonun şoför mahalline. Gerekirse sen gideceksin, kapıyı çalacaksın kömürü sen vereceksin, sobayı sen vereceksin.”

Sahi nerede o valiler?

 

Sahte içki ölümleri

 

İzmir, Kırıkkale, Mersin ve İstanbul’un da bulunduğu toplam 11 ilde 61 ölü…

Kim bunlar?

Alkol zehirlenmesinden dolayı can verenler.

Tam 61 kişi öldü sahte içkiden.

8 kentte 50’den fazla kişi de alkol zehirlenmesi şüphesiyle hastanelerde tedavi görüyor.

Türkiye her gün 50-60 yurttaşını Covid-19’dan kaybederken, sahte içkiden de aynı sayıda ölümler oluyor.

Kuşkusuz sahte içkinin mazereti olmaz.

Ancak son yıllarda içkiye yapılan zamlar nedeniyle, birçok kişi evde içki üretmeye başladı.

Meseleye bir de burdan bakalım.

 

Vatan Partisi’ne üye akını varmış

 

Vatan Partisi İl Başkanı Bektaş Aykut, genç, çalışkan ve son derece kibar bir siyasetçi.

Sağ olsun partisiyle ilgili haberleri sosyal medya hesaplarıma yollar.

Gerçi uzun zaman olmuştu Bektaş’tan ileti almayalı ama dün bir haber paylaştı.

‘Vatan Partisi’ne üye akını’ başlıklı haberin içeriği şöyle:

“Vatan Partisi,  milli programın merkezi olarak kamuoyunda kabul edildikçe halkın her kesiminden gelen üyelik başvuruları üye akınına dönüştü. Gerek Türkiye’nin ABD merkezli PKK ve FETÖ’ye karşı mücadelenin siyasi odağı olması, gerek ekonomi çıkmazlarına üretim kurultalarıyla cevap vermesi, gerekse dış politikada Avrasya seçeneği programını inşa etmesi, halkın büyük kesiminde yankı buldu. Vatan Partisi’nin, HDP’nin kapatılması konusunu terörle mücadele sorunu olarak ele alması milli hassasiyetlerde karşılık buldu. Bursa’da esnafından sanayicisine, işçisinden akademisyenine kadar birçok kesimden yöneliş analiz eden Vatan Partisi Bursa İl Başkanlığı, 24 Ekim itibarıyla Şehreküstü Meydanı’nda ve sırasıyla diğer merkezlerde üye masaları açarak bu kampanyayı büyütecek.”

Haber metnini okuyunca, hınca hınç bir salonda  toplu üye katılım töreni yapılmış zannettim.

Ancak Bektaş’ın attığı fotoğraflara baktım…

Sağdan saydım 8, soldan saydım 8 kişi.

Üye akını değil de üye akınına hazırlık denilseydi daha gerçekçi olurdu sanki.

 

Hoşçakal iyi insan

 

Yazılarını 20’li yaşlarda okumaya başladım.

Berrak Türkçesi, akıcı kalemi, eleştirideki ustalığı ve elbette mütevazı kişiliğiyle beni sıkı bir okuyusu yapmıştı.

İktidarlar değişti, siyasi iklim dönüştü ancak o, çizgisinden hiç ödün vermedi.

Son dönemlerde gündemden düştü gibi görünse de sadık okuyucuları onu terk etmedi.

Hasılı, bu dünyadan sadece iyi bir gazeteci değil, ilkeli, dürüst ve namuslu bir insan göç etti.

Hoşça kal Bekir Coşkun…