Memleket Hastanesi’nin yeniden hizmete açılacağını Bursa programında bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklamıştı.
Aslında kaçınılmaz bir karardı bu.
Nitekim vaka sayısının 3 kat arttığı Bursa’da kentin göbeğindeki bir hastanenin hizmet vermemesi düşünülemezdi.
Gelelim detaylara…
Memleket Hastanesi’nin hizmet süresi pandemi süreciyle sınırlı olmayacak.
Güçlendirme ve inşa aşaması tamamlandıktan sonra geçmişte olduğu gibi Bursalılara hizmet vermeye devam edecek.
Yeni gelişmeyle ilgili bilgi aldığım AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, renevasyon çalışmaları biter bitmez güçlendirme çalışmalarına başlanacağını ve depreme dayanıksız bölümlerin yıkılarak yeniden inşa edileceğini söyledi.
Tüm bu çalışmalar bittikten sonra Memleket Hastanesi, 400 yatak kapasitesiyle Bursalılara hizmet verecek.
Ancak hemen bitişiğindeki Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi’nin taşınma kararıyla ilgili bir değişiklik yok.
1947’de dönemin Bursa Valisi Haşim İşcan’ın kampanya başlatıp imece usulüyle Bursalılardan topladığı bağışlarla yükselen Memleket Hastanesi, kısa bir kapanma sürecinin ardından yeniden hizmete açılıyor.
Hastanenin manevi mirası bir yana ‘eski Bursa’ diye tabir edilen bölgede yaşayanlar için de önemli bir ihtiyacı gideriyordu.
Muradiye, Ortapazar, Maksem Pınarbaşı, Tahtakale, Hisar Tophane mahallelerinde yaşayan Bursalılar, yürüyerek bile ulaştıkları bu hastanede şifa buluyorlardı.
Kuşkusuz, hastanenin kapanmaması en çok onları sevindirmiştir.
Bursa basınına sansür Sağlık Bakanlığı’na iletildi
Sağlık Bakanı Fahretin Koca’nın Bursa programında, yerel basına sansür uygulanmasını AK Parti Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Esgin gündemine aldı.
Bakan Koca’nın Bursa programında şehir dışında olan Esgin, sansür uygulamasından doğan tepkiyi Sağlık Bakanlığı yetkililerine taşımış.
Henüz geri dönüş olmamış ama Esgin, konunun takipçisi.
İl başkanlarında son karar Erdoğan’ın
AK Parti’de ilçe kongrelerinin yüzde 90’ı tamamlandı.
Gözler il kongrelerinde ve elbette Bursa’da kimin il başkan adayı gösterileceğinde.
Dün, kulisleri yokladım.
Öncelikle, il başkanlarını değerlendirme sürecine henüz geçilmemiş.
Çünkü ilçe kongrelerinin tamamlanması bekleniyor.
Kısa süre sonra tamamlanacak ilçe kongrelerinin ardından aday gösterilecek il başkanları tespit edilecek, göreve devam etmesi düşünülmeyen il başkanlarının ise istifası istenecek.
Peki tespitler nasıl yapılacak?
Koordinatör Milletvekilleri ve Genel Merkez Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir, raporlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunacaklar.
Mesela Bursa’da Koordinatör Milletvekili Muhammet Balta raporunu Kandemir’e sunacak, Kandemir de rapora kendi çalışmalarını ekleyerek Genel Başkan Erdoğan’a sunacak.
Son kararı Erdoğan verecek.
İl başkanlarının kaderini tayin edecek raporda, milletvekillerinin görüşü, büyükşehir belediye başkanlarının kanaati ve bazı illerde eski il başkanlarının fikri de yer alacak.
Peki Bursa’da hiçbir kanaat oluşmadı mı?
Evet oluştu.
Anketler, kamuoyunun kanaati, parti içindeki görüşler…
Ancak raporu tamamlamak için son kez bir çalışma yapılacak.
Burada şu hatırlatmayı yapmakta fayda var:
Seçim yenilgisi, parti içi ayrışma ve yolsuzluk gibi ciddi bir gerekçe olmadığı sürece mevcut il başkanlarıyla yola devam edilecek.
Çare Siyasi Partiler Yasası’nın değişmesi
Son günlerde Kılıçdaroğlu’nun gaflarından dolayı, CHP’de lider tartışması yaşanıyor.
Yanlış anlaşılmasın, tartışma parti içinde değil dışında yapılıyor.
“Kılıçdaroğlu olduğu sürece CHP olduğu yerde kalır, oylarını yükseltemez” şeklinde özetleyebileceğimiz görüşün, kuşkusuz haklı tarafları var.
Kılıçdaroğlu’ndan önce de Baykal’ın CHP’nin el freni olduğuna dair genel bir kanaat vardı kamuoyunda.
Ancak Baykal, uzun, çok uzun yıllar partinin başında kaldı.
Kaset hadisesi olmasaydı genel başkanlıktan ayrılmaya da niyeti yoktu.
Aynı durum Kılıçdaroğlu için de geçerli.
Kamuoyu Kılıçdaroğlu’nu başarısız buluyor ancak koltuğunda oturmaya devam ediyor.
Neden?
Çünkü parti içinde değişimle ilgili bir irade yok.
Parti içi yazdığıma bakmayın…
Genel başkanın kaderini belirleyen il başkanlarının yazdığı kurultay delegelerinen söz ediyorum.
Yani, 1 değil 100 kurultay daha yapsanız Kılıçdaroğlu’nu demokratik bir seçimde değiştirmeniz mümkün değil bu sistemle.
Tıpkı AK Parti’de Erdoğan’ı, MHP’de Bahçeli’yi değiştiremeyeceğiniz gibi.
O halde Kılıçdaroğlu gitmeli savunuculuğundan önce lider sultası yaratan Siyasi Partiler Yasası’nın değişimi savunulmalı.
Nitekim Siyasi Partiler Yasası, parti genel başkanlarını ‘bin yıl’ koltuklarında oturtacak kadar lider yanlısı.