Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Kentin batısına uluslararası düzeyde dev konut projesi ve yaşam merkezi geliyor

Köşe Yazısını Dinle

Ülkemizin en büyük gıda firmalarından Penguen’in İzmir Yolu’ndaki tesisi taşınıyor yerine yepyeni bir bir proje geliyor. Akfen Holding ve Penguen Holding ortaklığıyla 226 dönüm arazi üzerine yüksecek proje Bursa’nın en büyük yaşam merkezi ve konut projesi olacak. Projenin detaylarını Penguen Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Turhan Gençoğlu açıkladı.

Gençoğlu, “Dünyada birçok ödül almış EVA  Gayrimenkul ile anlaşma yaptık. Bursa’nın ve bölgenin ihtiyaçlarını değerlendirerek uluslararası düzeyde bir proje yapmak istiyoruz. Hasılat paylaşımı şeklinde olacak bu yatırımdan hem biz aile olarak hem de arazinin yüzde 65’ine sahip olan Penguen yatırımcısı faydalanacak. Dünya çapında bir yaşam merkezi projesini Akfen ile beraber geliştirmek için adımımızı attık, anlaşmamızı imzaladık” dedi.

———————-

Pazartesi Söyleşileri’ne konuk olan Penguen Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Turhan Gençoğlu, önemli açıklamalar yaptı.

Bulgaristan seçimleriyle ilgili değerlendirmeler yapan Gençoğlu, soydaşların sorunları ve BAL-GÖÇ’te yaşananlarla ilgili görüşlerini paylaştı.

Son güncel ekonomik gelişmeleri de yorumlayan Gençoğlu, Penguen ve Akfen Holding ortaklığıyla hayata geçecek büyük projenin detaylarını aktardı.

“HAK VE ÖZGÜRLÜK HAREKETİ BÜYÜK BAŞARI ELDE ETTİ”

Bulgaristan seçimleriyle söyleşimize başlayalım. Son seçimde Hak ve Özgürlükler Hareketi oyların yüzde 13’ünü alarak 34 milletvekili çıkardı. Bu  sonucu nasıl okumalıyız?

Öncelikle Bulgaristan seçimlerinde ciddi şekilde oylarını artıran Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin çok büyük başarı elde ettiğini düşünüyorum. Ayrıca Bulgaristan’daki birçok kardeşimiz ekonomik sıkıntılardan dolayı Avrupa ülkelerine çalışmaya gittiği için hedeflenen oyun altında kalındı.  Bizler   kırgınlıkları geride bırakarak, tabanda birleşme sağlamamızla, bölünmeden de hareket ederek çok güzel netice aldık.

Seçimlerin ardından Bulgaristan’da 4 partili koalisyona  HÖH alınmadı. Bu karar sürpriz mi sizin için?

Oyları ciddi şekilde artan ve 3. büyük parti konumuna gelen Hak ve Özgürlükler Haraketi’nin  Bulgaristan’ı yönetecek koalisyona ortak olmasını çok isterdim. Bunu aldıkları  oylarla da hak ettiler. Şu anda koalisyonu kuran partiler daha önce yapmış olduğu açıklamalarda Hak ve Özgürlükler Hareketi’ni koalisyona almayacaklarını özellikle belirtmişlerdi. Zannederim seçim öncesi vermiş oldukları talihsiz beyanatlardan dolayı koalisyona almadılar.

“KOALİSYONUN GELECEĞİNİ GÖRMÜYORUM”

Koalisyonun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Ben bu koalisyonun geleceğinin çok uzun olduğunu düşünmüyorum. Zira tüzükleri birbirine zıt partiler  koalisyon kurdular. Bulgaristan’da kurulacak olan hükümetlerde Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin olması gerekir. Zira Bulgaristan’daki kardeşlerimiz her zaman  örnek bir Bulgaristan vatandaşı olmuştur. Bulgaristan tarihine kara leke olarak geçen ve bugünkü jenerasyonun atalarının yaptıklarından utanç duyduğuna emin olduğumuz asimilasyon ile zorunlu göçe maruz kalmış kişilerin ve temsilcilerinin ülke  yönetimine ortak olmaları demokratikleşme sürecinde çok büyük adımlar atmış Bulgaristan açısından çok önemlidir.

