Yaygın medyada iki satırlık haberlerle geçiştirildi ancak önemli olduğunu düşündüğüm bir gelişme yaşandı geçen günlerde.
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem ve parti heyeti, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarark HDP’nin kapatılmasını talep etti.
***
Haberin görmezlikten gelinmesi veya küçük verilip geçiştirilmesi, başvuru yapan kişilerin mensubu olduğu partiden kaynaklanıyor olabilir mi?
Oysa başvuruyu yapan Vatan Partisi heyeti olsa da, kapatma talebinin arkasında toplumun kahir ekseriyeti olduğunu rahatlıkla iddia edebilirim.
Ne var ki demokrasi ve insan hakları gibi evrensel değerleri aşındıracak uygulamalardan kaçınılmalı, herşey hukuka uygun bir zeminde gerçekleşmeli.
İdam cezasının geri gelmesi de toplumun önemli bir bölümünün talebi olsa da, yıllar önce yasalarımızdan çıkartılan bu ceza için referandum mevzubahis bile değil bugün.
HDP’nin kapatılma talebi ise, son büyük kongrelerinde yaşananlarla ilgili ( Teröristler için saygı duruşunda bulunulması, Apo’nun fotoğraflarının dev ekranda yansıtılması, Afrin’de Mehmetçiğin mücadele ettiği PYD’nin mesajının okunması ve kürsü konuşmalarında Zeytin Dalı eleştirisi yapılması) olsa da, bu partinin meşruiyetinin tartışılması bugüne ait değil.
Gelin biraz hafızalarımızı tazeleyerek konuyu açalım.
***
28 Ağustos 2016…
Şırnak’ın Cizre ilçesinde Çevik Kuvvet binasına yaklaşık 50 metre uzaklıktaki polis kontrol noktasına PKK’lı teröristler bomba yüklü araçla saldırı düzenledi.
Saldırı HDP’li belediyenin bomba yüklü hafriyat kamyonuyla yapıldı.
Cizre Belediyesi’ne ait kamyona yüklenen 10 tonluk patlayıcıyla yapılan saldırıda 11 polisimiz şehit oldu 78 kişi de yaralandı.
***
9 Temmuz 2015…
PKK’lı teröristler Artuklu’daki Cevizli Jandarma Karakolu’na HDP’li Mazıdağ Belediyesi’ne ait bomba yüklü kamyonla saldırdı, 2’si asker 3 kişi şehit oldu.
***
Yıl 2015, yer Cizre.
Cizre’nin birçok mahallesinde hendek açan PKK’lılar, HDP’li belediyenin iş makinesini kullandılar.
Cizre Belediyesi’ne ait kamyon, teröristlerin cephanelik ve hücre evlerini korumak için kurulan barikata moloz boşalttı, diğer yanda da yine belediyenin iş makinesi hendek açma işinde kullanıldı.
Cizre Belediyesi’nin iş makineleriyle kurulan barikat ve açılan hendeğe el yapımı patlayıcı ve mayın yerleştiren teröristler, bunları güvenlik güçlerini taşıyan araçların geçişi esnasında patlatmayı planlıyordu.
Tüm bunlar kamera kayıtlarında saniye saniye görüntülendi.
***
4 Ocak 2015…
Güvenlik güçleri Mardin’de Safa Mahallesi Kilise Sokak’ta HDP’li Dargeçit Belediyesi’ne ait bir traktörde arama yaptı.
Traktör içinden bir cephanelik çıktı:
7 roketatar, 2 bixi, 5 kaleşnikof, 1 MP5, 24 antitank roket mermisi.
***
PKK, HDP’li belediyelerin sadece iş makinelerini ve kamyonlarını eylem yapmak için kullanmıyor, onları bir finans aracı olarak da sömürüyordu.
Mesela kayyum atanmadan önce HDP’li Patnos Belediyesi’nde çalışan taşeron işçiler tamı tamına 6 bin 300 lira alıyordu ki, böyle bir maaşı hiçbir belediye taşeron işçisi rüyasında bile göremez.
Doğu ve Güneydoğu’da HDP’li belediyelerde çalışan işçilerin maaşları 7 binleri buluyordu.
Çünkü, işçilerin maaşının yarısı terör örgütünün kasasına giriyordu.
***
PKK’ya lojistik destek veren, maddi destek sağlayan HDP’li belediyelerin bütçeleri, bizim vergilerimizden kesiliyordu.
Yani askerimizi şehit eden, polisimize pusu kuran, sivilleri katleden eylemler, yasal bir partinin sağladığı imkanlar ve maddi desteklerle yapılıyordu.
Hiç olacak iş değildi ve 2 yıl önce gereken yapılarak HDP’li belediyelere kayyum atandı.
Ancak son kongrelerinde Afrin’deki YPG/PKK’lı teröristlere selam duranlar yine HDP’lilerden başkaları değil.
Yani Mehmetçiğe kurşun sıkan, pusu kuran, meskun mahallelerden sivil yurttaşlarımıza roket fırlatan YPG ve PKK’lı teröristlere moral verildi ülkenin başkentinden.
Ve bu parti hala Hazine’den yardım alıyor.
***
HDP’yi kapatmak çözüm değilse, Hazine yardımları kesilemez mi?
En azından tartışalım, ne kaybederiz?