7 Mayıs 2011 tarihi, Bursaspor taraftarının zihninde mıh gibi çakılı durur.
Atatürk Stadyumu çevresinde dumanların yükseldiği, dakikalarca siren seslerinin eksik olmadığı, taşların havada uçuştuğu, daha sonra bu görüntülerin yaygın medya tarafından servis edilerek Bursa‘nın ve Bursaspor’un itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı tarihin adıdır 7 Mayıs.
***
Her şey dönemin Valisi Şahabettin Harput’un, “Beşiktaş taraftarı Bursa’ya gelecek, artık bu husumeti bitereceğiz” açıklamasıyla başlamıştı.
İl Spor Güvenlik Kurulu‘nun kararıyla 7 yıldır Beşiktaş taraftarı Bursa‘ya gelemiyordu.
Aslında Bursasporlular da İstanbul‘a gidemiyordu ancak 2011-2012 sezonunun ilk devresinde İstanbul‘daki yasak kalkmış ve yeşil beyazlılar İnönü Stadyuma‘na gitmişti.
Ancak, Beşiktaşlı taraftarlar o maçta 3 Bursaspor taraftarını bıçaklamıştı.
İşte bu gerginliğin üzerine Harput, Bursa‘daki maçta da taraftar yasağını kaldırmıştı.
Ve bu kararıyla olaylara davetiye çıkarmıştı, bugün Fethullahçı Terör Örgütü soruşturmasında gözaltında bulunan Harput.
Harput o dönem çok güçlü olduğu için, tüm şehir karara içten içe tepki gösteriyordu.
Sadece Bursaspor taraftarı, kesin bir dille Beşiktaşlıları maça sokmayacaklarını ilan etmişti.
***
Maç günü gelip çattığında, Atatürk Stadyumu‘nun önünde toplanan yeşil beyazlı taraftarlara polis çok sert müdahalede bulunmuştu.
Biber gazı ve coplarla dağıtılan taraftarlar, saatlerce polisle çatışmıştı.
Tabii Beşiktaş taraftarı da Orhangazi’den geri döndürülmüş, maç iptal edilmiş ve Beşiktaş kafilesi otelden bile çıkamamıştı.
***
Olaylar en çok Bursaspor taraftarını vurmuştu.
Nitekim 309 kişi yargılanmış, 110 kişi mahkemeye çıkarılmış, 56 taraftar yaklaşık 4 ay cezaevinde yatmıştı.
Yerel mahkeme, 11 yıla varan cezalara hükmetmişti.
Üstelik, bazı taraftarlara örgüt kurmak, örgüte üye olmak, kamu malına zarar vermek, görevli memura mukavemette bulunmak gibi 11 ayrı suçtan ceza verilmişti.
Dosya Yargıtay’da.
Cezalar kesinleşirse, bazı taraftarlar cezaevine girecekler.
***
Bursaspor taraftarları Mehmet Güzelsöz, Halil Emre Eken ve Enes Aydın, gazetede konuğumuz oldu.