Türkiye ve Bulgaristan’da 350 bin soydaş, çifte vatandaş statüsünde. Ancak son seçimde 150 bini oy kullandı. Bulgaristan vatandaşı Türklerin daha fazla sandığa gitmesi, seçimlerin kaderini değiştirebilir. Daha fazla soydaşın oy kullanmaması, bir organizasyon eksikliğinden mi kaynaklanıyor? Bu sorun nasıl giderilir?

350 bin civarında oy kullanma hakkına sahip çifte vatandaş olduğunu tahmin ediyoruz. Bunların 150 binin oy kullandığını görmek de güzel bir sonuç. Ayrıca işadamlarımızın katkılarıyla ve kendi imkânlarıyla  çifte vatandaş olan çok sayıda kardeşimiz Bulgaristan’a gidip,  doğup büyüdükleri yörelerde oy kullandı. Seçimlere biraz daha fazla çalışmayla katılımın yükselebileceğini  düşünüyorum. Bu konuda Bursa, Türkiye’de örnek  şehir oldu. Gerçekten bu ve buna benzer çalışmalar diğer illerimizde de olursa  katılım daha da artar. Diğer illerimizin bazılarında maalesef çeşitli sebeplerle aynı katılım sağlanamadı. Kesinlikle şuna inanıyorum ki,  daha erken başlanacak çalışmalarla ve kırgınlıkların da giderilerek bütünleşmenin sağlandığı ortamda soydaşlarımız önümüzdeki seçimlerde de gereken ilgiyi göstermeye devam edeceklerdir. Bu yalnızca Türkiye’de yaşayan kardeşlerimiz için değil, Avrupa’nın bir çok ilindeki çifte vatandaş kardeşlerimiz için de geçerli.

“ASİMİLASYON POLİTİKASI SÜRÜYOR”

Bulgaristan Türklerinin sorunlarıyla devam edelim.

Kardeşlerimizin sorunlarının bazıları maalesef hâlâ devam ediyor. Parçalanmış aile oldukça, bu sorunlar  devam edecektir. Bugüne kadar devlet büyüklerimizin delâletiyle bir çok sorunumuzun üstesinden geldik. İnşallah gelmeye devam edeceğiz. Yurtdışı hizmet borçlanmaları, askerlik borçlanmaları, yaşam belgeleri, genel sağlık sigortaları, isim denklik belgeleri, nüfus kağıdı örnekleri gibi birçok sorun var. Bulgaristan’da Türkçe eğitimin yabancı seçmeli dil olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla Türkçe eğitimin serbest bırakılması, din vakıflarının iadesi, seçme seçilme haklarındaki kısıtlamaların kaldırılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dostumuz, komşumuz Bulgaristan’dan bazen kulağımıza bizleri üzen söylentiler geliyor. Diyorlarmış ki, Türkiye’ye göç eden kişilere oy kullanmada kısıtlamalar getirelim, bizim işlerimize niye çok karışıyorlar. Bunun karışma ile alakası yok. Bu kardeşlerimiz dünyada eşi benzeri görülmemiş bir asimilasyon politikası ile yaşadıkları topraklardan kopartılarak yoğun göçe zorlandılar. Hala bir kısmı Bulgaristan’da, bir kısmı da burada yaşıyor. Onların da en az Bulgarlar kadar hakkı var. Bu yüzden bulundukları ülkelerde hiçbir engel ve kısıtlamaya tabi olmaksızın hür iradeleri ile seçme ve seçilme haklarına sahip olmaları gerekir. Bazen demokratik hakların kullanılmasının engellenmeye çalışıldığını üzülerek gözlemliyoruz. Mesela Kiril alfabesi ile oy kullanma, bazı sandıkların bilgisayarla yapılması, yeteri kadar sandık açılmaması gibi sorunların olduğunu ve bunların ciddi engeller olduğunu biliyoruz. Ben inanıyorum ki bu tür engeller zamanla ortadan kalkacaktır. Aksi halde bu konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahil uluslararası kamuoyuna taşımakta tereddüt etmeyeceğiz.

