CHP’nin olaylı geçen delege seçimlerine değindiğim yazıdan sonra, çok sayıda telefon aldım.

Olaylar sadece Osmangazi’yle sınırlı değildi, Nilüfer başta olmak üzere, birçok yerde benzer hadiseler oldu.

Yazıdan sonra arayanlar arasında, CHP İl Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özdemir de vardı.

İlçe binasında yapılan Çekirge seçiminde il yönetimi adına Orhan Aslan‘la birlikte görevliymiş Özdemir.

Özdemir, olayın bizzat içinde olduğunu söyledi ve başladı anlatmaya:

“Seçim başladığında aralarında Ece Aktan’ın da olduğu ilçe yönetimine yakın isimler bir yanda, İsmet Karaca’ya yakın isimler diğer yandaydı. Ece Aktan ve bazı partililer, sözlü sataşmalarda bulundular. Daha sonra, karşısındaki partililerin üzerlerine yürüdüler. Bu olaylar sürerken, polisler içeri girdi. Ben polisleri, ya dışarıda ya da ilçe başkanının odasında durmaları gerektiği konusunda uyardım. Bu olayı yatıştırdıktan sonra, seçimlere devam ettik. Sandığı kapatırken, ‘oy kullanmayan var mı?’ diye sordum. Bir kişi var dedi ama kimliği yokmuş. Ben de kimliği olmayan hiç kimse oy kullanamaz dedim. Bunu duyan İlçe Başkanı Recep Çohan, bir hışımla odasından çıkıp, yüksek sesle, ‘Ben oy kullanacak üyeyi tanıyorum, oy kullansın‘ dedi. Ben de kullandırtmam dedim. Başkan, kullandırtacaksın diye ısrar etti. Ben de ‘haydi buyur kullandırt o zaman‘ dedim. Aramızda tartışma çıktı. İşte bu sırada Hasan Keleşoğlu ve diğer arkadaşlar da tartışmaya girdi, sesler yükseldi. Daha sonra, arkadaşları dışarı çıkardık.”

 

Karaca ve Kayabaş’ın söyledikleri

 

CHP Osmangazi eski İlçe Başkanı İsmet Karaca ve Osmangazi Kadın Kolları eski Başkanı Gamze Kayabaş…

Dün iki isim de delege seçimleriyle ilgili aradı.

Önce Karaca’nın söyledikleri:

“İlk kez, Osmangazi’de kongre gibi delege seçimleri yapıldı. Bunu biz sağladık. Partime bugüne kadar zarar verecek hiçbir şey yapmadım, yapana da izin vermem. İlk kez, mevcut ilçe başkanının talebiyle, partimizin tüm delege seçimleri polis gözetiminde gerçekleşti. Buna hiç gerek yoktu. Adnan Menderes Mahallesi‘ndeki delege seçimine gelince. Ordaki tartışma, sandık başkanının süre geçmesine rağmen, seçimi devam ettirmek istemesinden kaynaklanıyor. Seçim bitmiş, orda oy kullanacak partili yok, sandık başkanı, ‘ilçe başkanı arabasıyla üye getirecek’ gerekçesiyle sandığı kapatmadı. Bu, tüzüğe aykırı bir tutumdur. Ben buna itiraz ettim. Tartışmadan sonra, hemen orayı terk edip, başka bir seçim bölgesine gittim.”

Hürriyet Mahallesi’ndeki olayların baş kahramanlarından Gamze Kayabaş’a da oy kullandırtılmamıştı.

Olayı bugün de kendi ağzından aktaralım:

”Hürriyet Mahallesi delege seçimlerinde benimle ilgili disiplin süreci devam etmesine rağmen aday olmadım. En azından oy kullanma hakkına sahip olduğumu düşünerek oy kullanmak istedim. Bana oy kullanamayacağım söylendi. İl Disiplin Kurulu‘nun verdiği karar ilçe başkanının talimatıyla çoğaltılarak Hürriyet Mahallesi üyelerine dağıtıldı. Amaç, kendi mahallemde beni zor duruma düşürmekti. Hayatımda hiç görmediğim biri bana ‘sen buraya giremezsin‘ diyerek beni kovmaya kalktı. Hiçbir tartışmaya girmedim. Polisin gelmesiyle gitmesi bir oldu. Ben kendim dışarı çıktım. İlginç olan, beni kovmaya kalkan adamcağazın sonra yanıma gelerek ‘Gamze Hanım çay paralarını öder misiniz?“demesi oldu.

 

Hasan Keleşoğlu, Osmangazi’ye aday!

 

CHP Osmangazi kongresinin bir hayli haraketli geçeceği, delege seçimlerinden anlaşılıyor.

Dün, Nilüfer ve Yıldırım‘daki adayları yazmıştım.

Bugün Osmangazi…

Daha önce Aydın Keleşoğlu, Ahmet Abi‘ye, (Emin Yılmaz) aday olacağını açıklamıştı.

Hasan Keleşoğlu’nun da aday olacağını öğrendim.

Keleşoğlu, OLAY TV Genel Yayın Müdürü İsmail Öztat‘a aday olacağını söylemiş.

Ben de bu köşeden aktarmış olayım.

 

UEDAŞ’tan anlamlı kampanya

 

Kitaplar, hayatı yorumlamanın en iyi yoludur.

Sorgulayacı nesiller, aydınlık yarınlar kitaplarla yaratılabilir.

Ne kadar çok sözcük biliyorsanız, o kadar çok düşünebilirsiniz.

Ne kadar fazla kitap okursanız, o kadar çok sözcük öğrenebilirsiniz.

Maalesef, kitap okuma alışkanlığımız utanılacak düzeyde.

Bahane de hazır:

Boş vakit yok.

Oysa ömrü cephelerde geçmiş, imparatorluk yıkıp, yerine modern bir cumhuriyet kurmuş, kısacık ömrüne onca devrimleri sığdırmış Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıl süren yaşamında yaklaşık 4 bin kitap okumuş.

“Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım” diyen Atatürk‘ün sözleri, kitabın önemini ortaya koymuyor mu?

Tüm bunları UEDAŞ‘ın, “Bir kitap, daha aydınlık bir hayat” isimli sosyal sorumluluk kampanyası için yazıyorum.

Kütüphanesi olmayan köy okullarına, kütüphane kazandırmayı amaçlayan kampanyada, vatandaşlardan kitap toplanacak.

UEDAŞ, hem kampanyanın öncülüğünü yapıyor hem de 5 köy okuluna kütüphane kuruyor.

Kampanyaya katılmak isteyenler, Korupark, Zafer Plaza ve Kent Meydanı AVM‘deki kitap kumbaralarına veya UEDAŞ iletişim noktalarıyla, UEDAŞ Genel Müdürlüğü‘ne kitaplarını bırakabilirler.