Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Kocayayla Türkmen Kurultayı bu yıl yapılmayacak

Dün gibi aklımızda, 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı’nda konuşan MHP liderinin erken seçimin dinamitini ateşlediği o tarihi konuşması:

1 Eylül’de Meclis toplanacak. Meclis 3 Eylül’de karar alsın, 3 Kasım’da erken seçime gidelim.

Koalisyonun diğer ortakları DSP ve ANAP liderleri, Bahçeli’nin önerisine, seçimden kaçıyorlar dedirtmemek için gönülsüz de olsa evet demişlerdi.

Oysa, Kemal Derviş’in başlattığı yapısal reformlar meyvelerini veriyor, Türkiye 2001 krizinin yaralarını hızla sarıyordu.

Ayrıca iktisadın en temel kurallarından biri olan dibe vuran ekonomilerin yükselişe geçmesinin kaçınılmaz olduğu gerçeği hayata geçmeye başlamıştı.

Ancak Bahçeli, kendi önerisiyle sadece ortaklarını değil, kendi partisini de baraj altına bırakmıştı 3 Kasım 2002 seçiminde.

Nedenini kimse tam olarak açıklayamasa da Keles Kocayayla Türkmen Kurultayı, 2002’den bu yana bir yapılıyor, bir yapılmıyor.

ozdal1-117.jpgYapılsa da Devlet Bahçeli katılmıyor.

Arşivimi taradım, en son 2011 yılında Tevfik Topçu’nun il başkanlığı döneminde yapılmış.

Bir dost meclisinde sohbetteyiz, arkadaşlardan biri, “Bahçeli Bursa’ya geliyor, Kocayayla Türkmen Kurultayı’na katılacakmış” dedi.

“Bir tarihi konuşma daha geliyor o zaman” diye şakalaştık.

Ancak bırakın Bahçeli’nin gelmesini, MHP İl Başkanlığı bu yıl da  Kocayayla Türkmen Kurultayı yapmayacakmış.

Aslında niyetine girmişler.

Hatta görüşmeleri de olmuş Keles Belediyesi ile.

Ancak temmuz ayı boyunca her hafta sonu yaylada etkinlik olduğu ve sivil toplum örgütleri çok önceden yer ayırttıkları için bu yıl da Keles Kocayayla Türkmen Kurultayı yapılmayacak.

Yani anlayacağınız MHP İl Başkanlığı biraz geç kalmış.

Ancak seneye yapmak için bugünden harekete geçmişler.

Kim bilir belki Bahçeli de gelir o zaman.

 

Parlamenter sistem geri mi geliyor?

 

ozdal2-153.jpgAK Parti kurmayları, zamanı geri alsalar parlamenter sistemi değiştirecek adımları atarlar mıydı?

Siyasetin en çok merak edilen sorularının başında geliyor bu.

Nitekim, parlamenter sistem devam etseydi oyları yüzde 40’lık bir banda yerleşen AK Parti, iktidarını sürdürecek, MHP’nin desteğine ihtiyaç duymayacak, özellikle Güneydoğu politikasında daha rahat hareket edecek ve milliyetçi-muhafazakar oyların bir bölümünü de MHP’ye kaptırmayacaktı.

Ancak yerel seçimlerde önemli metropollerin kaybı da gösterdi ki, AK Parti yeni sistemde rahat değil.

Peki ufukta parlamenter sisteme geri dönüş var mı?

Özellikle Naci Bostancı’nın sistemle ilgili revizyonların yapılacağını açıklaması üzerine konu daha da hararetlendi.

Evet bazı AK Partililer, bu konuyu kendi aralarında istişare etmiyorlar değil.

Ancak parlamenter sisteme geri dönüşün söz konusu olmadığını söyleyebilirim.

En azından AK Partililerin iradesiyle…

Nitekim yeni sistem AK Parti açısından bazı handikaplar doğursa da, önemli siyasi riskler alınarak elde edilmiş bir kazanımdan kısa zamanda vazgeçmek istemiyorlar.

Ancak revizyon için mutlaka adım atılacak.

Nitekim sistemle ilgili ciddi aksaklıklar yaşanıyor.

Misal, müsteşar ve müsteşar yardımcılığının  kaldırılması, işlerin verimli şekilde yürümesinin önünde ciddi bir engel oluşturuyormuş.

Yasaların, Yasama organıyla çıkarılması ise daha ciddi bir aksaklıkmış.

Nitekim, mevcut durumda bakanlar, alanlarını ilgilendiren yasalara müdahale ediyorlarmış.

Yani yürütmeyi direkt ilgilendiren bir konuda tasarrufun Yasama’da olması, sistemin sağlıklı yürümesi bakımından olumsuzluklar  içeriyormuş.

Bu ve buna benzer aksaklıkların ortadan kaldırılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurt dışından dönmesi bekleniyor.

O zaman konu daha çok netleşecektir.

 

Ulaşıma zam geldi

 

ozdal3-123.jpgGeçen hafta bu köşede Bursa’da toplu ulaşıma zam geleceğini yazmıştım.

UKOME‘den zam kararı çıktı.

Buna göre minibüs, taksi ve dolmuş ücretlerine önümüzdeki günlerden geçerli olmak üzere yüzde 10 zam geldi.

 

Algı siyaseti

 

Son zamanlarda bazı siyasetçilerin gerçek anlamda çalışmak yerine sosyal medya paylaşımlarıyla çalışıyor algısı yaratmak gibi bir çabaya girdiklerini gözlemliyoruz.

Mesela  yolunu bile bilmediği köye gidip,  mücadelelerine omuz vermemiş olan köylü kadınlarla iki fotoğraf çekip taban siyaseti yapıyor izlenimi uyandıranlar var.

Sorsanız, ne köyün ismini doğru, düzgün bilirler, ne de orada verilen mücadelenin ne olduğunu anlatabilirler.

Gerçek anlamda mücadele veren ve taban siyaseti yapanlar ise zaten bu işin reklamına tenezzül etmiyorlar.

Ancak birinci yol çok daha kolay…

Çünkü çalışmak, çalışıyormuş gibi yapmaktan çok daha zor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X