Bursa genelinde yetişen mandaların çoğu o köyde yetişiyor.
Mustafakemalpaşa’nın şirin köylerinden Karaoğlan’dan söz ediyorum.
Köy diye yazdığıma bakmayın.
450 haneli köy, birçok ilçeden daha büyük, daha modern ve daha
bakımlı.
Şimdi artık bu köyün Manda Evi de var.
Proje, Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğü, BEBKA ve
Mustafakemalpaşa Belediyesi işbirliğiyle hayata geçti.
***
Geçen aylarda köyü ziyaret etmiş ve izlenimlerimi paylaşmıştım
hatırlarsanız.
O günlerde tatlı bir heyecanla, hummalı bir hazırlık sürüyordu köy
kadınların öncülük ettiği Eko-Agro Turizm Karaoğlan Manda Evi‘nin
açılışı için.
Cuma günü nihayet kırsal turizmin örnek projelerinden biri olan Manda
Evi’nin kurdele kesimi yapıldı.
***
Köyün sağlık ocağı olarak kullanılan binası artık Manda Evi.
Manda, projenin sembolü aslında.
Mandanın eti, sütü, kaymağı kahvaltı evinde ziyaretçilere ikram edilecek.
Tabii konu sadece manda değil.
Uluabat Gölü’nün kıyısındaki bu şirin köyde, doğal yaşam olabildiğince
kentin kaotik ortamından bunalmış ziyaretçilere sunulacak.
Günübirlik ziyaretçiler için kahvaltı evleri, konaklamak isteyenler için
ahşap evler, doğal beslenme meraklılarına da organik ürün satış standları
düşünülüyor.
***
Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar‘ı açılışta çok heyecanlı gördüm.
Genç belediye başkanının mutluluğu yüzünden okunuyordu adeta.
BEBKA Genel Sekreteri İsmail Gerim de öyle.
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme KurumuBursa İl Koordinatörü Ömer Berksun da projeyi destekleyenlerin başında geliyor ki o da oradaydı.
***
Ege ve Akdeniz köylüleri kırsal turizmi çok iyi beceriyorlar.
Bursa’da ise bu iş henüz emekleme aşamasında.
Yani bakir bir alan.
Tabii Ege ve Akdeniz coğrafi olarak çok avantajlı.
Ancak Bursa’yı da yabana atmamak lazım.
Bir kere muazzam ve son derece verimli bir ovaya sahip Bursa.
Deniz bizde de var, dağın en ihtişamlısına sahibiz, gölse göl…
***
Bu proje pilot.
Başarılı olursa Bursa, kırsal turizmde kabuğunu kırabilir.
Haydi hayırlısı.
Demirel’in elinin değdiği köy
Türk siyasetinin duayen liderlerinden 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Celal Bayar’ın cumhurbaşkanlığı, Adnan Menderes’in de başbakanlığı döneminde (1955-1960) DSİ Genel Müdürlüğü koltuğunda 5 yıl oturdu.
Demirel, kendisine ‘barajlar kralı’ ünvanını getiren işleri de o yıllarda yaptı.
Nitekim, kırsalın kalkınmasında çok önemli paya sahip olan Demirel, sulama ve elektrik konularında ABD’de aldığı eğitimle, çok sayıda baraj ve sulama tesisi yaptı, birçok köyün kalkınmasına öncülük etti.
Demirel’in elinin değdiği köylerden biri de Mustafakemalpaşa’nın Karaoğlan Köyü.
Nitekim Uluabat, Karaoğlan’ın verimli tarım alanlarını sular altında bırakıyormuş o yıllarda.
Dönemin DSİ Genel Müdürü Süleyman Demirel, bizzat bu köye gelip incelemelerde bulunuyor ve tarım alanlarını kurtaracak seti yaptırıyor.
İşte o gün bugündür köylüler Demirel’i minnetle anıyor.
Aslında bu küçük örnek, Bursa’nın merkez sağın kalesi haline gelmesinin şifrelerini de veriyor bize.
Vatndaş hizmet vereni asla unutmaz.
Manda sucuğu
Sucuk deyince akla dana gelir.
Ancak mandadan yapılmış sucuğun da çok lezzetli olduğunu söylerler.
Ben ilk kez dün tadına baktım manda sucuğunun.
Üzgünüm ama beğenmedim.
Belki de benim damak tadıma uygun değil, belki de dana sucuğuna alıştığım için.
Ancak değişik bir tat.
Manda sütü, kaymağı ve peyniri için ise aynı şeyleri söyleyemem.
Son derece lezzetliydiler.