Aşağıda, Çeşme, Marmaris, Cunda ve Bodrum’da yaşananlara dair bir haber çeşnisi okuyacaksınız.
İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullara tezat olarak görülebilecek haberlerdir bunlar.
Önce Kurban Bayramı’nda Türkiye’nin sahil beldelerindeki tabloyu ortaya koyan haberlere göz atalım.
ÇEŞME’DEN YÜKSELEN SES: NE OLUR GELMEYİN
Kurban Bayramı tatilinin 9 güne çıkmasıyla birlikte yazın son günlerini deniz tatiliyle geçirmek isteyenler plajlara koştu. İzmir’in Çeşme ilçesinde nüfus 25 kat arttı, otellerde yer kalmadı. Çeşme Otelciler Birliği Başkanı Yakup Demir, misafirlere ev sahibi ‘gelmeyin’ demenin çok zor olduğunu vurgulayarak gelenlerin açıkta kalacağını, yatacak yer bulamayacaklarını belirtti. Bayramdan sonra fiyatları yarı yarıya düşüreceklerini vurgulayan Demir, daha ekonomik bir tatil için turiste, “Ne olur gelmeyin, eylül ayında gelin” dedi.
MARMARİS’TE YER KALMAYINCA ÇADIR KURDULAR
Marmaris’te tatil için gelenler, tesislerde yer bulamayınca yasağa rağmen halk plajı ve kırsal mahallelerdeki sahillerde çadır kurup konakladı. Muğla Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Jandarma Komutanlığı sorumluluğundaki alanlarda 300 çadır kuruldu.
CUNDA DOLDU TAŞTI
Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Cunda Adası, Kurban Bayramı tatilinde vatandaşların yoğun talebi nedeniyle adeta doldu taştı. Bayramı fırsat bilen tatilcilerin gelişiyle restoran ve kafeteryalarıyla ünlü Cunda Adası son yılların en yoğun günlerini yaşıyor. Restoran ve kafelerde yer bulmakta güçlük çekilirken, kalabalık nedeniyle Cunda sahilinde adeta yatacak yer kalmadı. Otel ve pansiyonlardaki doluluk oranları da son yılların en yüksek seviyesine ulaştı.
BODRUM’DA İĞNE ATSANIZ YERE DÜŞMEYECEK
Bodrum’un Paşatarlası, Gümbet, Ortakent-Yahşi ve Yalıkavak sahillerinde vatandaşlar sahil kenarlarına akın etti. Günübirlik gelenler de aileleriyle sahil kenarlarında güzel havanın keyfini çıkardı. Bodrum Otelciler Derneği Genel Sekreteri Orhan Kavala, otellerin tamamının dolduğunu ifade ederek, “25 Ağustos’a kadar ciddi bir yoğunluk var. Bodrum’un, Muğla genelindeki diğer ilçelere göre daha yoğun olduğunu tahmin ediyorum.” dedi.
BU NE YAMAN ÇELİŞKİ?
Dolar ve Euro almış başını gidiyor.
Enflasyon yükseliyor, faizler tavan yapmış durumda.
Talep olmadığı için inşaat sektörü zor günler geçiriyor.
Ancak 9 günlük bayram tatilini fırsat bilenler tatil beldelerine koştular.
Hem de ne koşmak!
Otelciler bu kez müşteri olmadığından değil, müşteri bolluğundan şikayet ediyor, tesis bulamayanlar çadırda kalıyor, kafeler, restoranlar tarihi günlerini yaşıyor.
İşte ispatı üst satırlarda okuduğunuz haberler.
Bu durumu tarif etmek için paradoks ifadesi az bile kalır.
Gelin şimdi de hadiseyi çözmek için biraz kafa yoralım.
TEZ 1- SAHİLLERE AKIN EDENLER TUZU KURU OLANLARDIR
Tuzu kuru olan kesim, ekonomik gidişat ne olursa olsun asla ve asla yaşam tarzlarından taviz vermezler. Ekonomin ne durumda olduğu onları ilgilendirmez. Ekonomik tabloya aldırmaksızın Kurban Bayramı tatilinde sahillere akın edenlerin bir bölümü işte bu tuzu kuru kesimdir ve bunların oranı da nüfusun yüzde 1’i bile değildir. Nüfusun büyük çoğunluğu bu bayramı da evlerinde geçirmek zorunda kaldılar.
TEZ 2-TATİL BELDELERİNE HÜCUM EDENLER ÜCRETLİ ORTA KESİMDİR
Ekonomik gidişattan etkilenmeyen bi diğer kesim de ücretlilerdir. Yani hem kamu sektöründeki memurlardan, hem de şirketlerin üst düzey yöneticilerinden söz ediyorum. Bu kesim de ekonomik gidişattan etkienmediği için Kurban Bayramı’nda tatil beldelerine koştu. Sonuç, malum.
TEZ 3-EKONOMİK KRİZİN OLDUĞU BİR ÜLKEDE HİÇ OTELLERDE YER OLMAZ MI?
Bakmayın Dolar ve Euro’nun yükseldiğine. Aldırmayın felaket tellalcılarının kopardığı yaygaraya. Siz ekonomik krizin yaşandığı hangi ülkede otelcilerin, “Yer yok, lütfen müşteriler gelmesin artık” dediğinizi duydunuz? Ya peki, ekonomisi batan bir ülkenin vatandaşının otellerde oda bulamadığı için çadır kurduğu haberini okudunuz mu hiç? Yandık, bittik, kül olduk haberlerinin hepsi palavra. Tüm ekonomik saldırılara karşı dimdik ayaktayız ve her geçen gün güçleniyoruz.
TEZ 4- BORÇLANARAK YAŞIYORUZ
Ekonomik gidişatın çok iyi olduğu söylenemez. Ancak tatile gidenlerin durumunun ekonomik gidişatla ilgisi yok. Onlar her zaman borçla yaşamaya alışmış olan kesimdir. Kurban Bayramı tatillerini ya kredi kartına taksitle ya da kredi çekip ödeyecekler. Bunlar olmayan parayı harcayan masaldaki ağustos böcekleridir. Bir gün onlar da batacak elbet ama pek de umursamıyorlar akıbetlerini.
HANGİSİ DOĞRU?
Galibe 4 tez de bir miktar doğru.
Bir diğer ifadeyle yaşadıklarımız, bu 4 tezin harmanlanmasından ibaret.
Yani, nüfusun çok küçük bir bölümünü oluşturan tuzu kurular, bu bayramı da sektirmedi ancak bir lahmacunun 80 liraya satıldığı, dövizdeki artış nedeniyle oda fiyatlarının nerdeyse bir aylık konut kirasına dayandığı tatil beldelerine asgari ücretli yine gidemedi.
Evet, her bulduğu fırsatta yollara düşen orta direk yine Kurban Bayramı’nda soluğu sahillerde aldı.
Kuşkusuz borçlanarak yaşamaya alışmış, gelirinin üzerinde bir yaşam sürdümeyi seven Türkiye toplumu, ekonomik veriler ne olursa olsun eğlencesinden de konforundan da ödün vermiyor.
Ve elbette, bu kadar çok insanın tatil beldelerine akın ettiği bir ülkenin battığını söylemek de zorlama bir iddia olur.