Basın toplantısı düzenleyen Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir‘in sorum üzerine verdiği bilgileri en yalın şekilde yazayım.
Bilindiği gibi Bursa’da kurulacak 2. üniversitenin Kestel’e inşa edilmesine karar verilmişti.
Ve bir bölümü şahıslara ait 328 dönümlük alan kampus alanı olarak belirlenmişti.
Yıllar içinde kamulaştırmalar yapıldı ancak arazi sahipleri itiraz edince konu yargıya taşındı.
Yargıtay BTÜ’nün ödediği toplam 27 milyon liralık kamulaştırma ücretini az bularak, ilave 25 milyon lira daha ödenmesine hükmetti.
Yerel mahkeme ise Yargıtay kararı üzerine, “Yapılan işlemler kamu çıkarına aykırıdır. Kamulaştırmayı durduruyorum, bugüne kadar üniversitenin ödediği 25 milyon liranın arazi sahiplerinden geri alınmasına hükmediyorum” dedi.
Yani, arazi sahipleri Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgardan oldu.
Peki şimdi ne olacak?
Aynı soruyu hak sahipleri Karademir’e de soruyormuş.
Net yanıt yok, belirsizlik var.
Ancak gelişmeler gösteriyor ki, yerel mahkemenin verdiği karar, BTÜ’nün Kestel’e kurulmasının önünde büyük engel.
Ayırca Karademir’in verdiği bilgiye göre, ilgili bakanlık bırakın kamulaştırma ücretini vermeyi, üniversiteye giden yol için bile ödenek çıkarmamış.
Bir de üzerine inşaat bedelini koyun, Kestel’e üniversite kurmak için devletin kasasından 100 milyonlarca lira çıkması gerekiyor.
Karademir’e ‘sizin görüşünüz nedir‘ diye sordum.
“Ben rektörüm, orası olsun burası olsun diyemem. Ama neresi olacaksa karar verilmesi gerekir” diyerek resmi görüşünü açıkladı.
Bir de ek derslikler ve yurt binaları yapılması halinde, 320 dönümlük mevcut kampus alanının yeterli olacağını ekledi.
Peki, ekonomik koşullar nedeniyle Kestel’e üniversite kurulmasının imkansız veya kısa vadede çok zor olduğunu neden hiç kimse açıklayamıyor?
Açıklayamıyor, çünkü siyasi iktidar yıllar önce Kestel’e üniversite sözü verdi.
Şimdi hiç kimsenin çıkıp da, “Yeni bir kampus alanı inşa etmek için para yok. Hem genişlemeye müsait mevcut kampus alanı bizim için çok ideal” demesi beklenebilir mi?
Yarın Karademir’in farklı konularda söyledikleriyle devam edeceğim için bugün üniversite konusuna virgül koyuyorum.
29 Ekim’de neler oldu?
CHP’de delege seçimleri kıran kırana sürüyor.
Birileri, “Partililer birbirini kırıyor, delege seçimi partiye zarar veriyor” diyebilir ancak CHP parti içi iktidar mücadelesinden beslenen bir parti.
Bakın mesela Baykal’ın genel başkan olduğu dikensiz gül bahçesi dönemini hatırlayın.
Kongreler tek adaylı yapılır, genel merkez kimi işaret ederse o seçilirdi.
Küçük olsun benim olsun anlayışla yönetilen dönemlerde, CHP’nin Bursa’daki oy oranlarına, bir de tek bir delege için partililerin birbirini yediği bu dönemdeki oy oranlarına bakın ne demek istediğim anlaşılır.
Gelelim asıl konuya.
29 Ekim Mahallesi delege seçimlerinde ilçe başkan adaylarından adaylardan Halil Murat Öztürk‘ü destekleyen Özgür Şahin-Erol Gülmez ikilisinin çıkardığı liste açık ara kazanırken, Mehmet Turan Tansal, Metin Çelik ve Şemsi Oğuz gibi isimlerin desteğini arkasına alan Fırat Yılmaz’ın listesi kaybetti.
Yani adaylardan Fırat Yılmaz kendi mahallesinden delege seçilemedi.
Farklı nedenler de sayılabilir ancak Yılmaz’ın kaybetmesinin temel nedeninin, listenin en tepesine yazılan 29 Ekim Muhtarı İsmail Keskin olduğu belirtiliyor.
Keskin sadece listenin başında yer almamış, listedeki diğer isimleri de kendisi yazmış.
Karşı listede de kaybeden iki muhtar adayı olunca, delege seçimi bir bakıma muhtarlık seçiminin rövanşına dönüşmüş.
Bir de Erol Gülmez ve Özgür Şahin ikilisi, tüm güçleriyle seçime asılınca, sonuç kaçınılmaz olmuş.
Gülmez ve Şahin ikilisinin stratejisi, Yılmaz’ı kendi mahallesinden delege seçtirmeyip, psikolojik üstünlük elde etmek.
Ancak adayları Halil Murat Öztürk’ün de delege seçilemediğini hatırlatmış olayım.
Adaylardan bir tek Erman Aydıngün delege seçilebildi.
Hasılı, Nilüfer son derece ilginç bir kongreye sahne olacak.
Öyle ki 2 güçlü adayın delege seçilemediği ve güçlerin savaşına dönüşen bir kongre sürecine tanık oluyoruz.
Yılmaz aday olacak mı?
CHP kulislerinde yanıtı en çok merak edilen, “Kendi mahallesinden delege seçilemeyen Fırat Yılmaz, ilçe başkan adaylığından çekilecek mi?” sorusuydu.
Dün konuştuğum Yılmaz, adaylıktan kesinlikle çekilmeyeceğini söyledi.
Erol Gülmez’in, mahalle dışından en az 150 kişiyi 29 Ekim’e yığdığını söyleyen Yılmaz, Gülmez ve Şahin’in ellerindeki tüm imkanlarını kendisini delege seçtirmemek için kullandığını hatırlattı.
Nilüfer kongresinde 418 delegenin oy kullanacağını hatırlatan Yılmaz, kaybettikleri 29 Ekim Mahallesi’nde sadece 15 delegenin olduğunu belirtti.
Yılmaz ayrıca adaylardan Halil Murat Öztürk’ün ve Öztürk’ü destekleyen Özgür Şahin’in de delege seçilemediğini hatırlatarak, “Evet kendi mahallemde delege seçilememem bir handikap ama bu durum kongreyi kaybedeceğim anlamına gelmez” dedi.