Bulgaristan’da Türklere yönelik asimilasyon politikasının bittiğini söyleyebilir miyiz?

Bizleri Jivkov zamanda silahla asimile etmeye çalıştılar, başaramadılar. Akabinde bizleri ekonomik olarak asimile etmeye çalıştılar. Şimdi de politik olarak asimile etmeye çalışıyorlar. Maalesef bu anlayışın hala bitmediğini görüyoruz. Ama ben şunu özellikle belirtmek istiyorum ki bizler asimile olmadık ve olmayacağız. Bunu herkes bilmeli.

“MÜLTECİLERLE SOYDAŞLARI KIYASLAMAK BÜYÜK HAKSIZLIK”

Türkiye’de mülteci sorunu gündeme geldiğinde, ülkemizdeki Suriyeli göçmenlerle, Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımızı kıyaslayanlar çıkabiliyor. Bu kıyaslamayı sağlıklı buluyor musunuz?

Türkiye’de mülteci sorunu gündeme geldiğinde ülkemizdeki Suriye göçmenlerle Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımızı kıyaslamanın son derece haksız ve sağlıksız olduğunu düşünüyorum. Zira Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç eden kardeşlerimiz özbeöz Konya Karaman’dan Balkanlara göç etmiş Türkler olup, Suriye’den gelenler gibi Arap değillerdir. Dolayısıyla bu konu hakkında kıyaslama yapmanın bile son derecece yanlış olduğunu düşünüyorum.

Bursa’da kaç Bulgaristan göçmeni yaşıyor?

Bursa’da resmi kayıtlara göre 500 bin civarında Balkan doğumlu nüfus olduğu belirtiliyor. Balkan göçmenlerinin üçer kişi olduğunu düşünürsek Bursa’da  en az 1,5 milyon  civarında bir nüfus var. Balkan göçmenlerinin en az yüzde  90’ının Bulgaristan göçmeni olduğunu hepimiz yakından biliyoruz.

“BAL-GÖÇ’Ü YIPRATANLAR HESAP VERECEK”

Merhum babanız Mümin Gençoğlu’nun kurduğu BAL-GÖÇ, tarihinde ilk kez böylesine tartışmalı bir süreç geçiriyor.  Öyle ki BAL-GÖÇ, ‘naylon üye’ tartışmalarının gölgesinde genel kurula bile gidemiyor. BAL-GÖÇ’te yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bugün BAL-GÖÇ tarihinde ilk defa yaşanan tartışmalı süreci, gerçekten büyük bir üzüntüyle takip ediyorum. Yüksel Özkan kardeşimizin milletvekili seçilmesinden sonra doğan boşlukta maalesef yönetimde ayrılıklar ortaya çıktı ve bu ayrılıklar sonucunda da hepimizin görmüş olduğu üzücü bir süreç yaşadık. Yönetim kurulundaki kişilerin bilgisi olmadan, onların başka amaçla atmış oldukları kararın üzerindeki boşlukları fırsat bilerek şaibeli veya naylon üye yapmak son derece yakışıksız. Özellikle üç adayın olduğu tahmin edilen bir seçim arifesinde böyle bir hareketin camiamıza yakışmadığını düşünüyorum. Bu harekete vesile olanların hepsini kınıyorum. BAL-GÖÇ kamuya mal olmuş dünya çapında bir markadır. Kesinlikle küçük hesaplarla yıpratılmaması gerekmektedir. Ayrıca hiç kimsenin BAL-GÖÇ’ün ismini ve bulunduğu konumu kullanarak maddi çıkarlar sağlamak konusunda bir düşünce içerisinde olmaması gerekir. Bunu yapanların hepsi kesinlikle ve kesinlikle gerekli dersi alacaktır ve bunun hesabını vereceklerdir.

