Kitap kurdu… Tiyatro oyunculuğu… Müzisyenlik… Şairlik… Milli Piyango satıcılığı… Adem Gerçek, hayatı ıskalamamak için, fabrika işçiliğini bırakıp sanata yönelmiş. Önce org ve akordiyon öğrenmiş ardından tiyatroya merak salmış. Çocukluğunda babasının verdiği harçlıklarla yaşıtları gibi bakkala değil kitapçıya koşmuş. 35 yıldan bu yana da Milli Piyango satarak geçimini sağlayan Adem Gerçek, meyhanelerde akordiyon çalıp, şarkı söyleyerek ekmeğini taştan çıkartıyor.
Sanat ve kitaplarla geçen örnek yaşamının kapılarını açan Adem Gerçek, “Yiyip, içmekle yaşayabilirsiniz ancak kitap okumazsanız, sıradan bir insan olursunuz. Kitap, insan olmanın onurudur” diyerek, hayatı yorumlamanın kitap okumaktan geçtiğini söylüyor.
Pazar Söyleşisi’ne konuk olan piyango satıcısı Adem Gerçek‘le, bir kitap deposunda söyleşi yaptık.
Yaklaşık 3 bin kitabını sakladığı deposunda keyifli bir söyleşi yaptığımız Gerçek’le, kitaplarından, tiyatrocu yönüne, müzisyenliğinden Oktay Akbal‘la olan dostluğuna, şairliğinden piyango satıcılığına kadar her şeyi konuştuk.
Kendinizi tanıtır mısınız? Adem Gerçek kimdir?
Adem Gerçek- 1951 Gürsu doğumluyum. Evliyim ve iki kız çocuğum var. Gençliğimde fabrikalarda çalıştım. Daha sonra sanata yöneldim. Tiyatroda oynadım, okullarda tiyatro çalışması yaptırdım öğrencilere. Org ve akordiyon çalmasını öğrendim. Düğün salonlarında çaldım. Şiirler yazıyorum. 35 yıldır da milli piyango satıp, geçimimi sağlıyorum.
“ÖRGÜ MAKİNESİNİ SATIP MÜZİSYEN OLDUM”
Müzisyenliğe nasıl geçtiniz?
Adem Gerçek -Askere gitmeden önce, Gürsu‘da bir boyahanede çalışıyordum. Daha sonra tornacıda çalıştım. Ve son olarak büyük bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başladım. Ancak bu işler özgürlüğümü kısıtlıyordu. Askere gidip, geldim. Ağabeyim bir örgü makinesi almıştı bana. Ev küçük olduğu için hanım satmamı istedi. Yoksa paslanacaktı. Eski Garaj’ın olduğu yerde ikinci el pazarına gittim. Satmak yerine bir orgla değiştirdim örgü makinesini. Hanım evde para beklerken, ben eve müzik aletiyle geri döndüm. Amacım, org çalmak değil örgü makinesini elden çıkarmaktı. Ancak özel hocadan ders alıp çalmayı da öğrendim. Daha sonra düğün salonlarında çalıp para kazandım. Ardından akordiyon çalmayı öğrendim. Şimdi hem org hem de akordiyon çalıyorum. Akordiyonu, piyango satarken meyhanelerde çalıyorum.
“KİTAP İNSANIN ONURUDUR”
Gelelim kitap okumanıza. Kitap sizin içn bir sevda diyebiliriz. Ne zamandan beri okuyorsunuz, kaç kitabınız var?
Adem Gerçek – Yaklaşık 3 bin kitabım var. Kitaplarımı kiraladığım bir depoda saklıyorum. Bu depo benim için bir saray. Bazen arkadaşlar aradığında kültür merkezindeyim diyorum. Kitaplarımın bulunduğu depo, aslında bir kültür merkezi benim için.
Tüm kitaplarınızı okudunuz mu?
Adem Gerçek- Çoğunu okudum tabii. Kitap okumayı çok severim. Çocukluğumda babamın verdiği 25 kuruşluk harçlıkla gidip kitap alıyordum.
