Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesi ile 1 milyon 700 bin insan yer değiştirdi.
1 milyon 200 bin Ortadoks Hıristiyan Rum, Anadolu’dan Yunanistan’a, 500 bin Müslüman Türk de Yunanistan’dan Türkiye’ye göç ettirildi.
Dile kolay 1,5 milyonu aşan insan, evlerini, topraklarını, ekmek teknelerini, dostlarını, komşularını, hayvanlarını ve anılarını bırakıp başka bir ülkeye yerleştiler.
“Her mübadele bir yaradır, izi kalır” der tarihçi İlber Ortaylı.
Ne acılar, ne dramlar, ne hikâyeler vardır bu tarihin en büyük göçlerinden birinin arkasında.
Mesela göç yolculuğunda, tifüs salgını nedeniyle yaşamını yitiren el kadar bebeklerin, annelerinin gözü önünde denize atılmak zorunda kalışları, göç yolculuğunun en dehşet verici sahnesi olarak hafızalarımızda yer edindi.
Nedense, mübadeleyi işleyen sinema filmi bir elin parmaklarını geçmiyor.
‘Dedemin İnsanları’ dışında aklıma gelen başka bir film yok.
Oysa tarihi 250 yıl bile olmayan ABD’liler, sayısız filmin üretildiği Hollywood’ı, dünyanın en büyük propaganda silahına döndürdüler.
Konunun bu boyutunu bir kenara bırakıp, mübadelenin Bursa’ya etkilerine geçelim.
1924’teki mübadeleden Bursa da nasibini alıyor.
30-40 bin mübadilin Bursa’ya yerleştiği biliniyor o yıl.
Bursa’ya en fazla Selanikli Türkler göç ediyor.
Hani şu Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu’nun ‘Sebatayist’ yaftasıyla aşağılamaya çalıştığı Selanikli göçmenler…
Yaklaşık 1 asır önce Selanik’ten Bursa’ya, ağırlıklı olarak da Görükle’ye göç ediyor mübadiller.
Görükle, bugün Bursa’nın en çağdaş, modern ve gelişmiş bölgelerinden biriyse, 1924 mübadelesinin bunda payı olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’nin ilk mübadil derneklerinden biri de Bursa’da, Görükle’de kuruluyor.
Bursa Lozan Mübadilleri Kültür ve Dayanışma Derneği...
Bir etkinlik sırasında karşılaştığım Dernek Başkanı Ali Korkut, Mübadele Evi’ne davet etti.
CHP Milletvekili Erkan Aydın, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz ve annesi de bir mübadil olan CHP Nilüfer eski İlçe Başkanı Mehmet Turan Tansal’ın da katıldığı buluşmada, dernek yöneticileri ile sohbetin tadı damağımda kaldı.
Ve tabii muazzam Mübadele Evi’ni de gezdik.
Tarih kokan Mübadele Evi
Papazların ayinlerde kullandığı tütsülü buhardanlıklar…
Pontus Rumlarından kalma tespihler…
Eski Rumeli evlerinin yıkıntılarından kurtarılan taş plaklı gramofonlar…
Türk kültürünün ayrılmaz parçası, eli öpülesi Balkan kadınlarının el emeği göz nuru yanbol dokuma tezgâhları…
Anadolu çiftçisinin alın teri karasabanlar…
Tarihe meydan okuyan duvar saatleri, tozlu sandıklar…
Acıyı bal eyleyen mübadillerin göç bavulları…
Kavalalı Hasan’ın memleketinden getirdiği bir çift çarık…
Asırlık tütünler…
Aba ceketler, yelekler ve renk renk, çeşit çeşit fistanlar…
Serezli Bayramların, Hasanların, Salihlerin 7,65’lik tabancaları…
Ve buram buram tarih kokan alet, edevat, elbise, fotoğraf, belge…
Dört başı mamur bir göç evi, büyüleyici bir mübadele müzesinde adeta zamana yolculuk yaptık.
Ben çok etkilendim.
Hâlâ gezmediyseniz, yolunuzun düşmesini beklemeden siz de gidin görün.
Hem tarihe yolculuk yapın, hem de malum müftünün inadına bu ülkenin yüz akı olan, Mustafa Kemal’in hemşerilerini tanıyın, tanıtın.
Rıza Aga Kahvesi
Bursa Lozan Mübadilleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin yanında Rıza Aga Mübadelesi Kahvesi var.
Rıza Aga, Görükle’ye yerleşen mübadillerden biri.
Mübadiller arasında çok sevilen biri olduğu için, Nilüfer Belediyesi’nin restore ettiği kahveye onun ismi veriliyor.
Şirin mi şirin bir kahve, ortasındaki ihtişamlı çitlembik ağacının verdiği serinlik sayesinde yaz ayları için muazzam bir mekan, tarihi ancak kadın ve erkeğin bir arada oturabildiği çağdaş, örnek bir yapı.
Eğitim seferberliği çağrısı
Yüz yüze öğretime geçildi ama eğitimde sorunlar bitmiyor.
Online öğretim boyunca özellikle kırsalda, internete erişemeyen, erişse bile digital imkânlardan yoksun on binlerce öğrenci mağdur oldu.
Okulların fiziksel ihtiyaçları, öğretmen, sağlık ve temizlik görevlisi atamasındaki yetersizlik de işin cabası.
Ve tüm bu olumsuzlukların üzerine, toplumun en çok aşıya ihtiyacı olan kesimi öğretmenlerin aşılanamaması, sorunların üzerine sorun ekledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık açıklamış, tam 2 milyon 339 bin 809 öğrencinin 439 gündür eğitim alamadığını.
Aslında bu sarsıcı bilgi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın verileri.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2 milyon öğrenciye ulaşmakta zorlandıklarını, 1 milyon öğrenciye ise hiç ulaşamadıklarını söyleyerek, vahim tabloyu teyit etti.
Tüm bu olumsuz veriler ışığında Karabıyık, eğitim seferberliğinin başlatılması çağrısı yapıyor.
Ancak pandemide görüldüğü gibi sorunun temelinde ekonomik eşitsizlikler yattığı için diğer bakanlıkların da çözüme katkı yapacağı bir reçete sunuyor Karabıyık:
“Eğitimdeki makasın kapatılması ciddi olarak isteniyorsa, buna ciddi bir kaynak ayırmak gerekiyor. İktidar bu makası uzun zamandır görmezden geliyor. Oysa kabul edip, çözüm üretmelidir.”