“100 lira yatırın, 25 lira da biz verelim” sloganıyla.

Kuşkusuz, gelişmiş ülkelerin toplumlarıyla bizim toplumun tasarruf oranı arasında uçurum var.

Türkiye`de tasarruf oranları milli gelirin yaklaşık yüzde 12`sini oluşturuyor ki bu oran, ekonomileri  gelişmiş ülkelerin tasarruf oranlarının bir hayli altında.

Yani hükümetin, tasarrufları teşvik etmek için bu yola girmesi son derece doğru bir hamle…

Zaten sistem de uzun vadeli tasarrufu özendiriyor.

Ancak uzun vadeli planı olmayanlar için bu sistem, kelime oyunlarıyla birçok insanı ters köşe yapabilir.

***

Mesela, hayatınızda olağanüstü bir durum gelişti ve 1 yıl sonra paranızı çekmek istiyorsunuz.

Bu durumda, 1 kuruş devlet katkısı alamayacağınız gibi, yatırdığınız ana para da hatırı sayılır oranda kesintiye uğruyor.

Yani Dimyat`a pirince giderken eldeki bulgurdan olabilirsiniz.

Yüzde 25`lik devlet katkısını da koşullar oluştuktan sonra alabiliyorsunuz.

56 yaşını doldurmanız şart…

***

Minimum düzeyde katkı payı almanız için de en az 3 yıl beklemeniz gerekiyor.

3 yıl sonra, yüzde 25`lik katkı payının sadece yüzde 15`ini alabilirsiniz.

Yani 10 bin lira  yatırdınız diyelim, 3 yıl sonunda sadece 375 lira katkı payı alabiliyorsunuz.

Enflasyonist bir ortamda paranız eriyip gidebilir.

6 yılda  katkı payının yüzde 35`ine, 10 yılda yüzde 60`ına hak kazanıyorsunuz.

Bu durumda, yüzde 25`lik katkı payı hayal gibi görünüyor eğer 56 yaşına kadar sabredemezseniz.

***

Bir de yatırdığınız para, borsa gibi çeşitli finans enstürmanıyla değerlendirilmeye çalışılıyor.

Ancak, burda da çok ciddi bir riski göze almanız gerekiyor.

Borsa gümlerse paranız da gümlüyor.

***

Şimdi bu bilgileri teyit bir uzmanın söylediklerine kulak verelim.

Ali Tezel:

“Katılımcılarca bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı paylarının yüzde 25’ine karşılık gelen tutar, devlet katkısı olarak hesaplanacak. Ancak devlet katkısının da bir üst sınırı var yani her 100 liraya 25 lirayı bir kenara yazmıyorlar. Örneğin bir katılımcı için 2013 yılında devlet katkısı eklenecek maksimum rakam 12 bin lira olabilecek. Yani 2013 yılında devlet katkısı bakımından en ekonomik rakam 12 bin lira olacak. Devlet katkısı, katkı payı ödemelerinden ayrı olarak takip edilecek ve Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenen yatırım araçlarında yatırıma yönlendirilecek”

***

Tezel ayrıca bu sistemin asla emeklilik getirmeyeceğini de şu sözlerle dile getiriyor:

”Bireysel emeklilik sistemini, adına bakarak SGK’nın sağladığı emeklilik hakkıyla karıştırmamak gerekiyor. Zira burada en az 10 yıl sistemde kalıp 56 yaşını doldurmuş olarak emeklilik hakkını kazanmakla devlet katkısı ve kendi katkı paylarının nemalanmış birikimlerini bir defada veya azami 10 yıla yayarak alma hakkı arasında bir tercih kullanılabiliyor; sadece bu 10 yılın sonunda tabiri caizse “deniz bitiyor”. BES, sizin ödediğiniz parayı sizin istediğiniz taksitlerle size geri veren bir sistem ve ASLA EMEKLİ ETMEZ. Biriken bitince size güle güle derler.”

Sonuç: Sisteme girerken, ince eleyip sık dokuyun. Ve kısa vadeli plan yaptıysanız mutlaka koşulları çok iyi inceleyin.

 

Nilüfer`e geçmiş olsun

 

Bursa Büyükşehir Belediyesi`nden geçtiği için Atatürk Kent Ormanı resmen Büyükşehir Belediyesi`nin…

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, ormanı Büyükşehir Belediyesi`ne tahsis etmesine rağmen, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, tahsisin gerçekleşmeyeceğine dair inancını koruyordu.

Başkan Altepe`yse, bu işe ilgisiz bir görüntü sergileyerek, stratejik davranıyordu.

Şimdi Bozbey, “Orman bizim hakkımız, yasal yollara başvuracağız” filan diyor ama iş işten geçti.

Geçmiş aylarda Nilüfer`de ciddi bir kamuoyu oluşturulsaydı orman Nilüfer Belediyesi`nde kalabilirdi.