Flipboard
Evet, yanlış okumadınız.
Nitekim Nilüfer Belediyesi’nin 2018 bütçe kitapçığında yaklaşık 20 yıldan bu yana tahsil edilemeyen gelirlerin yaklaşık 223 milyar lira olduğu yazıyor!
Yani eski parayla 223 katrilyon.
Çok ama çok yüksek bir rakam bu.
Değil bir Nilüfer, 10 Nilüfer inşa edilir bu parayla.
Peki bu alacak neyin nesi?
Bütçe görüşmeleri sırasında AK Partili meclis üyeleri, rakamı görünce bir yanlışlık olup olmadığını soruyorlar.
Başkan Turgay Erdem, durumu şöyle izah ediyor:
“Tahsil edilemeyen bu rakam, 20 yıldan bu yana katlanarak ve faizler üstüne binerek geldi. Bu borcun birçoğu da işletme ruhsatı olmayan eğlence mekanlarına kesilen cezalardan oluşuyor. Bu mekanların birçoğu kapandı ancak işletmelerin birçoğu garsonların üzerine yapıldığı için tahsilat gerçekleşemedi. Yıllardan bu yana da borç katlandığı için bu rakam oluştu. Keşke tahsil edilebilse de bütçemiz rahatlasa.”
Ancak AK Partililer, söz konusu alacağın yıllardan bu yana seçim yatırımı nedeniyle işletme sahiplerinden tahsil edilmediğini iddia ediyor.
AK Parti Nilüfer İlçe Başkanı Ufuk Ay, sadece siyasi nedenlerden dolayı değil belediye yönetiminin kaçak eğlence mekanlarına taviz verdiğini de öne sürüyor.
Bu arada Nilüfer Belediyesi, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın
ilgili birimine yazı yollayarak, tahsil edilemeyen alacağın mali tabloyu bozduğunu belirterek, bütçenin gelir kalemleri bölümünden çıkarılmasını teklif etti.
Henüz bir yanıt gelmemiş.
Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı da, 223 milyarlık gelirin bütçeye yazılmasının yasal zorunluluk olduğunu belirtiyor.
Peki bundan sonra ne olacak?
Nilüfer Belediye yönetimi, AK Parti grubunun iddialarını kesin bir dille reddederek, tahsilatın yapılmasını AK Partililerden daha çok istediklerini ancak söz konusu işletmelerin sahiplerinin bulunamadığını ve ellerinden bir şey gelmediğini söylüyor.
Neticede Nilüfer Belediyesi’nin 223 milyar lira alacağı var ve bu borcun sadece yüzde 1’i bile tahsil edilmiş olsa Nilüfer ihya olur.
Ancak tahsil edilmesi de pek mümkün görünmüyor.
Kılıçdaroğlu’nun hakkı Kılıçdaroğlu’na
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu…
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş…
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek…
CHP, bu 3 sürpriz isimle 3 büyük kenti almayı başardı.
Sürpriz diyorum çünkü bu isimlerle yarışa girilmesi halinde daha baştan seçimin kaybedileceğini söyleyen bir dünya CHP’li vardı.
Dahası 3 ismin aday gösterilmesine MYK ve Parti Meclisi’nde ciddi bir direnç gösterilmişti.
Ancak İmamoğlu’nun da Yavaş’ın da Böcek’in de aday gösterilmesini en çok Kılıçdaroğlu istiyordu.
Çünkü seçimi bu 3 adayla kazanacağına dönük inancı tamdı Kılıçdaroğlu’nun.
1 cm bile geri adım atmadı hatta istifa restini bile çektiği söyleniyor.
23 Haziran’la birlikte Kılıçdaroğlu’nun haklılığı tam olarak anlaşıldı.
Yani Kılıçdaroğlu’nun belki de ilk kez liderliği tartışılmayacak.
Bir diğer ifadeyle bu saatten sonra Kılıçdaroğlu istemediği sürece CHP’de genel başkan değişmez.
Cephe siyaseti bitiyor
Ekrem İmamoğlu’nun açık ara seçim kazanması günlerce konuşulacak kuşkusuz.
Sandık sonucunun nedenleriyle ilgili pek çok etken sayılabilir.
Ancak İstanbul seçiminin en önemli okuması, ilk kez bir CHP adayının AK Partili seçmenden oy alabilmesi.
Yani, İstanbul seçimi, “AK Partililer asla CHP’ye oy vermez” kanaatini yerle bir etti.
Bu, en az bir AK Parti adayının CHP’lilerden yüksek oranda oy alması kadar değerli.
Nitekim her iki durumda normalleşmeyi gösteriyor.
Hasılı, ideolojiler ölmüyor ama cephe siyaseti miadını dolduruyor.