BAL-GÖÇ yönetimlerinin, siyasi kariyer hesaplarına alet edildiği yönündeki eleştiriler hakkında neler söylersiniz?

BAL-GÖÇ yönetimine girecek kişilerin siyasi hesaplar yaparak buraya gelmemeleri gerekir. Bana zamanında partilerin tamamına yakını gerek Ankara’da  gerek Bursa’da önemli görevler verme konusunda teveccüh gösterdiler. Ama ben bu teklifleri BAL-GÖÇ’ün içinde  kalarak kardeşlerimizin sorunlarını çözmek adına ve tüm siyasi partilere eşit kalabilmek için kabul etmedim. BAL-GÖÇ  yönetiminde veya başkan olan  kardeşlerimizin  seçim zamanı geldiği zaman bir partiden aday olarak bizleri de temsil etmeleri  onur kaynağı olur. Ama hiçbir zaman bu amaç için BAL-GÖÇ basamak olarak kullanılmamalı.

“KUR, ENFLASYON ORANINDA ARTMALI”

Biraz da ekonomi konuşalım. Sadece Bursa’nın değil Türkiye’nin de en büyük gıda firmalarından birinin sahibisiniz. Penguen aynı zamanda önemli bir ihracat firması. Döviz kurlarındaki oynaklık ihracatçıları nasıl etkiliyor?

Türkiye’nin önde gıda firmalarından bir tanesi olmak bizim için çok büyük bir onur.  Döviz kurlarındaki oynaklık gerçekten bizler için çok büyük sorun. Uzun zamandır uygulanmakta olan düşük kur politikası bizim gibi ithal girdisi sıfır olan sanayicileri çok negatif  şekilde etkiliyordu. Dolayısıyla şu anda kurun olması gereken yerlere yaklaştığını düşünüyorum. Bizim istediğimiz kurun her yıl enflasyon oranında artması ve önümüzü görerek ona göre ihracat bağlantılarını yapmamızdır. Bizim 10 bin civarında kayıtlı çiftçimiz var. Çalışanlarıyla birlikte  100 bin kişiye yakın kişinin geçimini sağlayan bir sektör temsilcisiyiz. Bizler çiftçilerimiz ile  her zaman sözleşme yapıyoruz ve ürünlerimizin ihracat bağlantısını sezon öncesi yapıyoruz. Dolayısıyla kurlardaki oynaklık bizleri son derece olumsuz etkiliyor. Umuyoruz ve inanıyoruz ki önümüzdeki süreçte artık  kurlarda oynaklık olmaz ve önümüzü görerek dış satımı artırarak gerçekleştiririz.

“TARIMDA LİDER ÜLKE OLABİLİRİZ”

Pandemi dönemindeki kısıtlamaların kalkmasıyla  arz ve talep dengesi bozuldu. Bu da fiyatlara yansıdı. Bir sonraki aşamada gıda tedariğinde sorunlar yaşanacağını öngörüyor musunuz?

Pandemi döneminde tüm dünyada arz, talep dengesi bozuldu. Bu da bütün emtia fiyatlarına  yansıdı. Ürettiğimiz ürünlerin yanı sıra, gerek konservede kullandığımız teneke, gerek kavanoz, gerek enerji fiyatları çok anormal bir şekilde arttı. Gıda tedariği konusunda ülkemiz önemli bir tarım ülkesi olduğu için gıdada herhangi bir sorun yaşayacağımıza inanmıyorum. Cenabı Allah bize dünyanın en  bereketli  topraklarını vermiş. Bunu en güzel şekilde işleyip üretmemiz, verimli ve bilinçli kullanmamız gerekiyor. Dolayısıyla inşallah hava şartlarında da çok önemli bir aksilik olmazsa,  gıda tedariğindeki sorunların ülkemize pozitif olarak yansıyacağını düşünüyorum. Mesela biz tarihimizde ilk defa milyonlarca teneke bezelye ihracat bağlantısı yaptık. Bu daha önce hiç gerçekleşmemiş bir gelişmeydi. Türkiye daha önceleri bezelye ithal ediyordu. Bugün ise ihraç eder konuma geldi. Aynı durum mısır için de geçerli. Türkiye’de girdilerimiz dövize paralel giderse ben kesinlikle ve kesinlikle Türkiye’nin tarımda lider ülke ve Avrupa’nın en büyük tedarikçilerinden biri  olacağını düşünüyorum

“GÜNLÜK 500 BİN KONSERVE ÜRETTİK”

Penguen için 2021 yılı nasıl geçti?

