Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Linç heveslileri ‘evet’ oylarına hizmet ediyor

3 gündür gündemimiz Rıdvan Dilmen, Burak Yılmaz, Arda Turan ve Murat Boz oldu.

Üçü spora, biri de sanat camiasına mal olmuş 4 isim…

Bu 4 isim, daha referandum tarihi  belli olmadan, henüz iktidar partisi  sahalara inmeden ve Cumhurbaşkanı kanunu onaylamadan, evet kampanyasının öncüsü oldular.

Kaçınılmaz olarak, hayır cephesinin hedefi oldular, hakaretlere maruz kaldılar, muhalif medyanın radarına girdiler.

Haklarında sayısız kısa video çekilip internette dolaşıma sokuldu ve 10 binlerce tıklama aldı, bazı köşe yazarları idam fermanlarını imzaladı.

Önceki yazımda da ifade ettim, referandum süresince, herkesin düşüncesini özgürce ifade etmesinden yanayım.

Bu konudaki duruşum, Woltaire’ninki gibi…

Fikirlerine katılmıyorum ama düşüncelerini ifade etmen için canımı feda ederim.

Oysa biz, karşımızdaki bizim gibi düşünmüyor diye gözlerini oyma noktasına gelmişiz.

 

***

 

Ancak bu yazının asıl konusu, Türkiye Futbol Federasyonluğu Başkanlığı‘na aday olacağı için belli ki iktidara selam çakan Rıdvan Dilmen‘i, karısını dövüp, otobüs şoförüne saldırarak zaten itibarı zedelenmiş olan Burak Yılmaz‘ı ve avuç dolu para almasına rağmen futboluyla değil özel hayatıyla gündemde olan  Arda Turan’ı savunmak değil.

 

***

 

Evet’i savunanları linç edenler, sözüm sizedir.

Referandumun seyrini değiştirdiğinizin, evet oylarını yükselttiğinizin bilmem farkında mısınız?

Sessiz çoğunluğu tahrik ederek, kararsız AK Partilileri evet demeye iterek, cepheleşmeyi körüklendirerek, iktidar partisinin tabanını konsolide ederek, mağdur algısıyla muhafazakar kesimi kenetlendirerek…

 

***

Geçmiş yıllarda da hep böyle olmadı mı?

Tayyip Erdoğan’a muhtar olamaz diye manşet attılar, o Tayyip Erdoğan girdiği ilk seçimde sandıktan tulum çıkardı.

Çankaya’ya  karısı başörtülü cumhurbaşkanını çıkartmayız” diyerek  Cumhuriyet mitingleri düzenleyip, üstüne 367 garabetiyle demokratik siyasetin tüm kanallarını kapatmaya çalıştılar, birkaç ay sonra yapılan seçimde iki kişiden biri oyunu AK Parti‘ye verdi.

 

***

 

Linç korosunun başını, binlerce dolar maaşla çalışan, boğaza nazır evlerinde viskisini yudumlayarak kalem oynatan, AK Parti seçmenini bidon kafa ve göbeğini kaşıyan adam yaftalarıyla aşağılayan ve yazılarında buram buram ırkçılık kokan köşe yazarları çekiyor.

Zaten AK Parti’nin bugünlere gelmesinde onların çok ciddi katkıları var.

Anayasa değişikliği oylamasının sonuçları  da onların yaşamlarını hiç etkilemeyecek, emin olun.

Sandıktan evet veya hayır çıksın, sırça köşklerinde paşalar gibi yaşamaya devam edecekler.

 

***

 

Farkında mısınız, iktidar partisi tüm bu olanları sessizce bir kenardan izliyor.

Yazımı kaleme aldığım saatlerde, iktidar partisinden Rıdvan ve arkadaşlarını savunan şöyle dişe dokunur bir açıklama gelmedi.

Ben de iktidar partisi temsilcisi olsam, evet’i savunanlara karşı yürütülen linç kampanyasının biraz daha köpürmesini beklerim.

 

***

 

Hayırcı safta yer alan muhalefet partilerinin bu kez hata yapma lüksleri yok.

Kampanyalarını, evet diyecek kesim üzerine kurmaktan sakınarak, hatta MHP ile de kavga etmeden, başkanlık sistemiyle nasıl bir ülkede yaşanacağını en sade şekilde anlatmalılar.

Kutuplaşma, cepheleşme, horoz dövüşünü andıran kavgalar, referandum sürecine egemen olursa, sandıktan ne çıkacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok.

 

—————

 

Referandum sonucunu kan davasına dönüştürmemek

 

Keşke her siyasetçi MHP İl Başkanı Tevfik Topçu gibi olgun ve sağduyulu davransa.

Topçu, Evet de hayır da başımızın tacıdır” demiş.

Yani Topçu, referandumdan çıkan sonuç ne olursa olsun, milletin iradesine saygı duyacaklarını şimdiden ilan etmiş.

MHP’nin kurumsal olarak evet’i savunmasına ve kampanya düzenleme kararına rağmen Topçu‘nun bu açıklaması çok değerli.

Tansiyonu düşürecek, cepheleşmeleri törpüleyecek ve kutuplaşmaların önüne geceçek, sağduyulu bir söylem.

Bu söylemlerin artmasına ihtiyacımız var.

 

 

——————–

 

CHP’liler Bahçeli ile uğraşmaktan vazgeçmeli

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun, kurmaylarına, “hedefiniz MHP olmasın, Bahçeli ile kavga etmeyin” imasında bulunduğunu biliyoruz.

Rasyonel siyaset bakımından doğru bir adım atıyor Kılıçdaroğlu.

Nitekim anayasa değişikliğinin mimarı Bahçeli değil, AK Parti’dir.

CHP, referandumda kazanmak istiyorsa MHP‘lilerin desteğine ihtiyacı var.

Bu hedefe varmak için, sabah, akşam Bahçeli‘ye vurup, ayrıştırıcı bir dil kullanmak yerine, yeni sistemin en çok MHP‘nin aleyhine olacağını diplomatik bir dille anlatmalılar.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X