Kitap sizin için ne anlam ifade ediyor?
Adem Gerçek- Yiyip, içmekle yaşayabilirsiniz ancak kitap okumazsanız, sıradan bir insan olursunuz. Kitap, insan olmanın onurudur.
Gençlere kitap konusunda ne tavsiye edersiniz?
Adem Gerçek- Okuyacaklar. Bu iş bir yürek işidir. Okuyup, kitabı özümseyecekler. Önce aileden geliyor kitap okuma bilinci. Yani önce aileden edinilecek kitap okuma alışkanlığı. Gençlerin kitap okuması için çalışmalarım var. Onlar için okuma dosyaları yapıyorum.
“OKTAY AKBAL’IN DOSTUYDUM”
Kısa zaman önce kaybettiğimiz edebiyatçı, yazar ve gazeteci Oktay Akbal’la arkadaşlığınız nereden geliyor?
Adem Gerçek- Birgün ağabeyim, “Adem bak, Oktay Akbal bugün ne yazmış” dedi. O gün Oktay Akbal, “Kitaplar, kitaplar, yaklaşmak zor kitaplar” diye bir yazı kaleme almıştı. Çok ilgimi çekti ve o yazıyı hala saklarım. Daha sonra Oktay Akbal‘ın denemelerini okudum, felsefeye merak saldım. Oktay Akbal’la bir gün tanışmak istedim ve aradım kendisini. Beni ilk önceleri, “Ne arayıp duruyorsun” diye terslemişti. Ancak kendisiyle tanışmak istediğimi söyleyince davet etti gazetesine. Nadir Nadi‘yle İlhan Selçuk‘la tanıştırdı. 1980’den sonra girdiği Sağmalcılar Cezaevi‘nde kendisini ziyaret ettim ve o günden sonra dostluğumuz daha da ilerledi.
Oktay Akbal bazı makalelerinde sizden bahsetmişti
Adem Gerçek- Evet iki yazısında benden söz etti. Diğer Cumhuriyet gazetesi yazarı Müşerref Hekimoğlu da bahsetmişti benden.
“AKŞAMCILAR BENİ TANIR”
Bir de meyhanalerde akordiyon çalışıyorsunuz. Bu yönünüzden de söz eder misiniz?
Adem Gerçek- Geçimimi sağlamak için piyango bileti satıyorum. Ama bazı aylarda piyango bileti, bazı aylarda da kazı kazan satıyorum. Meyhanelerde akordiyon da çalıyorum geceleri. Artık beni tanıyor akşamcılar.
Bir de tiyatrocu yönünüz var. Bu nasıl anlatır mısınız?
Beni tiyatroya, ünlü tiyatrocu merhum Yalın Tolga teşvik etmiştir. O istedi benim tiyatro oynamamı. Tiyatroda figüranlık yaptım. Daha sonra okullarda çocuklara tiyatro çalıştırdım. Başta Davutkadı Eşref Evcil İlkokulu olmak üzere okullarda tiyatro konusunda öğrencileri teşvik ettim.
10 PARMAĞINDA 10 MARİFET
Tiyaro, müzisyenlik, edebiyat, kitap derken, 10 parmağınızda 10 marifet varmış. Başka bir hüneriniz var mı?
Bunlar dışında şiir de yazıyorum. Atatürk şiirleri ve aşk şiirleri. Bir Atatürk şiirimi, Cumhuriyet yazarı Müşerref Hekimoğlu, köşesinde yayınlamıştı. Atatürk‘ü anlattğım şiirimde, Atatürk’ü seven, Atatürkçü insanları, Türkiye‘nin ışığı olarak anlattım.
Son olarak ailenizi tanıyalım
Evliyim. İki kızım da sanatın içinde. Büyük kızım piyano öğretmeni. Diğer kızım Mimar Sinan Üniversitesi’nden mezun oldu. Balerindir kendisi. Bale öğretmenliği yapıyor. İki kızım da öğretmen yani.