2001 yılı Penguen için çok şükür çok iyi geçti. Dövizin istediğimiz yerlere gelmesi ile beraber ihracatta çok büyük başarı elde ettik ve önceki sezonun çok üzerinde ihracat bağlantıları yaptık. Günlük konserve üretimimizin 500 bin  adedin üzerine çıktığı günler oldu.

PENGUEN TAŞINIYOR YERİNE YAŞAM MERKEZİ GELİYOR

Yeni yatırım planlarınız var mı? Son olarak hedeflerinizden söz ederek söyleşimizi noktalayalım.

Pandemi ile beraber dünyada ihracata dayalı talepler arttı ve dolayısıyla bundan dolayı kapasitemizi  ciddi oranda artırmayı düşünüyoruz. Kapasitemizi büyütmek için bütçelerimizi yaptık. Yurtdışı  talepleri değerlendirebilmek için  büyüme ile ilgili bütün çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz ve kısmetse yaklaşan sezona büyüyerek gireceğiz. Artan talebi göz önüne alarak hammaddeye daha yakın olmak ve girdi maliyetlerimizi aşağı çekmek istiyoruz. Bu yüzden şu anda bulunduğumuz mevcut tesisimizi daha uygun bir yere taşımak istiyoruz. Ayrıca yeni tesisimizde kendi elektriğimizi kendimiz üretmek istiyoruz. Malumunuz, Penguen’in bulunduğu yer Bursa’nın en önemli ve batıdaki en büyük arazilerinden bir tanesi. Burada Penguen’in sahip olduğu 142 dönüm ve   Gençoğlu ailesinin sahip olduğu 84 dönüm olmak üzere toplamda 226 dönüm arazi üzerinde konut, ticari alan, kentsel sosyal donatı alanı ve yaşam merkezi projesi için çok ciddi çalışmalar yaptık. Uzun zamandır yürüttüğümüz çalışmalar ile  çok sayıda görüşmemizin  sonucunda  Türkiye’nin bu konudaki duayenlerinden ve çok önemli markalarından biri olan Akfen GYO ile  anlaştık. Sayın Hamdi Akın zaten biliyorsunuz Bursalı. Hamdi Bey bir Bursalı olarak Bursa’ya çok güzel hizmetler vermek, güzel bir eser katmak istediğini ve Gençoğlu ailesi ile beraber Akfen’in  güçlerini birleştirdiği zaman bu kente  çok güzel bir eser bırakabileceğini söyledi. Dolayısıyla buraya Akfen’in önderliğinde karma bir konsept proje yapacağız. Bu konuda Türkiye’nin ileri gelen mimarlık ofisleriyle  görüşmeler yaptık. Bunlardan en iyi, en verimli, en iyi kullanım analizi ve swat analizi raporu için  dünyada birçok ödül almış EVA  Gayrimenkul ile anlaşma yaptık. Ardından  projenin en iyi şekilde geliştirilmesi için yine çok ünlü firmalarla görüşmelerimizi yapıyoruz. Bursa’nın ve bölgenin ihtiyaçlarını değerlendirerek uluslararası düzeyde  bir proje yapmak istiyoruz. Hasılat paylaşımı şeklinde olacak bu yatırımdan hem biz aile olarak hem de arazinin yüzde 65’ine sahip olan Penguen yatırımcısı faydalanacak. Bursa’ya layık, hepimize layık dünya çapında bir yaşam merkezi projesini Akfen ile beraber geliştirmek için adımImızı attık, anlaşmamızı imzaladık. inşallah hayırlara vesile olur.

FOTOĞRAFLAR: HATİCE DAL

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X