Anıtlar Kurulu’nun Mudanya’daki 252 işletmenin ruhsatını iptal etme kararı, sadece Mudanya’nın, hatta sadece Bursa’nın değil Türkiye’nin bir sorunu olmaya aday.
Öyle ki, Mudanya kararı emsal olursa, Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren turizm beldelerini de aynı akibet bekliyor.
Anıtlar Kurulu üyeleri dışında Bursa’da hiç kimsenin onaylamadığı kapatma kararının sonuçlarını bir başka yazıya bırakıp, işlerin bu noktaya nasıl geldiğini yazalım.
Mudanya’da emekli bir Paşa yaşıyor.
Geçmiş yıllarda CHP’den milletvekili adayı da olan emekli Paşa, yaşadığı evin çevresinde hizmet veren ‘denizli, fenerli’ bir mekanla ilgili uzun zamandır Anıtlar Kurulu’na şikayette bulunuyor.
Paşa, “Bu mekan, eski bir evden bozmadır, ticaret yapılması yasaya uygun değildir” diyerek dilekçe üstüne dilekçe veriyor.
Anıtlar Kurulu, Paşa’nın dilekçesini Ankara’ya, Anıtlar Yüksek Kurulu’na soruyor.
Ankara şu yanıtı veriyor: “Bu evin restoran olarak işletilmesi uygun değildir. Ruhsat iptal edilsin.”
Bursa Anıtlar Kurulu, Ankara’dan aldığı yanıt üzerine, söz konusu mekanın kapatılması için Mudanya Belediyesi’ne yazı gönderiyor.
Mudanya Belediyesi yetkilileri, kararı uyguluyor uygulamasına ama kapatılan mekan gibi Mudanya kıyısında yüzlerce mekan daha vardır.
Belediye, Anıtlar Kurulu’na, “diğer mekanları ne yapacağız?” diye soruyor.
Anıtlar Kurulu ise, ‘hepsinin ruhsatını iptal edin’ yanıtını veriyor.
Yani, bir vatandaşın dilekçesiyle başlayan süreç, Mudanya’da hizmet veren neredeyse tüm işletmelerin kapatılmasına yol açıyor.
Peki burada kim sorumlu?
Ankara, kendisine sunulan dosyayla ilgili lokal bazda bir görüş sunuyor.
Yani Ankara, ne Mudanya’yı, ne de Mudanya’da hizmet veren benzer yüzlerce işletme olduğunu bilir.
Ayrıca, Mudanya Belediyesi 2017 yılında, bugün yaşanacakları önlemek adına plan değişikliğinin uygulanması için Anıtlar Kurulu’na başvuru yapıyor.
Anıtlar Kurulu ise aradan 3 yıl geçmesine rağmen Mudanya Belediyesi’nin plan değişikliği talebini sonuca bağlamıyor.
O plan değişikliği uygulansa, belki işler bu noktada olmazdı.
Gerçi hala iş, işten geçmiş değil.
Vali Yakup Canbolat, bizzat konuyla ilgileneceğini belirtmiş.
Siyasi iradenin de araya girmesiyle, girizgahta da belirttiğim gibi Mudanya turizmini baltalayacak son derece tartışmalı karardan geri dönülebilir.
Neden Mudanya?
Anıtlar Kurulu, Mudanya’da denize kıyısı olan işletmelerin tarihi eser niteliğinde olduğu savıyla, ruhsatlarının iptal edilmesini istiyor.
Konu hukuki…
Ancak, Bursa’nın önemli bölümünün SİT alanı içinde kaldığını biliyoruz.
Yani Mudanya’da ruhsatı iptal ettirilmek üzere olan mekanlardan yüzlercesi kentin farklı bölgelerinde faaliyetini sürdürüyor.
Sadece Bursa mı?
İstanbul’un taşı toprağı tarih.
Adım başı tarihi yalılardan, konaklardan bozma mekanlar, restoran ve otel olarak işletilmiyor mu?
Neden Mudanya’da ‘bin yıldır’ hizmet veren mekanlar kapatılmaya çalışılıyor?
AVM gözlemlerim
Aylar sonra ilk kez bir AVM’ye gittim.
Amacım, pandemi öncesi alışverişin kralı olan AVM’lerin, hali pürmelalini görmekti.
Bursa’nın en işlek AVM’lerden birine adım atar atmaz karşılaştığım manzaradan dolayı, “Nerede o eski AVM’ler?” demekten alamadım kendimi.
Nitekim, pandemi öncesi iğne atsanız yere düşmeyecek kadar kalabalık koridorlarda, in, cin top oynuyordu.
Maskeli birkaç adam, maskeli üç, beş kadın vitrinlere bakarken, içeride alışveriş yapılan mağaza göremedim.
AVM’nin koridorları da, mağazaların içi de hamam, hatta saunayı andırıyordu.
Pandemi tedbirleri nedeniyle klimanın yasaklanması, öyle anlaşılıyor ki en çok AVM’leri vurmuş.
Nitekim, o sıcakta insanı bağlasan durmaz.
Mağazalardaki personel sayısı da azalmış.
Öyle ki, en baba marka mağazaların içinde bile bir, bilemedin iki personel hizmet veriyordu.
AVM’lerin en işlek bölümleri restoran ve kafelerin olduğu katlardır.
Ancak orası da, boş hatta bomboştu.
Bazı restoranlar ise açık bile değildi.
Sordum, 15 Haziran’da açacaklarmış.
O da belki…
Ben pazartesi akşamı gezdim AVM’yi.
Mağaza sahipleri, cumartesi, pazar çok daha az insanın olduğunu söylediler.
Yani, tanık olduğumuz manzara kötünün iyisiymiş.
AVM’lerin bomboş olmasının nedenlerine gelince.
3 gerekçeden söz edebiliriz.
-İnsanlar hala salgından korkuyor. Bu yüzden AVM’lere girmekten çekiniyorlar.
–Klimaların çalıştırılmaması müşteri kaybına yol açmış olabilir. Nitekim yazın serin, kışın sıcak olduğu için tercih edilen AVM’ler, en cazip özelliklerinden birini yitirmiş durumda.
-Ve ekonomik nedenler. Pandemi sürecinde neredeyse durma noktasına gelen ekonomi, insanların tüketim alışkanlıklarını da kökten değiştirmiş olabilir.
AVM’lerin boş olmasında, bu 3 gelişmenin de payı var.
Ancak neden ne olursa olsun, ekonominin kalbi haline getirtilen AVM’lerin biran önce canlanması/canlandırılması şart.
Normalleşme bu değil
Bu köşeden hep normalleşmeyi savunan yazıları okudunuz.
Ancak virüs hiç yokmuş gibi davranmayı savunmadım.
Maalesef geçen hafta sonundan bu yana, skandal fotoğraf karelerinin ardı arkası kesilmiyor.
İşte Adana’daki asker uğurlama rezaleti…
Onlarca kişinin sarmaş dolaş olduğu uğurlamada, 58 kişiye virüs bulaşmış.
Sadece o görüntüler değil elbette.
Eğlence mekanları kapalı ama mangal partileri, yaza merhaba eğlenceleri, hiçbir kural tanımadan yapılan piknikler de eksik olmuyor.
Var mı bunları denetleyen?