Yıllar önce Venedik‘e gidiyoruz bir inceleme gezisi için.
Kente vardığımızda araca yaklaşan görevlinin, ayakbastı parası istemesi dün gibi aklımda.
Adamlar sadece kentlerine geldiğimiz için bizden para aldılar.
Sadece Venedik’ten mi dünyanın parasını kazanıyor İtalyanlar?
Hayır elbette.
Kent merkezindeki baş döndürücü katedralleriyle modanın başkenti Milano, 100 binlerin akın ettiği Aşk Çeşmesi ve Vatikan’ıyla ünlü Roma da ‘bir kent nasıl turizmden gelir elde eder?’ sorusunun en güzel yanıtı.
Turizm bir motivasyon, organizasyon ve vizyon işi…
Sadece tarihi değerlere, doğal güzelliklere ve kültürel mirasa sahip olmanız yetmez.
İşte İtalyanlar, Yunanlar, Fransızlar, İngilizler ve hatta Bulgarlar, bizden daha çok turistik değere sahip olmamalarına rağmen çoğu bizden katbekat gelir sağlıyorlar bu sektörden.
Ben Bursa’nın da sahip olduğu doğal güzellikleri ve turistik değerleri yeterince gelire çeviremediğini düşünüyorum.
Bakın önceki gün Bursa’ya Keşan’dan ziyaretçiler geldi.
Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, belediye meclis üyeleri, akademisyenler ve İzzetiye Mahallesi kadınlarını da yanına alarak, Bursa’ya bir günlük inceleme gezisi yaptılar.
Önce Unesco Dünya Mirası Listesi’nde olan Cumalıkızık‘a gittiler, ardından Saitabat’a, oradan da Osmangazi’deki Panaroma 1326 Fetih Müzesi’ne geçtiler.
Keşan’daki İzzetiye Mahallesi’ni bir turizm köyüne dönüştürmek için Bursa’ya gelen Başkan Helvacıoğlu bakın ne demiş Cumalıkızık için:
“Bu köyümüzde her ev işletme olmuş, her hane kendi başına bir satış noktası olmuş, ev ürünleri, el ürünleri bunların hepsi mevcut. Köyü markalaştırmışlar, bu markalaştırma sayesinde hem turizme hem ev ekonomisine katkı sağlanıyor. Biz de bu örnek köyü İzzetiyeli kadınlarımızla görmek istedik. Faydalı bir gezi oldu, inşallah İzzetiye Mahallemizi aynı şekilde turizm köyü yaparız. Hem Saros’a giden köyün yolu hem de Çanakkale yolu oradan geçiyor. Köy hareketli bir yol kenarında bulunuyor. Yani İzzetiye Mahallesi bu iş için biçilmiş kaftan. Bozulmamış bir yapısı var. Bahçesinde tavukları, inekleri olan bir mahallemiz. O nedenle burayı turizme kazandırmak istiyoruz. Ben paydaş kurumlara ve katılan kadınlarımıza teşekkür ederim. Onlar da bize inandı, bugün bizimle oldular.”
Evet Keşan Belediye Başkanı, işe inanmakla başlamış.
Ardından organizasyon yapmak için Bursalara kadar gelmiş.
Ve işin uzmanları ile köylü kadınları motive etmesini bilmiş.
Bursa’nın da yeni Cumalıkızıklara sahip olmaması için hiçbir neden yok.
Yeter ki inanalım, vizyonumuzu geniş tutalım, çalışalım ve motive olalım.
Keşanlı Ali Destanı
Bursa Devlet Tiyatrosu, kelimenin tam anlamıyla bir fenomen oyunla perde dedi.
Keşanlı Ali Destanı…
1964 yılında dünya prömiyerini yapan oyun, yarım asrı devirmesine rağmen, yüzlerce kez sahnelendi Türkiye’nin dört bir yanında ve dünyada.
Keşanlı Ali Destanı’nı ilk kez 1990’larda TRT’de izlediğimi hatırlıyorum.
‘Morgol gömlek giyerdi/gümüş köstek takardı/hafif şehla bakardı/yaktı mı kalpten yakardı’ diye başlayan şarkı yıllar geçmesine rağmen hafızamdan silinmemiş.
Bir de Keşanlı Ali’nin giydiği o beyaz, saf ipekten imal edilmiş morgol gömleği, siyah yeleği ve köstekli saati unutmamışım.
1960’larda çok ender bulunan, özel olarak Bursa’dan getirtilen, saf ipek kumaştan yapılan değerli bir gömlek morgol.
Halil Balkanlar’ın canlandırdığı Keşanlı Ali’nin üzerindeki yine o morgol gömlek miydi, morgol gömlek hala üretiliyor mu acaba?
Oyunu izlerken birçokları gibi benim ruhumda da nostalji rüzgarları esti durdu.
Müziklerle geçmişi yad ettim, kah güldüren kah duygulandıran sahnelerle de çocukluğuma gittim.
Keşanlı Ali, toplumun tiyatro sahnesindeki izdüşümü aslında.
Sahte efsanelerle mitleştirdiğimiz kişiler hala dolaşıyor aramızda, küçücük çıkarlarımızla yazdığımız destanları yaşatıyoruz bugün de.
Bursa Devlet Tiyatrosu, sıkı bir oyunla perdelerini açtı.
Müziklerin son derece başarılı, kareografilerin göz kamaştırıcı, oyuncu kalitesi ve performansının zengin olduğu bu müzikal oyun, öyle sanıyorum ki uzun yıllar sahnede kalacaktır.
Tabii kapalı gişe oynayacağına kuşku yok.
Sahnede iki müdür, izleyiciler arasında bir belediye başkanı
Bursa Devlet Tiyatrosu’nun sezon açılışına protokol yine ilgi göstermemişti.
Bu yıl da ne vali, ne belediye başkanları gelmişti.
Bizim belediye başkanları yoktu ama Keşan’dan bir misafir belediye başkanı salondaydı.
Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu ve Keşanlı 28 kadın, yüzlerce kilometre kat edip yörelerini temsil eden Keşanlı Ali Destanı’nı izlemek için salondaki yerlerini almıştı.
Oyunda güzel bir detay da vardı.
Bursa Devlet Tiyatrosu Müdürü Arzu Tan Bayraktutan ve Bursa Devlet Tiyatrosu’nun geçmiş dönem müdürü ve aynı zamanda oyunun yönetmeni Bora Özkula sahnedeydi.
Tiyatro oyunculuğu böyle bir şey olsa gerek.
Sahne tozunu bir kere yuttuysanız, ne idareci olmanız, ne de emekli olmanız sizi seyircinizden koparmıyor.
O listede Nilüfer de var
Türkiye genelinde yılın 8 ayında en çok konut satılan ilçeler belli olmuş.
İlk sırada İstanbul’un Esenyurt ilçesi yer almış.
Türkiye’nin en kalabalık kentinin ilçesinin listenin başında olması doğal.
6. sırada ise Nilüfer var.
Tüm ekonomik olumsuzluklara ve yüksek faizli konut kredisine rağmen 8 ayda Nilüfer’de 8 bin 535 konut satılmış.
Bu veri, Nilüfer’in sadece Bursa’nın değil Türkiye’nin de en cazip ilçelerinden biri olduğunu gösteriyor.