Yaklaşık 20 gün önce, yani Türkiye genelinde koronavirüs salgınına karşı henüz tedbirlerin alınmadığı ve maske ihtiyacının olmadığı günlerde Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Şen, Adalet Bakanlığı ile görüştükten sonra H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Selahattin Tutkun’u arıyor:
Özel sektörle olan tüm protokolleri iptal edin. İş atölyelerinde çalışan tüm hükümlüler, sadece maske ve tıbbi önlük üretsin.
Tutkun, derhal diyor ve adeta bir fabrikayı andıran cezaevi atölyelerinde tamamen tıbbi malzeme üretimine geçiliyor.
Milli seferberlik ruhuyla hareket eden H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki yaklaşık 300 hükümlü, af beklentisine rağmen 24 saat, gece, gündüz maske ve tıbbi önlük üretiyor.
Ve günde yaklaşık 100 bin maske ile 3 bin tıbbi önlük üreten cezaevi, depolarındaki 2 milyon maske stokuyla sadece Bursa’nın değil, Türkiye’nin de ihtiyacını karşılıyor.
Bugüne kadar Bursa’dan 700 bin maske Ankara, İzmir, İstanbul ve çevre illere ulaştırıldı.
TEKSTİL VE GIDA FABRİKASI GİBİ
Cuma günü Bursa H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Selahattin Tutkun’un davetiyle, kameraman arkadaşım Bircan Örsel’le cezaevini gezdik.
Bursa Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yalçın da eşlik etti bizlere.
Gördüklerimizden sonra, burasının dört başı mamur bir tekstil ve gıda fabrikası olduğunu söyleyebilirim.
İş atölyelerinin hikâyesine gelince…
4 yıl önce Tutkun, Adalet Bakanlığı İş Yurdu Daire Başkanlığı’nın izniyle spor salonu olan mekânı atölyelere dönüştürmüş.
Burada hükümlüler, iş elbisesinden, mobilyaya, formadan, takım elbiseye, monttan, yağmurluğa, gömlekten, temizlik elbiselerine varıncaya kadar binbir çeşit tekstil mobilya ve hediyelik eşya üretiyor, cezaevi fırın ve mutfaklarında ise simit ve poğaçadan, lahmacun, cantık ve tulumba tatlısına varıncaya kadar gıda ürünleri imal ediliyor.
Hükümlülerin ürettikleri, Adalet Bakanlığı kurumları, yerel yönetimler ve özel sektöre uygun fiyatlarla satılıyor.
Tabii hükümlüler de emeğinin karşlığını maaş olarak alıyorlar.
Yani hem hükümlü ıslah oluyor, hem meslek ediniyor, hem harçlığını çıkarıyor, hem de ekonomiye katkıda bulunuyor.
Tutkun, 4 yılda 17 milyon lira kar ettikleri bilgisini verdi.
Ancak koronavirüs salgınının ardından, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Şen’in talimatıyla özel sektör için üretilen tüm işler bırakılarak, tamamen maske ve tıbbi önlük üretimine geçildi.
CEZAEVİNDE SIKI HİJYEN TEDBİRLERİ
Kameraman arkadaşım Bircan Örsel’le cezaevine giriş yaparken, izolasyon konusunda çok sıkı tedbirler alındığını gördük.
Öyle ki cezaevi görevlileri önce ateşimizi ölçtü, ardından eldiven, maske ve tıbbi önlüklerimizi giydirerek, içeriye girişimizi sağladı.
Kurum idaresi de hükümlü ve tutukluların moral ve motivasyonlarını yüksek tutmak amacıyla sosyal mesafe kurallarına dikkat ederek sosyal ve sportif faaliyetlerini sürdürüyormuş.
Ayrıca kurum içi hijyen ve dezenfekte işlemleri sürekli yapılıyormuş. Kurum personeli, hükümlü ve tutuklu yakınlarına da maske takma zorunluluğu getirilmiş.
Kurum personeli, Rasim Özen Ören Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde karantinaya alınmış ve aileleri dahil hiç kimseyle görüştürülmüyormuş.
İş atölyeleri, ana ve ara koridorlar, odalar, araçlar ve diğer birimler de sürekli olarak dezenfekte ediliyormuş.
Tüm bu tedbirler sayesinde de cezaevinde virüs vakası yaşanmamış.
MİLLİ SEFERBERLİK RUHUYLA MASKE ÜRETİMİNE GEÇİŞ
Cezaevine girdikten sonra Bursa H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun Müdürü Selalattin Tutkun’un odasına geçtik.
Bursa Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yalçın geldikten sonra da atölyeleri gezmeye başladık.
Yalçın, “Burası bir ıslah kurumu. Hükümlüler, hem ülke ekonomisine katkıda bulunuyor, hem de meslek ediniyorlar. Günlük 100 bin civarında maske ve 3 bin tıbbi önlük üretiyoruz” dedi.
