19 Ocak’ta BOTAŞ’tan OSB’lere 21 Ocak’tan itibaren doğal gaz kullanımında yüzde 40 oranında kısıntı olacağı bildiriliyor. (31 Ocak’a kadar)
Ayrıca 3 gün elektrik kullanılmayacağı, üretim amaçlı elektrik kullanacak firmalara ağır para cezası kesileceği de haber veriliyor.
Yani sanayici hem doğal gaz hem de elektrik kısıtlamasına maruz kalıyor.
Peki sanayicinin kaybı ne kadar?
Sadece NOSAB’daki fabrikaların yıllık ihracatlarını baz alarak kabaca bir hesap yapalım.
NOSAB’ın yıllık ihracatı 1 milyar dolar.
3 günlük elektrik kesintisi nedeniyle üretimden kaynaklı kayıp yaklaşık 3 milyon dolar.
Bursa’da 17 OSB var.
2 dev otomobil fabrikası üretim yapıyor.
Varın Bursa’nın zararını siz hesaplayın.
Ayrıca siparişlerin zamanında teslim edilmemesinden kaynaklı tazminatlarlar da var.
Diğer yandan haftanın ilk 3 günü Bursa’daki OSB’lerin elektrikleri verilmezken, mesela Gebze’de elektrik kesintisi dün başladı ve hafta sonuna kadar devam edecek.
Yani bir ürünün tamamlanma aşaması Bursa’daki bir OSB’den başlayıp Gebze OSB’de bitiyorsa, bir haftalık elektrik kesintisinden söz edebiliriz.
Bir diğer ifadeyle sanayici, tedarik zincirinin kırılmasından dolayı da zarar etti.
Tabii bazı fabrikalarda elektrik gelir gelmez, üretimin hemen başlaması da söz konusu değil.
O halde üretimden kaynaklı 3 günlük elektrik kesintisi ile hesaplanacak zarar en iyimser zarar olur.
Hasılı ortada bir enkaz var.
Ve enkazın boyutu sanıldığından çok daha büyük olabilir.
Enerji kesintilerinin nedenleri ve çözüm önerileri
Dün TMMOB Bursa Koordinasyon Kurulu, enerji kesintileriyle ilgili açıklama yaptı.
Önemli tespitlerin yapıldığı açıklamanın özeti:
“Doğal gazın Türkiye’nin birincil enerji arzında payı yüzde 27,1’dir. 2021’in ilk 11 ayında tüketilen elektriğin üçte biri, doğal gaz yakıtlı santrallerde üretilmiştir. Yaşamımızda bu kadar önemli yeri olan doğal gazda, yüzde 99 oranında dışa bağımlıyız. 2020’de doğal gaz ithalatının üçte biri Rusya’dan, dörtte biri Azerbaycan’dan yapılmış, İran’ın payı ise yüzde 11 olmuştur. BOTAŞ verilerine göre, ülkemizin günlük kurumsal gaz giriş kapasitesi; toplam 360 milyon m3’dür. Bu durumda, İran’dan gelen 28,5 milyon m3 gazın kesilmesi, kapasitede yalnız yüzde 8 azalma sonucunu verecektir. Oysa uygulamada durum daha farklıdır. BOTAŞ’ın günlük 360 milyon m3 rakamının gerçekleşmesi için, bütün boru hatlarının dolu olması, gazın sözleşme değerlerine uygun olarak eksiksiz gelmesi, bütün FSRU ve LNG limanlarında LNG tankerlerinin tam kapasitede sorunsuz boşaltıyor olması ve doğal gaz depolarının tam olarak dolu olması gerekir. Ayrıca, bu rakama dahil olan ancak halen boşta bekleyen ve yıllık kapasitesi 6,5 milyar m3 olan Azerbaycan-Erzurum hattına Azerbaycan’dan gazın gelmesi ve BOTAŞ şebekesine gaz verebilmesi de lazımdır. Enerji yönetimi, bu hattan temin edilen gazın daha yüksek fiyatlarla ve ilave taşıma bedelleri ile Eskişehir’den alınmasına yönelik hatalı karar ve uygulamadan derhal dönmelidir. İran’dan gaz arzının ileride de herhangi bir nedenle aksaması olasılığına karşın, Güney, Güneydoğu ve Doğu illerinin gazsız kalmaması için, Azerbaycan’ın Türkgözü giriş noktasından Erzurum’a gelen boru hattından uygun koşullarda gaz temininin sağlanması, mevcut kompresör istasyonları ve boru hattı şebekesinin çift yönlü çalışmasına imkan verecek yatırımların hızla sonuçlandırılması, şebekelerdeki eksik yatırımların tamamlanması, bölgede doğal gaz deposu olarak kullanmaya uygun formasyonların araştırılması gerekmektedir. Kesintilerde Türkiye’nin gazsız kalmaması için mevcut depolama tesis projeleri bir an önce bitirilmelidir. Tüm bu olumsuzluklar ile birlikte organize sanayi bölge müdürlüklerine yazılı olmayan, ‘sözlü bildirimler’ yapılarak, fabrikalara verilen elektriklerde de 72’şer saatlik kesintilere gidileceği bildirilmiştir. Her ne nedenle olursa olsun, faaliyetleri süreklilik arz eden sanayi kuruluşlarına gaz ve elektrik arzının üç dört günlük sürelerle kesilmesi sanayiye darbedir, kabul edilemez. Enerji kesintisi bildirimleri son anda yapılmış, bu sebeple fabrikaların üretim veya bakım planı yapması imkânsız hale gelmiştir. Bu ciddi plansızlık üreticileri zor durumda bırakmıştır. Doğal gaz temininde güçlük çeken kamu elektrik üretim tesislerinin alternatif yakıtlarla üretimini sürdürmeleri sağlanmalıdır. Kapasite mekanizması yöntemi ile çalışmadıkları aylar- yıllar için kamudan adeta haraç olarak milyonlar tahsil eden santrallar da derhal devreye girmelidir.”
Yenilenebilir enerjide atak yapmanın zamanı gelmedi mi?
Ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarının dağılımında en yüksek payı olan hidroelektrik santrallerinden 31 bin 280 megavatlık elektrik üretiliyor.
HES’leri, 9 bin 543 megavatla rüzgar, 7 bin 70 megavatla güneş, bin 595 megavatla jeotermal ve 945 megavatla biyokütle takip ediyor.
Ve yenilenebilir enerji santrallerinin toplam elektrik kapasitesi içindeki payı yüzde 53 civarında.
Ancak bunun yeterli olmadığı içinde bulunduğumuz süreç gösterdi.
Oysa 4 mevsimi de yaşayan Türkiye, yenilenebilir enerji için çok elverişli bir ülke.
Yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılması bir güvenlik meselesi olarak görülmeli.