Taraftarlar, “Bize kumpas kuruldu. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’nün bize kumpas kurduğunu anladık. Mağduruz” dediler ve özetle şunları belirttiler:
“Beşiktaş’la İstanbul’da karşılaştığımız maçta, çok garip bir şekilde Beşiktaşlı taraftarlar ellerini kollarını sallaya sallaya bizim taraftarlarımızın olduğu bölüme geçip 3 arkadaşımızı bıçakladılar. O gün, bir gariplik olduğunu hissettik ancak aklımıza FETÖ’nün kumpası hiç gelmedi. Dönemin Valisi Harput, Bursa’daki maçta Beşiktaşlı taraftarlara yasağı kaldırdığını açıkladığında karşı çıkmıştık. Çünkü, iki takım arasındaki husumet, bıçaklanma olayından sonra daha da derinleşmişti. Maç günü ortada hiçbir şey yokken, müdahale oldu taraftara. Daha sonra taraftar buna tepki göstererek, polisle çatıştı ve gözaltılar başladı.Yaklaşık 4 ay cezaevinde kaldık. Cezaevine girenlerin maddi durumu bozuldu, boşanmanın eşiğine gelenler vardı. Evimizin kirasını ödeyemedik. Bizim davamıza bakan dönemin Özel Yetkili Savcısı, bugün FETÖ soruştumasından tutuklu. İfadelerimizi aldığı sırada, ‘Sizi içeriden çıkarmayacağım’ demişti bize o savcı. Cezaevinde bize maddi yardımda bulunan kulüp yöneticilerimize inceleme başlatıldı. Merhum İbrahim Yazıcı ve yöneticilerimiz de aynı ekip tarafından gözaltına alımıştı. Kendilerine de kumpas kurulduğu için bize sahip çıkamıyorlardı. Çok zor günler geçirdik. Cezaevinden çıktıktan sonra zorluklar yaşıyoruz. Bu dava nedeniyle 11 ayrı sabıkamız olduğu için, işe giremeyen arkadaşlarımız var. Her yerde bu sabıkalar önümüze çıkıyor. 15 Temmuz’dan sonra anladık ki, bizi mağdur eden başta Şahabettin Harput olmak üzere FETÖ’dür.“
***
Taraftarların görüşleri böyle.
15 Temmuz gecesi, geçmişteki bazı davalarla ilgili soru işaretleri doğdu.
Nitekim Fethullahçı çetenin yargıdaki elemanları, çok sayıda davayı etkilemişti.
Bunlar kamuoyunda kumpas olarak bilinen, Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk gibi davalardı.
Şimdi Bursaspor taraftarı da kendilerine kumpas kurulduğunu söylüyor.
Peki neden böyle bir düşünceye sahipler?
En başta Şahabettin Harput‘tan dolayı…
Nitekim, Harput‘un yeşil beyazlı taraftarlarla yıldızı hiç barışmadı.
Ayrıca, kendilerini, manevi değerlere bağlı bir taraftar grubu olarak ifade ediyorlar.
Bu özelliklerinden dolayı FETÖ‘nün hedefinde olduklarını belirtiyorlar.
Şimdi ne yapacaklar?
Ankara’da AK Partili milletvekili ve bakanların kapısını çalmaya hazırlanıyorlar.
Ardından Yargıtay‘dan iyi haber gelirse, yani aklanırlarsa Şahabettin Harput‘tan hesap sormak için yasal yollara başvuracaklar.
15 Temmuz’un püskürtülmesinde Bursa Polisi‘nin rolü büyük
Dünkü yazımda, 15 Temmuz gecesini, tüm ayrıntılarıyla aktarmıştım.
Yazıdan sonra, çok sayıda telefon aldım.
Arayanlar, Bursa Garnizon eski Komutanı Seyfullah Saldık, Vali İzzettin Küçük, Emniyet Müdürü Selami Yıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve Cumhuriyet Başsavcısı Abdülkadir Şahin‘in, tarihi bir görev yaptıklarını söylediler ve darbecilere lanet yağdırdılar.
Gerçekten de, o gece Bursalı yetkililerin kritik hamleleri, FETÖ‘cü darbenin savuşturulmasında hayati önemdeydi.
Geceyle ilgili çok sayıda detay paylaştım ancak 2 küçük bilgiyi düzeltmek istiyorum.
O gece darbeci Albay Yurdakul Akkuş‘un Osmangazi Jandarma Komutanlığı‘nda gözaltına alınmasında, Emniyet Müdürlüğü‘ne bağlı polislerin rolü de çok büyük.
Yani Akkuş‘u gözaltına alan askerle birlikte polislerdi.
Yine darbeci Akkuş’un çantasından çıkan 30 sayfalık belgeyi Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Şahin’in, 81 ile faksladığını yazmıştım.
Evet Şahin bu belgeyi faksladı.
Ancak, bu kritik hamleyi yapan bir diğer kurum da Emniyet Müdürlüğü‘ydü.
Bu iki ek bilgiyi de paylaşmış olayım.