Tutkun ise, “Covid-19 pandemi sorunu nedeniyle özel sektör ile olan tüm programlarımızı iptal ederek, sürece destek amacıyla tıbbı önlük ve maske üretimine başladık. Cumhuriyet Başsavcımız Gökhan Şen’in talimatıyla, dünyanın içinde bulunduğu maske krizini ülkemize yansımalarını azaltmak ve sağlık kuruluşlarıyla diğer ceza infaz kurumlarına destek vermek amacıyla makine parkurundaki eksiklikleri kısa zamanda tamamladık, ham madde alımlarına başladık. Siparişleri yetiştirmek için gece vardiyasıyla birlikte üretime hız verdik. Yüksek güvenlikli kurum olduğumuzdan dolayı, güvenlikten de taviz vermeden üretime devam ediyoruz” diye konuştu.
Tam bu noktada Başsavcı Vekili Hasan Yalçın, “İş atölyeleri faaliyete geçmeden önce ayda 4 bin olan tutanak sayısı, 3 ayda 700’ü geçmiyor” diyerek, iş atölyelerinin mahkûmların ıslahına olan faydasına ve suçu azaltıcı yönüne dikkat çekti.
İş atölyelerinde üretilen maskeler, 50’şer adet paketlerle dağıtımı yapılıyor.
Sadece 40 hükümlü çalışan, kalite ve kontrol bölümünde çalışıyor.
Toplamda da 300 hükümlü maske ve önlük üretiyor.
Depolarda ise 2 milyon maske üretecek stok mevcut.
İş atölyeleri tamamen pandemi sürecine katkı yapmak için dönüştürülmüş.
Mesela eskiden demir atölyesi olarak çalıştırılan bölüm, sadece maske teli kesiyor.
Öyle ki demir atölyesinde günde 150 bin maske teli kesiliyormuş.
ÇALIŞAN HÜKÜMLÜLERE KÜLTÜR, SANAT VE SPOR ETKİNLİKLERİ
Cezaevinde dikkatimizi çeken bir diğer bölüm de iş atölyesinin yanında bulunan hükümlülerin faydalandığı çok amaçlı salon.
Hükümlüler, mesai saatleri dışında bu salonda, sinema izliyor, tiyatro seyrediyor, konferanslara katılıyor ve çeşitli etkinliklerle streslerini atıyor.
Cezaevinde bir de halı saha var.
Yine çalışan hükümlüler, streslerini halı sahada maç yaparak atıyor.
HEM MESLEK EDİNİYORLAR HEM DE ISLAH OLUYORLAR
Bursa H Tipi Kapalı Cezaevin’de, ummalı bir şekilde maske ve tıbbı malzeme üretiliyor ancak normal şartlarda, tekstil, mobilya ve gıda fabrikası gibi çalışıyor.
Öyle ki tekstil atölyesi 2016 yılından bu yana binlerce hükümlü ve tutukluya meslek kazandırmanın yanı sıra ülke ekonomisine de ciddi katkılar sağlamış.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, Ankara Deniz İkmal Grup Komutanlığı, Milli Savunma Bakanlığı Ankara Dikimevi gibi kurumlara milyonlarla ifade edilebilecek sayıda elbise üreterek teslim edildi.
Hamur atölyesi (tatlı, kuru pasta, pide, lahmacun, simit ve poğaça) hediyelik eşya atölyesi, marangoz ve mobilya gibi farklı iş kollarında üretime devam ediyor.
Cezaevi üretiminden yerel yönetimler de faydalanıyor.
Nilüfer Belediyesi, temizlik personelinin iş elbiselerini, festivallerde halka dağıttıkları tişörtleri, etkinliklerdeki gıda ikramlarını cezaevinden satın alıyor.
Büyükşehir Belediyesi de hediyelik eşyalarını yine bu cezaevinden temin ediyor.
BURSA, TÜRKİYE’YE ÖRNEK
Bursa H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, bir cezaevinden çok, büyük bir üretim merkezini andırıyor.
İş atölyelerinin faaliyeti, mahkumların ıslah ettiği ve cezaevinden çıktıktan sonra suça bulaşmalarını önlediği için kamusal bir işleve sahip.
Ve Türkiye’deki diğer cezaevlerine de örnek.
İçinde bulunduğumuz salgın sürecinde milli seferberlik ruhuyla, toplumun en çok ihtiyaç duyduğu tıbbi malzemeleri üretmeleri ise takdire şayan.
Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Şen, Başsavcı Vekili Hasan Yalçın ve Cezaevi Müdürü Selahattin Tutkun’u kutluyoruz.
Ve elbette af beklentilerine rağmen, gece gündüz demeden maske ve önlük üreten hükümlüleri de.